Bronz tenlerle uçuş uçuş bembeyaz elbiseler giyip sahilde boy göstermek hepimizi heyecanlandırıyor.
Kışa doğru ise güneşlenmenin, korunmamanın ceremesi olarak yüzde oluşan lekeleri gizlemek için kapatıcılara, fondötenlere başvuruyoruz.
Peki, hem yazın tadını çıkarmak hem de lekelenmemek mümkün mü? Elbette mümkün!
Ama önce gelin beraber neden yaz aylarında lekelendiğimize bakalım ve buna göre önlemlerimizi alarak sonucu etkileyelim.
Leke nedir?
Her insanın farklı ten rengine sahip olmasını sağlayan melanosit hücrelerinin aşırı ve düzensiz üretimi sonucunda ciltte oluşan koyu bölgelere “cilt lekesi” denir.
Cilt lekelerinin meydana gelmesinde birçok farklı faktör etkilidir ve tedavi öncesinde lekeye neden olan bu unsurların iyileştirmesi
gerekir.
Cilt lekelerine neden olan bazı faktörler:
◊ Yaz aylarında ağda ve jilet gibi epilasyon yöntemleri uygulandıktan sonra direkt güneşe çıkmak.
◊ Peeling gibi cilt yüzeyinde hasara neden olan bir işlem yaptırdıktan sonra koruyucu önlem almamak ve dikkatsizlik.
◊ Kullandığınız bazı ilaçlar ve geçirdiğiniz hastalıklar.
◊ Genetik olarak yatkın ve hassas bir cilde sahip olmak.
◊ Hamilelikte değişen hormonlar ya da hormonal tedaviler.
◊ Son kullanma tarihi geçen, bayatlayan, bozulan kozmetik ürünleri, kalitesiz ve zararlı içeriklere sahip makyaj malzemesi kullanımı.
◊ Aşırı yağlı, baharatlı ve dengesiz beslenme yüzünden bozulan cilt yapısının dış etkenlerle hasar alması (güneş).
◊ Yetersiz beslenmek, az su içmek ve alkol, sigara zararlı alışkanlıklar...
İlk kural: Korunmak
Lekelenmenin sebeplerini öğrendiysek alınabilecek önlemlere ve gerektiğinde hangi tedavilerin uygulanabileceğine geçebiliriz.
Öncelikle artık yaz dönemi de lekeli cilde müdahale edilebiliyor.
Tabii ki her işlem yapılamıyor, daha ziyade cildi güneşe karşı hassaslaştırmayacak bazı işlemlerle lekeyi kontrol altına alma hedefliyor.
Öncelikli kuralımız her zaman korunmak... Ama doğru korunmak.
Yani güneş koruyucu kullanmak. Fakat etkinliğini bilmediğiniz, 30 faktör bir güneş kremini günde bir kere kullanarak korunmuş sayılmayız. Bu kendimizi kandırmak olur.
Güneşin lekeli ve lekeye eğilimli ciltlerde etkili olan dört farklı ışın türü vardır. UVA ve UVB bu dört ışın türü arasında en çok duyduklarımız. Bu sebeple ‘kremin’ tam koruyucu özellikli olması önemlidir.
Genellikle göz ardı edilen ışınlar ise bilgisayar, TV ve spot ışıklarıdır.
Son yıllarda yapılan araştırmalar gösteriyor ki günlük hayatta sıkça maruz kaldığımız bu ışınlar da cilt lekelerinin oluşmasına ve lekelerin derinleşmesine sebep.
Ayrıca güneş ışınları sadece leke yapmaz, aynı zamanda cildi kurutur ve yaşlanmayı hızlandırır.
Bize düşen doğru ürünü tespit edip günlük hayatımızın bir parçası haline getirmek.
Bu nedenle artık nemlendirici yerine güneş koruyucu öneriliyor. Çoğu koruyucunun nemlendirme, cilt tonu eşitleme ve koruma özelliği olduğu için başka ürünleri kullanmaya gerek kalmaz. Bunların dışında özellikle hafta sonu gezilerinizde ve tatillerinizde ne kadar iyi bir teknolojiyle üretilmiş olursa olsun güneş koruyucuların yetmeyeceğini söylemek lazım.
Bu noktada zararlı ışınlardan korunma yöntemi olarak şapka, özellikle göz çevresi morluğu olan kişilerde geniş çerçevesi olan bir güneş gözlüğü, şemsiye gibi gölge yaratacak faktörleri de hayatımıza katmamız gerekecek.
Cilt bariyerini güçlendirmek önemli
Çok sık tatil yapmıyorsanız ve tatil tarihleriniz belirliyse lekeleriniz için çalışmaya devam edebiliriz.
Örneğin Diamond Shine Terapi denen uygulama bir leke düşmanıdır.
Bu protokolü lekeli
ciltlerde uyguluyorsak, kullandığımız temizleyiciden sürdüğümüz maskeye, enjekte edeceğimiz vitaminden kullandığımız lazerin yöntemine kadar bütün aşamalarda lekeli cilde çalışılır.
Zaten Diamond Shine Terapi’nin en önemli özelliklerinden biri, ciltte renk dengesi sağlamak, bunun yanı sıra leke oluşumunu engellemek ve lekeye neden olan melanin pigmentini baskılamaktır.
Melanin pigmentini baskılamanın neden önemli olduğuna gelecek olursak...
Güneşin daha etkili olduğu yaz aylarında melanin pigmenti aktifleşir ve lekeler daha görünür olmaya başlar.
Yazın bu şekilde kontrol altına aldığımız lekeli cildi kışın ışıl ışıl bir hale getirmek daha kolaydır.
Bir diğer yöntem de cildin kendi bariyerini güçlendirmektir.
Bu, güneş koruyucu kullanmak kadar önemlidir.
Yıllar içinde dış etkenlere maruz bırakılarak DNA yapısı bozulmuş, gücünü ve dayanıklılığını yitirmiş cildi yeniden güçlendirmek ve yapılandırmak aslında yapılması gereken ilk iştir.
Bu işlem genellikle gözden kaçırılır.
Bunun için de yapılacak en doğru işlemlerden bir tanesi, deri altı dokularını ihtiyacı olan vitamin, mineral ve peptitlerle beslemektir.
Tüm bunların dışında daha agresif yöntemler için elbette kış aylarını bekliyoruz, fakat “Yaz aylarında cildim için ne yapabilirim” diyenler için bu bilgiler de burada dursun.
Yazın leke tedavi olmaz diye düşünüp, “Ne de olsa kışın tedavi olacağım” diyerek bol bol güneşlenip cildimize zarar vermeyelim.
NOT: Cildinizle ilgili tüm işlemler için mutlaka bir uzmana danışmanızı öneririm...