S­A­V­A­Ş­A­ ­H­A­Z­I­R­ ­O­L­M­A­Y­A­N­ ­M­İ­L­L­E­T­!­.­

S­A­V­A­Ş­A­ ­H­A­Z­I­R­ ­O­L­M­A­Y­A­N­ ­M­İ­L­L­E­T­!­.­

“SAVAŞA HAZIR OLMAYAN MİLLET BAĞIMSIZ KALAMAZ”.

Nereden başlasam, nasıl bir yol çizsem de meramımı anlatabilsem !.

Söze Savaş ile başladık.

Savaşlar olmasa barış olur mu?.

Savaşta başarılı olmayan milletler hür ve bağımsız olabilir mi?

Savaşarak vatan topraklarını emperyalis Rusya’dan kurtaran Afganistan, barış adı altında ABD nin oyununa geldi, savaşmadan, barış sağlayacağını düşündü ama vatan topraklarını ABD nin pis potinlerine peşkeş çekti.

Afganistan onurlu bir savaşı emperyalis Rusya ile yaptı.

Afganistan ABD ile onursuzca masaya oturdu, kaybeden taraf oldu, katliamların kapsını araladı!.

ABD nin 20 yıldır Afganistan’da ne işi vardı?

Milli birlik ve bütünlüğünü kaybetmiş bir neslim yetişmesine neden oldu, Milli ve Manevi değerlerle yetişen neslin yok olmasını sağladı, Balık tutmayı değil, Balık yemeyi tavsiye etti.

Milli ve Manevi ruhtan yoksun bir nesli ele alarak onların savaşa bilmesi için her şeyin “para” ile olacağını öğretti ve savaşmanın para karşılığında olduğunu öğrettiği 300 bin kişilik paralı askerleri yetiştirerek Afganistan’ı savaşacak askerden yoksun bıraktı!.

İşte bugün bir kısım insanların “Afganlıları istemiyoruz” diyerek naralar atanların karşılaştığı  Afganlılar.

Sahi aklımıza gelmişken soralım.

Ülkemize Afganistan’dan insanlar yenimi gelmeye başladı?.

Bizlerin bildiği Tokat merkez ve bazı ilçelerimizde Afganistan’dan gelen çok sayıda insanımız yıllar önce geldiler, Tokat ekonomisine ciddi katkılar yapmaktadırlar.

Tokat bölgesi Tarım ve hayvancılık ile geçine önemli bir bölgedir, Hayvancılık denince akla tabi ki Deri gelmektedir.

Bugün Tokat genelinde Deri sektörü ile ilgilenen tek kesim veya topluluk sanırım Afganlı kardeşlerimiz tarafından yapılmaktadır.

Deri sanayisi bölgemizde ve ülkemizde can çekişirken, Afganlı kardeşlerimiz bu sektörün ayakta kalmasını sağlayan önemli toplumdur.

Afganlıları istemiyoruz! Diyenler, sanırım yine Hükümetin aleyhinde siyaset yapmaya çalışan bir grup olduğunu düşünüyoruz.

Sahi; “Afganlıları istemiyoruz” diyenler, sizler hangi topraklardan geldiniz?

Bizler Afganlıları seviyoruz, onlar bizlerin ata yadigarlarıdır, Kurtuluş Savaşında onların dedeleri, ataları Türkiye Cumhuriyetinin düşman işgalinden kurtulması için, Analar kulaklarındaki Küpeleri, babalar parmaklarındaki Altın Yüzükleri ülkemize yardım olarak göndermişler ve Çanakkale’de benim atam ile yan yana kara toprağa düşmüşlerdir.

Aynı Suriyelilerde olduğu gibi, bugünde Afganlıları istemiyoruz temposunu tutturanlar var, bu tempolar yapanlar bu ülkenin menfaatine sözler söylemiyorlar.

Defalarca ifade etmeye çalıştım, dünyayı sömüren bir damla Petrol için bin damla KAN akıtan ABD 10 kilometreden gelerek bu bölgelerde at koştururken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bizler yaşanan olaylara asla duyarsız kalamayız.

Bugün Hükümete karşı gelenler duygu sömürüsü yaparak sanki gelen yabancılar ülkemizi işgal edecekmiş!, gibi yaygara yapıyorlar.

Bu ülkede 40 yıldır kan döken çocuk katili apoya söz söyleyemeyenler, onun siyasi uzantısı HDP ye “katillerle beraber olma”  demeyenler, diyemeyenler, bugün benim atamla Çanakkale’de destan yazan Suriyeli, Afganlı kardeşlerimizi sözler söylüyorlar.

Suriyelileri ve Afganlıları “istemiyoruz” diyenler, Çanakkale destanından söz etmemelidir!.

Kurtuluş savaşında şehit olan  dedelerinin torunları bugün ölümden kaçarken, güvenli liman olarak Türkiye’yi görmüşler.

Cumhurbaşkanımız  İDEF’21 15’inci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı açılışında yaptığı konuşmada, “Türkiye, son 19 yılda, diğer pek çok alan gibi savunma sanayiinde de âdeta bir devrim gerçekleştirmiştir. Türk savunma sanayiinin dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla çıktığımız bu yolda, hamdolsun, çok iyi bir noktaya geldik” dedi.

“Savunma harcamalarımızı ve ARGE’ye ayırdığımız kaynakları dengeli bir şekilde artırarak, bu doğrultuda üzerimize düşenleri yerine getirmenin gayreti içindeyiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fuarımızda millî imkânlarla geliştirdiğimiz pek çok ürünün yer alması, bu konuda kat ettiğimiz mesafenin ispatıdır. İnşallah önümüzdeki yıllarda bu tablo daha da gelişerek devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Türkiye, son 19 yılda, diğer pek çok alan gibi savunma sanayiinde de âdeta bir devrim gerçekleştirmiştir. Türk savunma sanayiinin dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla çıktığımız bu yolda, hamdolsun, çok iyi bir noktaya geldik. Mesela, 2002 yılında ülkemizde sadece 62 savunma sanayii projesi yürütülüyorken, günümüzde bu sayı 750’yi geride bırakmıştır. Bu projelerin bütçeleri de 5,5 milyar dolar düzeyinden 75 milyar doların üzerine çıkmıştır. Sektörde faaliyet gösteren firma sayımız da 56’dan 1.500’e ulaşmıştır. Firmaların yıllık ciroları 1 milyar dolardan 11 milyar dolara kadar yükselmiştir.” dedi.

Savunma sanayisinde gelinen nokta, güçlü bir Türkiye’nin olduğunu gösteriyor, özellikle savunma sanayisinde kazanılan değerlerin kıymetini bileceğiz.

Türk Milleti olarak her zaman savaşa hazır olduğumuzu biliyoruz, millet olarak savaşçı milletiz.

Her ne kadar zaman zaman genlerimizle oynama, beyinlerimizle alay etmiş olsalar da, damarlarımızda ki asil kanının bozulması söz konusu değildir.

Bundan sonra daha çok yazacağız, bugünlerin anlam ve önemine binaen.

Kerbela faciasını bir kez daha nefretle kınıyoruz.

Peygamber Efendimizin (SAV) kıymetlisi, “Bin defa mazlum olsan da bir defa zalim olma” diyen Hz. Ali’nin yadigarı, hakkı savunmak için çıktığı yolda, KERBELA’DA şehit edilen Hz. Hüseyin ve Ehl-i Beyt’i rahmetle yad ediyoruz.

Bugün Aşura; zalim ile mazlumun karşılaştığı gündür.

Günün Sözü; ALLAH ZALİMLERİ KAHRU PERİŞAN ETSİN.

 

 

Popular Articles

Latest Articles