­T­ü­r­k­i­y­e­ ­i­l­e­ ­u­ğ­r­a­ş­a­n­ ­b­i­r­ ­i­k­i­ ­ö­r­g­ü­t­ ­d­e­ğ­i­l­­

­T­ü­r­k­i­y­e­ ­i­l­e­ ­u­ğ­r­a­ş­a­n­ ­b­i­r­ ­i­k­i­ ­ö­r­g­ü­t­ ­d­e­ğ­i­l­­
ANKARA’DAKİ TERÖR SALDIRISI
 
Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ankara’da yaşanan terör saldırısının Cumhuriyet tarihinin en büyük saldırısı olduğunu ifade ederek, “Bu saldırı aslında milletimizin tümüne bir saldırı, Türkiye’nin demokrasisine bir saldırı. Acımız çok büyük. Bu saldırıda hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Geride kalanlara sabır diliyorum ve yaralılara ise acil şifalar diliyorum. Bu zor günleri milletçe el ele vererek atlatmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.
 
“Terörün bir görünürdeki hedefi var, bir de görünmeyen hedefi var” diyen Ali Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Görünürdeki hedefi, iyi niyette barış mesajı vermek için bir araya gelen vatandaşlarımız olarak görülüyor. Bu olay bütün yönleriyle araştırılıyor. Zaman içerisinde aydınlığa kavuşturulacaktır. Başbakanlık koordinasyon merkezinden de, yeni gelen her türlü bilgi halkımızla paylaşılıyor. Devletimiz bu olayı aydınlığa kavuşturacak kapasiteye sahip.”
 
"Teröre karşı dik duruş sergilemeliyiz"
 
Milletçe teröre karşı dik bir duruş sergilenmesi gerektiğinin altını çizen Babacan, “Bu dönemde dikkat etmemiz gereken husus, milletçe teröre karşı dik durmamız. Türkiye milletiyle beraber teröre karşı dik duracak, boyun eğmeyecek. Nasıl ki ileri demokrasiler böyle olaylarla karşılaştığı zaman, kısa süreli etkilenirler, ama demokrasinin gücüyle çıkarlarsa, bu olayın üstesinden geleceklerdir. Türkiye, geçmişe göre demokrasiyle ilerlemiş bir ülke.” diye konuştu.
 
“Halkımız doğruyu ve yanlışı görüyor”
 
Türkiye’nin her alanda gelişmişlik seviyesi çok yüksek bir ülke olduğunu vurgulayan Ali Babacan, “Halkımız doğruyu yanlışı görüyor, ona göre kanaatlere ulaşıyor. Türkiye’de halkımızın bilgiye ulaşmasıyla alakalı önemli mesafeler kat ettik. Kendi coğrafyamızda hiçbir ülkeyle mukayese edilmeyecek kadar Türkiye demokraside, özgürlükte ileri durumda. Sağduyusu güçlü bir topluma sahip olduğumuz için de güçlü durmalıyız. Bu olayı Türkiye’deki ayrılıkları körüklemek için kullanmaya kalkanlar oldu. Şu anda bizim tek yapmamız gereken şey, bu büyük acıyı paylaşacağız. Ama aynı zamanda demokratik bir ülke böyle bir olayla karşı karşıya kaldığında ne yaparsa, onu da yapmak için olanca gayretimizi ortaya koyacağız” dedi.
 
“Oy toplamak için fırsat olarak değerlendirdi”
 
Başbakan Davutoğlu’nun CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşme hakkında da yorumlarını aktaran Ali Babacan, “Gördüğümüz tablo bizi üzdü. Başbakanımız bir çağrı yaptı: ‘Türkiye’nin tümüne yapılmış bir saldırıdır, beraberce görüşelim, istişare edelim’ dedi. Sayın Bahçeli, her zamanki tavrıyla ‘hayır’ dedi. Biz biliyoruz ki, milliyetçi refleksi yüksek olan kesimimizde terör söz konusu olduğunda kenetlenilir. Öte yandan, Sayın Kılıçdaroğlu bu çağrıya olumlu yanıt verdi. Ama görüşmeden hemen sonra yaptığı açıklama üzücüydü. Kendi siyasi partisine daha çok oy toplamak için fırsat olarak kullanmaya çalıştı” diye konuştu.
 
“Türkiye ile uğraşan bir iki örgüt değil”
 
İstihbarat eksikliği konusunda ortaya atılan iddialara yönelik açıklamalarda bulunan Eski Başbakan Yardımcısı Babacan, “Ben 8 yıl Milli Güvenlik Kurulu üyesi oldum. Bizim istihbarat birimlerimiz, oldukça iyi iş çıkarıyorlar. Ama aynı zamanda bunun ne kadar karmaşık bir konu olduğunu da dikkate almamız lazım. Türkiye ile uğraşan bir iki örgüt değil, geniş bir cepheyle karşı karşıyayız. PKK var, DAİŞ var diğer örgütler var. Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsız olan ülkeler var. Bizim ilgili birimlerimiz çalışmalar yapıyor. Güvenlik ve istihbarat birimlerimiz zorluklara rağmen, büyük bir gayret içindeler. Başbakanımızın da daha önce ifade ettiği gibi, çoğu olay daha olmadan engelleniyor. Pek çok olay önlenmiş durumda. Ama bu konularda yüzde yüz başarı mümkün değil. Şunu bilin ki bizim birimlerimizin gayreti konusunda en ufak bir şüphemiz yok” dedi.
 
 
“Türkiye de aynı desteği yanında görmek istiyor”
 
Uluslararası zeminde destek konusunun en büyük problemlerden biri olduğunu da vurgulayan Ali Babacan, “Vahşetin, dini, mezhebi olmaz diyoruz. Senin teröristin, benim teröristim olmaz diyoruz. Bu duruşu da karşımıza çıkan her konuda prensipli şekilde ortaya koyuyoruz. Fakat bazı ülkelerde böyle değil. Herhangi bir terör örgütüyle beraber olmadık. Uluslararası terörle mücadelede de Türkiye çok etkin bir ortak. Bugün bizim Aden Körfezinde askeri gücümüz var, niye? Güvenliği sağlamak için… Bazı ülkeler, kendisi terörün hedefi olduğu zaman harekete geçiyor. Biz nasıl hassasiyet gösteriyorsak, aynı şekilde Türkiye de aynı desteği yanında görmek istiyor. Örneğin Türkiye’nin PKK ve DAİŞ’e karşı verdiği mücadeleye bakın, ikisi arasına fark koyuyorlar. Halbuki bir terör örgütü her gün bizim insanlarımıza zarar veriyorsa, aynı hassasiyetle tüm terör örgütlerine karşı aynı iradeyi ortaya koymamız lazım” diye konuştu.
 
“Türkiye’ye hizmet etmenin alanı siyaset”
 
TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör’ün sorularını yanıtlayan Babacan, siyasete dönüşüyle ilgili şunları söyledi: “Benim siyasetle ilgili görevlerim sona erdikten sonra 6 günlük, siyaset dışında bir zamanım ordu. Daha sonra tekrar adaylıkla beraber yoğun bir tempoya girdim. Türkiye’ye hizmet etmenin herhalde en etkin hizmet alanı ‘siyaset’. Umuyorum ki tüm arkadaşlarımızla beraber, Türkiye için güzel sonuçlar alacağım çalışmalar ortaya koyarım. Türkiye istikrar ve huzur ortamı içerisinde yükselmeye devam eder, benim de küçük bir katkım olursa bundan memnuniyet duyarım” dedi.
 
“Böylesi zor bir dönemde dahi, Türkiye’de mali disiplin korunuyor”
 
AK Parti’nin ekonomik alandaki vaatleriyle ilgili de konuşan Ali Babacan, “En büyük kalem emeklilerimiz için düşündüğümüz maaş artışı. 11 milyonluk bir kitleyi ilgilendiriyor. Bunun hemen arkasından çiftçilerimizle ilgili adımlar var. Diğer kalemlere baktığımızda sırayla azalan bir rakam görüyoruz. Hükümetimizin Resmi Gazete’de yeni yayınlanan orta vadeli programında, bu taahhütler önemli ölçüde dikkate alınmış durumda. Bu bir geçiş hükümeti ama Sayın Başbakanımız, aynı zamanda Ak Parti Genel Başkanı sıfatıyla bu taahhütleri açıkladığı için, orta vadeli planın içerisinde tercih edilmiş durumda. Böylesi zor bir dönemde dahi, Türkiye’de mali disiplin korunuyor” diye konuştu.
“Türkiye’ye hizmet etmenin alanı siyaset”
 
TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör’ün sorularını yanıtlayan Babacan, siyasete dönüşüyle ilgili şunları söyledi: “Benim siyasetle ilgili görevlerim sona erdikten sonra 6 günlük, siyaset dışında bir zamanım ordu. Daha sonra tekrar adaylıkla beraber yoğun bir tempoya girdim. Türkiye’ye hizmet etmenin herhalde en etkin hizmet alanı ‘siyaset’. Umuyorum ki tüm arkadaşlarımızla beraber, Türkiye için güzel sonuçlar alacağım çalışmalar ortaya koyarım. Türkiye istikrar ve huzur ortamı içerisinde yükselmeye devam eder, benim de küçük bir katkım olursa bundan memnuniyet duyarım” dedi.
 
“Böylesi zor bir dönemde dahi, Türkiye’de mali disiplin korunuyor”
 
AK Parti’nin ekonomik alandaki vaatleriyle ilgili de konuşan Ali Babacan, “En büyük kalem emeklilerimiz için düşündüğümüz maaş artışı. 11 milyonluk bir kitleyi ilgilendiriyor. Bunun hemen arkasından çiftçilerimizle ilgili adımlar var. Diğer kalemlere baktığımızda sırayla azalan bir rakam görüyoruz. Hükümetimizin Resmi Gazete’de yeni yayınlanan orta vadeli programında, bu taahhütler önemli ölçüde dikkate alınmış durumda. Bu bir geçiş hükümeti ama Sayın Başbakanımız, aynı zamanda Ak Parti Genel Başkanı sıfatıyla bu taahhütleri açıkladığı için, orta vadeli planın içerisinde tercih edilmiş durumda. Böylesi zor bir dönemde dahi, Türkiye’de mali disiplin korunuyor” diye konuştu.
 
“Mali disiplin konusundaki duruş ortada”
 
Orta vadeli malı planla uyumlu bir 2016 bütçesinin Meclis’e gönderileceğini söyleyen Eski Başbakan Yardımcısı Babacan, “Geçiş hükümeti olmasına rağmen, bu çalışmaların büyük bir titizlikle yapıldığını biliyorum. Seçim beyannamemize bakacak olursanız, mali disiplin konusundaki duruş ortada. Bu duruş bugünkü bir parti politikası değil sadece. Partimizin kurucusu Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da partimizin ilk kuruluşundan bu yana şiddetle savunduğu ve hepimize de talimat verdiği bir konudur. Bir seçim hükümeti olmasına rağmen, orta vadeli mali program olsun bunlarda bu disiplinden yararlanıyor” dedi.
 
 
“1.300 lira asgari ücret 2016’da uygulanacak”
 
AK Parti’nin asgari ücrete ilişkin vaatlerine de değinen Ali Babacan, “Bizim asgari ücretle ilgili açıkladığımız rakam net 1.300 lira. Bununla ilgili farklı yorumlar da oldu. ‘2016 yılında asgari ücret 1.300 lira olacak şekilde, komisyona tavsiyede bulunacağız’ dedik. Bu etkili olacaktır. İşverenlerin düşük bir rakam söylemesi mümkün olmayabilir. 1.300 lira nettir ve 2016’da da uygulanacaktır. Bu bekar bir çalışan için 1.300 lira, evli ve üç çocuk sahibiyse daha yüksek bir rakam eline geçecektir. Daha da detayları olabilir bunlar da komisyonda görüşülür ve karara bağlanır” diye konuştu.
 
“AK Parti söylediyse yapar, şeklinde bir güven var”
 
Muhalefetin vaatleriyle ilgili de detaylı araştırmaları olduğunu sözlerine ekleyen Babacan, “Bu çalışmalara göre, vaatleri 150 milyar ile 180 milyar lira arasında tutuyor. Kaynağı şu ana kadar hiç kimse göstermedi. Biz kamuoyu yoklamalarında da görüyoruz, biz bir şey söylediğimiz zaman inandırıcı oluyor. AK Parti söylediyse yapar, şeklinde bir güven var” dedi.
 
“Dışarıdaki gelişmeler Türkiye’yi etkiledi”
 
2013 yılının ortalarından itibaren, Türkiye’yi daha zor bir tablonun kuşattığını ifade eden Ali Babacan, “Suriye ve Irak’taki gelişmeler başta olmak üzere, aynı zamanda iç siyasi gelişmelerimiz Türkiye’deki istikrarı etkiledi. Halkımız bundan memnun değil. İnsanlar gelecekle ilgili net bir fikre sahiplerse, işler çok kolaylaşır. Ama insanların gelecekle ilgili bakış açısının kısa vadeye odaklandığı bir dönemde ise ekonomi zorlanır. Ekonomide de siyasi belirsizliklerin olduğu bir ortamda, ekonomik aktörler hız düşürür. Son iki buçuk yıldır böyle bir ortam yaşıyoruz. Türkiye’nin şu anda şiddetle öngörülebilirliğe ihtiyacı var. Bunca zorluklara rağmen, ekonominin yüzde 2.9 büyüdüğü bir dönem geçirdik. 2015 yılında yine yüzde 3’lük bir büyüme öngörüyoruz, istihdam artıyor” diye konuştu.
 
“Taşeron işçilere kadro yolda”
 
Türkiye’de büyük bir kesimin merakla beklediği taşeron işçilere kadro konusuna da değinen Eski Başbakan Yardımcısı Babacan, “Bununla ilgili kanun düzenlemesini aslında Bakanlar Kurulu kararıyla yaptık. Şu anda asli iş ve yardımcı işin tanımlanması aşamasında. Seçimden sonraki hükümet, bu tanımları yapacak. Atılacak adımlar ilan edilmiş durumda. Taşeronluk sistemiyle ilgili ciddi mağduriyetler var, bunların farkındayız. Çalışanlarımızın hakkını tam olarak verecek bir sistemi öngördük. Bunun detaylarının çalışılması gerekiyor. Bunun tam olarak netleştirilmesi gerekiyor ki, uygulama başlayabilsin. Bununla ilgili Sayın Başbakanımızın da net ifadeleri oldu” dedi.
 
“İstikrarla en az etkilenen ülkelerden olacağız”
 
Dünyadaki ekonomik gelişmelerin Türkiye’ye olan etkilerini değerlendiren Ali Babacan, “Brezilya’nın, Hindistan’nın, Çin’in olduğu geniş bir gelişmekte olan ülke grubu var. Gelişmekte olan ülkelerin tümüyle alakalı, son bir kaç yıldır olumsuz bir tablo söz konusu. Özellikle son aylarda, gelişmekte olan ülkelerin para birimleri değer kaybetti. Daha çok etkilenen ülkeler arasındayız. Özellikle jeopolitik gelişmeler, Türkiye’yi daha çok etkilenen ülkeler arasına soktu. Biz gelişmekte olan ülkeler içinde, olan bitenden en az etkilenen ülkeler tarafına kayarız. Siyasette istikrarın oluşmasıyla birlikte, biz daha az etkilenen ülkeler grubu içerisine gireceğiz. Dışardan etkilenenlerden hiç etkilenmememiz mümkün değil” diye konuştu.
 
“FED’in daha öngörülebilir olması gerekiyor”
 
“Türkiye FED’in faiz artırmasına hazır mı?” sorusunu cevaplayan Ali Babacan, “Amerikan Merkez Bankası’nın faiz artışı, dünya ekonomisi için belirsizlik haline geldi. İki buçuk yıl geçti. Amerikan Merkez Bankası’nın ne zaman ne yapacağını dünya tartışıyor. Amerikan Merkez Bankası’nın daha öngörülebilir olması gerekiyor. Amerika’nın aldığı faiz kararı sadece kendisini etkilemiyor, dünyayı etkiliyor. Biz bunu sürekli hatırlatıyoruz. Amerikan ekonomisi açık bir ekonomi. Atacağı adım dışarıyı etkiler ama dönüp dolaşır yine kendisini etkiler” dedi.
 
“G20 tarihine büyük bir başarı olarak kaydedildi”
 
Türkiye’nin dönem başkanlığını üstlendiği G20 zirvesi öncesinde güzel hazırlıklar yapıldığını dile getiren Ali Babacan, “Ticaretten, tarımdan, enerjiden, turizmden sorumlu bakanlar toplandı. C20, T20, W20… gayet güzel öneriler meydana getirdi. Bütün bunların hepsi şimdi önerilerini geliştirdiler ve önerilerini sunacaklar. Liderler, ortak bir bildirge hazırlayacak. Türkiye’nin kendi içinde sıkıntılar yaşadığı bir dönemde, böyle güçlü bir platforma başkanlık yapması büyük bir başarı. Bizim G20 çalışmalarımız etkilenebilirdi ancak en ufak bir aksama yok. Türkiye dönem başkanlığı, G20 tarihine büyük bir başarı olarak kaydedilmiş durumda. Sayın Cumhurbaşkanlığımız başkanlığında, dünyanın en büyük 20 ekonomisi, önümüzdeki yıllarla ilgili güzel kararlar alır” diye konuştu.
 
“Vatandaş samimi olanı seçecek”
 
1 Kasım’da yapılacak olan 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimleriyle ilgili de konuşan Babacan, “Tahmin yapmanın zor olduğu bir dönemdeyiz. Sürekli anketler yapılıyor. Seçimden sonra aday listeleri açıklandı, seçim beyannameleri açıklandı. Cumartesi de büyük bir olay yaşadık. Bundan sonra tekrar bir ölçüm yapılması gerekiyor. Gördüğümüz anketlerde AK Parti’nin Meclis'te büyük bir çoğunluğu elde etmesi muhtemel. 276 milletvekilinin altında ve biraz üstünde gösterenler var. Önümüzdeki hafta yapılacak ölçümler de önemli olacak. Bu dönem bütün siyasi partiler için önemli bir sınav dönemi. Seçimden sonra kurulacak hükümetin, bir bakıma temeli olacak. Bütün siyasi partilere, bu zor günlerde sınavı verme konusunda ciddi bir duruşa davet ediyorum. Kim bu memleketin istikrarı için ciddi bir duruş ortaya koyabilirse, vatandaşlarımızın tercihini de samimiyet yönünde kullanacağını tahmin ediyorum” dedi.
 
(TRTHABER.COM)
 
 

TRT Haber Haberler

En Son Haberler  |  Haber Manşetleri

Popular Articles

Latest Articles