Yılın ilk Kar yağışı 20 Ocak 2020 gecesi yağmaya başladı, koca koca insanlar Kar yağışını görünce mutlu oldu.
Toprağın özlediği KAR yağışını insanlarda özlemiş, gece yarısı başlayan kar yağışını gören insanlar mutluluktan sanki uçarcasına dostları ile yaşadıkları anı paylaştılar.
Özlemişiz, var olan değerlerimizi kaybetmeye başlayınca güzelliklerin farkına varmış oluyoruz.
Ülkemizde ve dünyada Küresel ısınmaya dikkat çekmeye çalışırken, insanlar yazılan yazıları veya söylenen sözleri dikkate almayıp Doğayı hoyratça yıpratmaları sonrasında Dünyanın dengeleri bozulmaya başlayıp, var olan değerlerimiz elden kaymaya başlayınca “eyvah” demeye başladık.
Cenabı Allah hiçbir şeyi sebepsiz yaratmamıştır.
Biz insanlar var olan değerlerin kıymetini bilmeliyiz, aksi taktirde bir Kuş gibi elimizden uçtuktan sonra onu yakalamak mümkün olmaya bilir.
Kar yağışını hasretle bekleyen TOPRAKLARIMIZ, inşallah hasret olduğu sevgilisine kavuşmaya başlayacaktır.
Bölgemizde uzun zaman Yağmur yağmayınca, Topraklar kurudu Ekinler uzun zaman ekilmedi, son anda yağan Yağmurla birlikte Topraklar bereketli hale geldi, Toprak yağmurunu aldı, sonra Güneş doğdu ve Toprak yarenine kavuştu, insanlara sunacağı nimetler için de Buğdaylar Toprakla buluştu.
Buğdaylar Toprakla buluştu, kendisini uzun zaman saklayacak, hem toprağa hem de Buğdaya hayat verecek Kar yağışını bekler oldu, çok şükür geç olmasına rağmen bereket Toprakla buluşmaya başladı.
Nasipten ötesi olmazmış, Cenabı Allah verdiği her nimetin ve külfetin karşılığı bulunmaktadır, Nimeti veren Allah, yanında külfeti de veriyor ki, varlığın kıymeti bilinsin diye.
Külfetsiz hayat yaşayanlar, verilen varlığın kıymetini bilmeyince ortaya yaşanmaması gereken felaketler çıkıyor.
Artık insanlık DOĞAYI katletmemeli, var olan Toprağın, Suyun, Havanın, Güneşin kıymeti bilinmelidir.
Doğanın tahrip olmaması için, verimli Toprakların katledilmemesi ve Beton yığınları haline gelmemesi için, Suyun Toprakla buluşmasını engellememek için çalışmalar yapılmalıdır.
Toprağın Suyunu keserseniz, Buharlaşma olmaz, Doğadaki canlıları katlederseniz Doğal yapılar bozulur, felaketler arka arkaya geldiğinde “ne oluyor?” diye konuşmaya başlarsınız.
Dinmeyen yangınlarla Boğuşan Avustralya, daha önce açıkladığı deve katliamına başlamıştı. Ülkede ilk etapta fazla su tükettikleri için 10.000 deve vurarak öldüren Avustralya şimdi de sel felaketi ile baş başa kaldı. İlahi adaletin nasıl tecelli ettiğini artık nasıl anlatmak gerekir?.
Varken kıymet bilmek gerekir, yok olduktan sonra bir şeyi var etmek mümkün değildir.
Kar yağışını Toprağın özlediğini biliyorduk, Toprak bağrında barındırdığı ürünün kaliteli olması için ne kadar gayret ederse etsin, var olması gereken Kar gıdasına hasret kalınca filizlenen Buğday çarpık çurpuk yeşermeye başlamıştı, ama insanların Kar yağışını hasretle beklediklerine ilk defa şahit olunca biraz şaşkınlık yaşadık.
Avustralya aylardan beri Yangınla boğuşurken, Doğadaki onlarca canlı Ormanlarda yok olurken, açık alanlarda hayatlarını sürdüren yabani Develer akıllarına gelmiş ve Cenabı Allah’ın vermiş olduğu nimetlerle beslenen Develerin katledilmesi akılarına gelmiş.
Avustralya yangınların nedeni olarak nede ise Develeri görüp onları vahşice katletmeye başlayınca Cenabı Allah’ın adaleti yeniden ortaya çıktı ve Avustralya yetkililerinin “Develer Sularımızı içerek tüketiyor yangınları söndüremiyoruz” şeklindeki açıklamaları ve Deve katliamları yapmaya başlayınca gök adeta patlarcasına her tarafı Sel suları götürdü, Avustralya yetkililerine uyarı geldi, “canlıları katletmeyin”.
Evet; Avustralya yetkilileri Develeri insanlık dışı katliama tabi tutunca göklerden emir geldi, “Katliamı durdurun, bakın size istemediğiniz kadar gökten Sular akıttım” dercesine ders verilmeye başlandı.
Doğayı katletmemek gerekir.
Doğayı katletmeye çalışanlar bedellerini mutlaka fazlası ile öderler. İlk Bahar, Yaz ve sonrası Sonbahar geldiğinde bizim memlekette Topraklardaki canlıların katliamı başlar, yani topraktaki ürünler alındıktan sonra tarlalarda bulunan ANIZ kalıntıları yakılır, Anız yakmak kanunen suçtur, suç olmasına rağmen gözü aç bazı insanlar toprak anadan aldığı bereketli ürünlere şükretmesi gerekirken, Toprak anayı yakarak Toprak içindeki canlıların yanmasına neden oluyorlar.
Kar yağışını hasretle bekleyen insanlar, Doğanın yapısının bozulmaması içinde gayretli olmalılar ki, gelecek günlerimizde bir başka Doğa felaketi yaşamayalım.
Niksar’da ANIZ yakılmaması için çok gayret ediyoruz, Sonbahar aylarında arazide gördüğümüz her duman için ilgilileri uyarıyoruz, tedbirlerin alınmasını istiyoruz.
Toprak anaya zulüm yapılmamalı, Doğa tahrip edilmemelidir.
Güzel bir sözümüzü bir kez daha paylaşalım. DOĞA İLE DEĞİL BOĞA İLE BOĞA İLE GÜREŞİLİR.
Doğanın insanlardan intikam alınması istenmiyorsa, Doğaya ses vermek, Toprak anayı anlamak gerekir.
Toprağın yanması sırasında içindeki canlıların diri diri nasıl yandığını, yanarken çıkarttıkları seslere kulak vermek gerekir.
Topraktaki anızlar yanarken, toprağın içinde yanan canlıların feryatlarını vahşice katliam yapan insanlar duymuyorsa, her şeyin sahibi Cenabı Allah duyuyor ve katliamlar karşısında insanlığa zaman içinde mesajlar veriyor; “siz insanlara verdiğimiz nimetlerin kıymetini biliniz, zulüm yapmayınız, öldürmeyin yaşatın” şeklinde verilen mesajlar alınmayınca, mutlaka bir Doğal felaketle insanlar karşı karşıya kalıyor, bedeli ağır ödeniyor.
İnsanlar şunu unutmamalıdır. “Her canlı ölümü mutlaka tadacaktır, dönüşünüz mutlaka Allaha olacaktır” sözlerini asla unutmamak gerekir.
Her canlı ölümü tadacağına göre, bırakınız, her canlı kendilerine sunulan bir ömrü doya doya yaşasın.
Avustralya hükümeti Develeri katlederek insanlık suçu işleyeceğine, Develeri, aç ve susuz yaşam mücadelesi veren milletlere ve insanlara sunmuş olsa, dünyaya şu mesajı verse; “ülkemizde Deve sayısı çok fazla, Orman yangınları fazla olmaya başladı bu hayvanların insanlara faydalı olmasını için ülkemizden çıkarılmasını istiyoruz, aç kalmış AFRİKALI İNSANLARA VERİLMESİ İÇİN YARDIM BEKLİYORUZ” denmiş olsa, dünya Avustralya hükümetinin bu teklifi için seferber olur, Develer alınır AÇ insanlara hizmet sunulmuş olur.
Günün Sözü: Alimler fitneyi daha gelirken anlar, Cahiller ise ancak giderken fark eder…