Kılıçdaroğlu’nun Zor Günleri
Adam bir tane değil, bir kaç zorlukla baş etmek zorunda.
Zorlukların başında, hazmı gerçekten çok zor olan 28 Mayıs mağlubiyeti geliyor.
Bizim kazanmamız için ekonominin çökmesi lazım. Tencere hükümeti götürür diyorlardı. Piyasanın moralini bozmak için dışarıdaki ağababaları ile birlikte doların ateşini habire körüklediler. Pandeminin de etkisiyle ekonomide zor günler yaşıyorduk.
Yetmez, büyük bir afet olması lazım diyorlardı. O da oldu. Asrın felaketi diye tabir edilen 11 ilde gerçekten tarihe geçecek bir yıkım yaşadık.
Üzülmek yerine el ovuşturarak seviniyorlardı. Çalışarak elde etmek yerine, felaketin acılarından iktidar devşirmeye çalıştılar.
Çok mutlu idiler. Ağızları kulaklarına varıyordu. İktidarı çantada keklik sayıyorlardı. Sadece gün sayıyorlardı. Hatta birilerine çoktan parmak sallamaya bile başlamışlardı!
Ekranlarda racon kesen, kasıldıkça kasılan bu tiplerin 28 Mayıs’taki ezik hallerini bize gösteren Rabbimize hamdolsun.
En büyük rakibi olan Reis, bu günleri öngörmüş olacak ki aylar öncesinden kendisine BAYBAY KEMAL diyordu.
Baybay Kemal, partisinin âlî menfaatlerini tercih edip, görevi teşkilatın uygun bulacağı birisine teslim etmek yerine, kendi bireysel menfaatini tercih edecek gibi görünüyor.
Ama bu işin o kadar kolay olmayacağını kendisi de biliyor.
Adam, kendisine Baybay diyerek dalgasını geçen rakibine yenilmiş olmasına mı yansın, yoksa avuçlarının içinden uçup giden iktidara mı!
Şimdi bir de tüm bunlar yetmemiş gibi parti içerisinde “Kemal İstifa” sloganları atılmaya başladı.
Gerçi elindeki mevcut delegelerle muhtemel bir kongreden zaferle çıkması kuvvetle muhtemel.
Adam çıktığı her seçimi kaybetse de, kabul etmek gerekir ki CHP’deki seçimleri kazanma konusunda kimse eline su dökemez. Adam CHP’de kendi arkadaşlarına karşı kazanmayı çok iyi biliyor maşallah!
Gerçi amorti misali, bence de bunca hezimetten sonra küçük bir teselli ikramiyesini hak etmiyor değil.
Ama gerçek şu ki, bundan böyle bizim Baybay Kemal için, vay vay günleri başladı demektir.
Çünkü bu saatten sonra ağız tadıyla partide liderlik yapması mümkün değildir.
Bu kadar yenilgiyi bir türlü hazmedemeyen taban, gittiği her yerde sevgi ve saygıyla bağrına basmak yerine ona, lanetli bir yük muamelesi yapacaktır.