C­H­P­­l­i­ ­B­i­l­g­e­h­a­n­:­ ­İ­s­t­a­n­b­u­l­ ­s­ö­z­l­e­ş­m­e­s­i­ ­y­ü­r­ü­r­l­ü­k­t­e­ ­d­e­ğ­i­l­

C­H­P­­l­i­ ­B­i­l­g­e­h­a­n­:­ ­İ­s­t­a­n­b­u­l­ ­s­ö­z­l­e­ş­m­e­s­i­ ­y­ü­r­ü­r­l­ü­k­t­e­ ­d­e­ğ­i­l­

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Eşitlik ve Ayrımcılıkla Mücadele Komitesi Başkanı ve Şiddet Karşıtı Parlamenterler Ağı üyesi, CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, "İstanbul Sözleşmesi gerçekten yürürlüğe girseydi, 1 Ağustos'tan bu yana 139 kadın öldürülmeyecekti" dedi.

Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi olarak adlandırılan Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi'ni imzalayan ülkeler arasında olduğuna işaret eden Bilgehan, sözleşmenin yürürlüğe girdiği 1 Ağustos 2014 yılından bu yana 139 kadının öldürüldüğüne dikkati çekti.

"Bir küçücük kız canı ile Türkiye'nin aklını başına getirdi. Şimdi herkes 'ne yapabiliriz' diye düşünüyor" değerlendirmesinde bulunan Bilgehan, başkanlığını yaptığı Avrupa Konseyi Eşitlik ve Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu'nca oluşturulan parlamenter ağının da üniversite öğrencisi Özgecan Aslan cinayetini kınadığını ve Türkiye'yi daha etkin önlemler almaya çağırdığını belirtti.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerinden derlenen bilgilere göre, 2014 yılının Ağustos ayında 24, Eylül ayında 28, Ekim ayında 29, Kasım ayında 15, Aralık ayında 23, Ocak 2015'te 20 kadının öldürüldüğünü belirten Bilgehan, "İstanbul Sözleşmesi gerçekten yürürlüğe girseydi, 1 Ağustos'tan bu yana 139 kadın öldürülmeyecekti" dedi.

Bazı istatistikler ve İstanbul Sözleşmesinin hükümlerine değinen Bilgehan, "Ağustos 2014'te yaşanan kadın cinayetlerinin yüzde 17'si erkek kardeşler, Eylül ayında yaşanan cinayetlerin yüzde 43'ü kocalar ya da eski kocalar, Ekim ayında öldürülen kadınların yüzde 38'i, Kasım ayında öldürülen kadınların ise yüzde 47'si kocalar tarafından işlendi" şeklinde konuştu..

Bilgehan, İstanbul Sözleşmesi'nin ise aile içi şiddet konusunda çok ciddi eğitim programları öngördüğüne dikkati çekti.

"Verilere göre Eylül 2014'te öldürülen kadınların yüzde 57'si, Ekim ayında öldürülen kadınların yüzde 52'si, ateşli silahların kullanılmasıyla cinayete kurban gitti" diyen Bilgehan, İstanbul Sözleşmesinin ateşli silahlara özel önem verdiğini, temine ilişkin acil yasal düzenlemeler yapılmasını tedbir alınmasını öngördüğünü vurguladı.

Vakaların önemli bir bölümünde, kadının boşanma isteğinin cinayet gerekçesi yapıldığının görüldüğünü ifade eden Bilgehan, "Kadın ve erkeğin eşit olmadığına ilişkin siyasetçilerin söylemleri, sadece anayasaya değil, İstanbul Sözleşmesi'ne de aykırıdır" dedi.

"Eylem planı yapılsın, sözleşme hayata geçirilsin"

Bilgehan, İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlüğe girmesine rağmen hükümetin yeterince harekete geçmediğini, ancak Özgecan Aslan cinayetinin ardından ülkenin ayağa kalktığını belirterek, kadına yönelik şiddetle mücadele için bir eylem planı yapılmasını ve sözleşmenin hayata geçirilmesini istedi.

Bilgehan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"O günden bu yana İstanbul Sözleşmesiyle ilgili somut adımlar atılmadı. Milat olsun dedik, olmadı. Sözde kalmasın dedik, sözde kaldı. Üstelik eşitlik karşıtı söylemlerle şiddet körüklendi. Bugün seferberlikten bahsediliyor. Elbette İstanbul Sözleşmesi sihirli bir değnek değil. Ama kadına şiddete karşı sürekli mücadele için çok önemli bir kilometre taşı. Bunca zaman boşuna geçirilmemiş olsaydı, belki onlarca kadın öldürülmeyecekti. Bir gün dahi kaybedilmeden İstanbul Sözleşmesiyle ilgili topluma bir eylem planı açıklanmalıdır."

(AA)
 

Popular Articles

Latest Articles