B­i­l­i­ç­­t­e­n­ ­T­R­T­­y­e­ ­Ç­o­k­ ­Ö­z­e­l­

B­i­l­i­ç­­t­e­n­ ­T­R­T­­y­e­ ­Ç­o­k­ ­Ö­z­e­l­

11 Kasım'da İstanbul'da oynanacak ilk maç öncesi Hırvatistan  cephesinde neler yaşanıyor ? Karşılaşmada nasıl bir taktik ile oynayacaklar...Türk futbolunu nasıl değerlendiriyorlar? 

Hırvatistan Teknik Direktörü Slaven Biliç, TRT'ye verdiği özel röportajda, samimi açıklamalar yaptı. İşte o ropörtajın ayrıntıları...


-2008'de Türk Milli Takımına tarihi bir maç ile elenmiştiniz ve şimdi iki takım yeniden eşleşti, kura çekiminde neler hissettiniz ?

- Hemen o güne döndüm ve o maçı bir kez daha izledim. Çünkü o takımdan bir çok oyuncu var şu an kadroda. Aslında bir tek o maç değil, Hiddink döneminden itibaren tüm maçların DVD'sini aldım. Ekibimle birlikte maçları analiz ettik. Bu her maç için yaptığımız bir hazırlık aslında bu. 2008'e göre daha fazla hazırlanma vaktimiz vardı ve elbette Türkiye'yi iyice analiz ettik.

Bizim için iyi bir maç değildi. 120 dakika boyunca biz çok daha fazla şans bulmuştuk. Biz o zaman daha iyi futbol oynamıştık. Bu yüzden şu an önümüzdeki maçlar için çok iyimserim.

-Peki kurayı nasıl değerlendiriyorsunuz, yani bu eşleşmeyi?

-Türkiye ile eşleşmekten memnun olmadık çünkü Türkiye diğerlerine göre daha iyi bir takım. Aslında tabi ortada dört ihtimal vardı. Estonya ve Karadağ'a saygımız sonsuz ama elbette kağıt üstünde Türkiye ve Bosna-Hersek daha iyi takımlar. Türkiye kurada isteyeceğimiz son takımdı. Eşleşmeden memnun olmamızın sebebi 2008 değil; Türkiye'nin iyi bir takım olması. Ama iyi bir takımımız var, kendimize güveniyoruz.

-Kuradan hemen sonra "intikam zamanı" dediğiniz yazıldı. Gerçekten böyle mi hissediyorsunuz ?

-İntikam çok kötü bir kelime. Bunu kesinlikle kullanmam ben. Lügatımda böyle bir kelime yok. Medyaya bu tür şeyler çok çekici gelebilir: İntikam, İntikam, İntikam! 2008'de Türk takımı bizim onlardan nefret etmemiz ya da intikam gütmemiz için hiç bir şey yapmadı. Onlar sadece bir gol attı. Hepsi bu. Bunun için onları suçlayamayız. Kendimizi ve hakemi suçlayabiliriz. Türkiye hile yapmadı. Türkiye bir gol attı; hem de harika bir gol. Buna anca şapka çıkarılır. Türk oyuncular karakterini gösterdiler. Çek Cumhuriyeti karşısında, İsviçre karşısında karakterlerini gösterdiler oyunda. Son olarak Kazakistan maçında yaptılar bunu. İntikam değil, biz Avrupa Şampiyonası'na gitmek istiyoruz; bizim motivasyonumuz bu. İyi ve adil oyun içinde her şeyi yapacağız. Motivasyonumuz 2008 değil ama elbette o maçı yaşadık. Eşleşince aklımıza gelmemesi imkansızdı.

-Peki Türkiye nasıl bir takım, bu kadar analiz yaptığınızı söylüyorsunuz, neler tespit ettiniz ?

-Türkiye duygusal ve heyecanlı bir takım, ama bu olumlu anlamda. Biz de öyleyiz. Duygular ve heyecan takımınızın büyük bir parçası. Gerçekten çok çok kaliteli bir takımsınız. Topla oynamayı seviyorsunuz. Bireysel anlamda büyük oyunculara sahipsiniz.

-Mesela kimler?

-Arda, Burak, Altıntop. Orta sahada anahtar oyuncularınız var, Emre gibi. Selçuk İnan gibi. Gökhan ya da Sabri kim oynarsa oynasın kanat oyuncularınız çok iyi. Elbette özel planlarımız var ama bunları size anlatacak değilim. (Gülüyor burada) Motor gibi işleyen bir takımınız var bence. İyi bir takımınız olduğunu biliyordum zaten. Ligde ve Avrupa kupalarında Türkiye yükselen bir ülke artık. Genç bir jenerasyonunuz var. Yatırım yapmak için paranız var.  Grup maçları esnasında sadece kendi takımınıza odaklanıyorsunuz. 10 maçınızı da izledikten sonra şunu söyleyebilirim ki: etkilendim. Bence iki çok güzel maç izleyeceğiz çünkü iki takım da futbol oynamak istiyor.

-Hiddink için ne düşünüyorsunuz ? Türk basınında kendisi için bir çok eleştiri var ?

-Modern medyada durum böyle. Milli takımlar ya da kulüplerle ilgili beklentiler çoğu zaman normalden çok ileri. Gerçekçi değiller. Guis Hiddink kesinlikle dünyadaki en iyi hocalardan birisi. Şu anda baskı altında olduğunu biliyorum. Ben de öyleyim. İşler çok parlak gitmediği zaman bu eleştirilerin olması gayet normal. Ayrıca Türk seyirciler beni çok şaşırttı! Gerçekten sürekli takımlarının arkasında duruyorlar. Kazakistan maçında bunu gördük. Son dakikaya kadar takımlarını desteklediler. Pes etmediler ve 55 bin seyirci takımı zafere iteledi. Eğer kamusal bir iş yapıyorsanız bu eleştirilerin olması gayet normal. Sevseniz de sevmeseniz de bunu kabul etmek zorundasınız. Eğer bunlarla baş edemiyorsanız o zaman sizin başka işlere bakmanız daha iyi olur.

-İlk maç İstanbul'da.. Bu bir avantaj bizim için dediniz neden ?

-Bizim için iyi bir şey bu. Sizin gibi bizim de taraftarlarımız var. Rövanş maçında işler iyi gitmiyorsa, 60. dakikadan sonra risk almak istiyorsanız bu dakikaları evinizde oynamak daha iyi. Bu anlarda seyircimiz sahadaki oyuncuları motive edebilir.

-Yani İstanbul'da defansif mi oynayacaksınız ?

İkisini de yani savunma ve hücum yapmak için sebepler var. En iyi şey bu ikisini karıştırmak. Bizim 5 seneden beri oynadığımız bir tarz var. Bunu değiştiremezsiniz. Ayrıca çok sıkı, çok derinden bir savunma yapamazsınız. Topla oynamayı seven oyuncularımız var. Mesela Modriç. Biz de topla oynamayı seviyoruz, Türkiye gibi.

-Gelecek planlarınız neler? Teklif gelse Türkiye'de çalışır mısınız?

-Sadece iki maçı düşünüyorum. Geleceğim hakkında konuşmayı sevmiyorum. Şu an yaptığım işe odaklanmayı tercih ediyorum.

-"Türkiye kaybederse Hiddink gider" görüşleri var. Ama biz Hırvatistan Futbol Federasyonu Başkanı Markoviç ile de görüştük ve asla sizden vazgeçme gibi bir niyeti yok kaybetseniz bile ..

-Bu maçların hem benim için hem de Guis Hiddink için zor geçeceğini biliyorum. Bu maçlar ikimiz için de belirleyici olacak. Bunlarla baş etmek zorundasınız. Benim prensibim şudur: baş edemediğim bir durum olursa zaman harcamam. Yapabileceğim şey işimi yapmak. Medya ve insanlar sürekli olumsuz tarafından bahsediyor. Ama bence bu güzel bir iş. Harika bir iş. İstediğinizi yapıyorsunuz. Oyuncuysanız futbol kariyerinizi hocalıkta sürdürüyorsunuz.

-Peki sonuç ne olacak, Türk Milli Takımı ve sizin şanslarınız ne ?

Bence şansımız var. Şansımız en az yüzde 50.  Gerçekten iyimserim.Tabiki, iki iyi takım karşılaşacak. Ama sonunda aradan sıyrılıp giden kesinlikle biz olacağız. Sizin takıma saygı duyuyorum. Kesinlikle şansınız var. Eminim Türkiye de iyimserdir. Bizi yenmeyi bekliyorsunuzdur. Şanslar yüzde 50 yüzde 50. Ama elbette ben takımıma güvenmek zorundayım. Ve ben takımıma cidden güveniyorum. Benim dönemimde 59 maç oynadık. Bunların sadece 6'sını kaybettik. 59 maçın 39'unu kazandık ben hocayken. Ben çok sık kaybetmiyorum yani. İstanbul'a sadece bir amaçla gideceğiz. Sizden daha iyi oynamaya çalışmak. Tabiki biraz da gerekli şansa ihtiyacımız var. Ben bizim eleyip devam edeceğimize inanıyorum. İyi olanın kazanmasına izin verelim.

-2008'deki maçta Fatih Terim ile bir tartışmanız olmuştu, şu an bir diyaloğunuz var mı ?

Tartışma demek doğru değil. Maç içinde olabilecek konuşmalar. Benim kimseyle bir problemim olmadı, olmaz da. Fatih Terim ile de olmadı. Maçtan sonra UEFA toplantılarında 2-3 defa görüştük, bir şeyler içtik. Terim saygı duyduğum bir isim. 

-Türkiye'de şike soruşturması devam ediyor. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Detayları bilmiyorum. Ama günümüz dünyasında artık futbol spordan ziyade daha çok bir ekonomi.  Artık bu sektörde daha çok para var. İnsanlar her maçta şike yapıldığına inanır, söylerler. Ama sahaya 11 kişi çıktığınız anda işler değişir.

Popular Articles

Latest Articles