A­Ş­I­ ­O­L­M­A­K­!­.­

A­Ş­I­ ­O­L­M­A­K­!­.­

Korona Virüs Rüzgarı esmeye başladı, inşallah ilerleyen zamanda sert fırtınalarla karşılaşmayız.

Korona Virüsü kafa atmaya çalışanların sayısı çoğalmaya başlayınca virüs rüzgarları esmeye başladı.

Dün Tokat genelinde Aşı Kampanyası başlandı.

Niksar’da Saat Kulesi bölgesinde başlayan aşı kampanyasına vatandaşın ilgisi bir hayli fazla idi.

Aşı kampanyasında dikkatimizi çeken husus şu idi, halen resmi kurumlarda çalışan memurlar ve işçiler arasından aşı olmamak için mazeret üretenlerin olduğunu, çeşitli bahanelerle aşı olmadığını söyleyenler oldu!.

Devletin memuru, devlette çalışıyor, vatandaşa hizmet için bir makam almış, aldığı makamın değerini bilmiyor!.

Sahi; devletin memuru veya işçisi, devlette ne için vardır?.

Devlete çalışanlar devletin güvencesinde halka hizmet için var olduğunu düşünüyoruz.

Yani devletin güvenirliğini dikkate alarak devlet memuru veya işçisi olmuş.

O zaman devletin üst seviyedeki yetkilileri, dünyada var olan ve ülkemizde de binlerce can alan Korona 19 Virüsü konusunda herkesin dikkatli olmasını istiyor, yani hastalığın bulaşmaması için ilk önce Maske+Mesafe +Temizlik kurallarına uygun hareket edilmesini istiyor, bunun devamında da mutlaka aşıların yapılmasını talep ediyor.

Peki devletin kurumlarında çalışanlar Maskeye ne kadar uygun hareket ediyorlar?.

Veya Mesafeye ne kadar uygun hareket ediyorlar?. Sanırım en çok dikkat ettikleri husus “Mesafe” konusunda olduğunu düşünüyorum.

Neden mi?.

Mesafe demek vatandaşlarla az bir araya gelmek demektir, vatandaş eskiden olduğu gibi kurum içinde yakından bir araya gelme imkanları yok, hele birde kurumlarda güvenlikçi varsa vatandaşın çoğu zaman kurumda iş yaptırması bil mümkün değil, neden mi?, şayet ehli keyif bir çalışan ise, önündeki bilgisayardaki işlemi bir iki dakikada yapması gerekirken uzun dakikalara yayarak daha az sayıda hizmet vermeyi planlamıştır da ondan.

Devletin sağlıklı nesillerin, sağlıklı insanların olması için önerdiği, koyduğu kural demiyoruz, çünkü hükümet aşı konusunda baskı ve cebren bir çalışma yapmıyor, aşıların gönüllülük esasına göre yapılmasını istediği için.

Devletinin tavsiye ettiği kuralları dinlemeyen, hiçe sayan, hastalandığında da “nerede devlet” diyerek yaygara yapan insanların sayısının az olmadığını düşünüyorum.

Aşı kampanyasın da hükümetin tavsiyelerine uyan tabi ki çok sayıda insan var.

Mesela engelli bir kardeşimiz kurulan standın yanına gelerek orada meraklı bakışlarla yapılan çalışmaları izledi, çalışmalardan etkilenerek ilk aşısını yaptırdı.

İlk aşısını yaptıran kardeşimiz ile kısada olsa sohbet yapma imkanım oldu; neden daha önce aşı olmadın?” dediğimde; hayatımda hiş aşı olmadım ilk defa burada oldum” dedi.

Aşı senin sağlığın için çok önemli, zaten vücut direncin zayıf, iyiki aşı oldun” dedim.

Bana; “kardeşim sağlıklı her gün kahveye gidiyor, kendisine “aşı ol” dedim, “olmam sen karışma” dedi bana.

Her gün kahveye giden bir insan orada en  kaç kişi ile temas da olur?, kaç kişinin oynadığı oyun malzemeleri ile iç içe olur?.

Bazı insanlar yaşanan sıkıntılardan ve hatta felaketlerden neden ders almazlar?

Kos koca devlet başkanları ağızlarında maske ile hizmet ederken, çalışmalara katılırken, bazı insanlar, aşı olmuyor, Maskeye uygun hareket etmiyor, mesafeyi hiçe sayıyor ve hatta temizliğe dikkat etmiyor, sonrası ne olur?.

Bu kadar kuralsızlık içinde Korona Virüsünün bu ülkeyi bu şehri terk etmesi mümkün mü?

Kuralsızlık, kural olmadığını ifade etmek isterim.

Kurallar herkes için geçerlidir.

Kurallar bir kez çiğnenmeye başlayınca artık kuralların hayat bulması mümkün değil.

Bizler kimlerin ne kadar çalıştığına falan bakmıyoruz, bu konu ilgi alanımızda değil, lakin bütün bir şehrin ve ülkenin geleceği tehlikede ise, bu tehlikeye dikkat çekmek boynumuzun borcudur.

Bazı insanlar; “Korona Virüs neymiş ben anlamam, ona kafa atarım” diyerek gezmeye çalışanlar, bugün kafayı Korona Virüsten yediler ömür dünyaya yolculuk yaptılar, Allah rahmet eylesin.

Kafa atarım, diyerek gezenler, ne yazık ki hastalıktan kafa yediler, dünyalarını değiştirdiler!.

Hastalık gelmeden; “aşı olun” dendiğinde kurallara ne kadar uygun hareket edilirse edilsin, aşı olmadan hastalığa kapılmamaları mümkün değildir.

Daha önceleri de ifade ettim.

Covit hastalığını şu şekilde anlıyorum zincir kızarmaya başlıyor, bu ateşin durması için Zincirin halkası halkası kopmalı ki zincirin diğer kısımları zarar görmesin, yani hastalığın durması için AŞI şart.

Covit19  belasından  olmazsa olmazı AŞI olmaktır, başka şansımız yoktur.

Kimisi hiç aşı olmuyor, kimisi 1 aşı olduktan sonra ikinci aşıyı olmuyor, kimisi “ben iki aşı oldum artık 3. Aşıya gerek yok” diyor, ama sonuç değişmiyor, hastalık bir yerden mutlaka bulaşıyor.

Biz, 2 aşı olduktan sonra 3. Aşımızı aşıların vurulmaya başladığı gün vurunduk, çok şükür sağlığımız yerinde, bizlerin 3. Aşıyı olması yetmiyor, her insanın bu kurallara uyması gerekiyor.

Hem devletin kurumlarında çalışıp, hem de devletin uygulamak istediği kurallara uymayanlar her şeyden önce insani görevlerini yapmamış oluyorlar., insani görevlerini yapmayanlardan kime ne fayda vardır?

Sonuç; Covit hastalığının insanlara zarar vermemesi için, mutlaka aşımızı 2 defa olmalıyız, Maske+Temizlik duruma göre mesafeyi uygulamalıyız.

Günün Sözü; HASTALIĞIN YOK OLMASI İÇN AŞI OLALIM.

 

 

 

Popular Articles

Latest Articles