Seccadeye Basma Olayı
Bilerek yaptığını düşünmüyorum. Dini hassasiyeti olan birisi için böylesi bir kaza ancak istisnaen olur. Zira psikolojide “algıda seçicilik” dediğimiz bir kavram vardır. Hassas olduğunuz, çok istediğiniz ya da aşırı imtina ettiğiniz şeyleri çok çabuk algılarsınız. Farketmediğiniz şeyler, çoğunlukla umursamadığınız şeylerdir. Namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmaz derler ya, öyle bir şey yani. Bu cenahta dini hassasiyet olmadığı herkesin malumu. Ama madem siyaset yapıyorsun, milletin hassasiyetlerini gözetmek siyasetin gereğidir. Doğrusu milleti de umursamayan bir gelenekten geldikleri için doğal olarak benzer hatalar da kaçınılmaz oluyor. Mesela ev ziyaretlerinde, milletin evine de defalarca ve ısrarla ayakkabı ile girdiler, girmeye de devam ediyorlar. Bana göre seccadeye hataen ayakkabı ile basmak değil ama milletin evine bile isteye ayakkabı ile girmek var ya, işte asıl saygısızlık budur. Neticede “ seçimler bir bitse de, şu sağa göz kırpma takiyyeciliğinden kurtulsak” ( Canan Kaftancıoğlu) diyen bir kadro, seccadeyi baş tacı yapsa ne yazar! Dindar olup olmamak kendi tercihleri. Biz buna karışamayız. Ama yıllarca dinimize karışan, dinimizle mücadele eden bu sözde ilerlemeci, aydınlanmacı, pozitivist tayfanın seçim sürecinde güya dindar görünüp, milletin oyunu alacağını düşünmesi, bu milleti keriz yerine koymaktan başka bir şey değildir ve işte işin bu kısmı beni ilgilendirir. Maalesef bu kadar düşmanlığa rağmen, adamların oltasına gelen sazanlar da az değil! Lakin ben kendi adıma sazan olmadığımı onlara sandıkta göstereceğim.