Türkiye en kurak zamanlarını acı bir şekilde yaşıyor. Özellikle de son dönemlerde bu kuraklığın sert bir şekilde yükseldiği görülüyor.
Hem gıda hem de diğer ürünlerin tedarik edilmesinde problem yaşayan Türkiye, en kurak zamanlarını görüyor. Konuyla alakalı henüz ciddi bir adımın atılmaması ise endişeleri artırıyor. İklim değişikliğinin etkileri nedeniyle herşey tepetaklak olmaya başladı. Dünya genelinde bazı yerleri sular basarken kimi yerler kuraklıktan kırılıyor.
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi bünyesinde çalışan bir uzman konuyu değerlendirdi. Türkiye’nin son 100 yıl içerisindeki en ağır kuraklığı yaşadığını belirtti.
Türkiye’de kuraklık kırmızı alarm seviyesine ulaştı
Kuraklık genellikle susuz kalma ile ilişkilendirilir. Aslına bakacak olursanız bu her ne kadar doğru olsa bile yine de sadece susuz kalma olarak değerlendirilmez. Aynı zamanda çiftçiler mahsullerini yetiştiremez. Verim kaybı ise bir diğer önemli problemdir.
kuraklık ile birlikte ortaya çıkan bu etkiler aynı zamanda hava değişimlerine de neden olur. Giderek daha fazla sertleşen hava koşulları bitki örtüsünü tahrip eder. Yani sadece kulaklık deyip geçmemek lazım. Neredeyse hayatın en ince damarlarını bile etkiliyor. Bilim insanları bu konuyla alakalı kulaklık merkezi kurulması gerektiğini düşünüyor.
Kuraklıkla mücadele etmek için hem halk hem çiftçiler hem de devlet elini taşın altına koymalı. Bilim insanları; kuraklığa dayanıklı bitki çeşitleri, su kullanma yasaları ve az su kullanan klozetler gibi alanlarda destek sunabilir. Böylece en azından kuraklığın derecesi azaltılır.
Araştırmacılar 2050 yılında insanlığın yok olacağını söylüyor!
Türkiye’de hem yeraltı hem de yer üstü su kaynakları büyük ölçüde tehlike altında. Eğer kuraklık ile alakalı önlem alınmazsa bu tehlike büyüyecek. Peki siz bu koşullar ile ilgili ne düşünüyorsunuz?