A­n­t­i­ ­r­a­d­y­a­s­y­o­n­ ­ü­r­ü­n­l­e­r­i­n­e­ ­t­a­l­e­p­ ­a­r­t­ı­y­o­r­

A­n­t­i­ ­r­a­d­y­a­s­y­o­n­ ­ü­r­ü­n­l­e­r­i­n­e­ ­t­a­l­e­p­ ­a­r­t­ı­y­o­r­

Bluetooth kulaklıklar, dizüstü bilgisayarlar, akıllı televizyonlar ve saatler, tabletler ve Wi-Fi yönlendiriciler; çoğumuz evde bunlara sahibiz ve ayrıca her zaman bir cep telefonu taşıyoruz.

Peki, kendimizin ve ailelerimizin bu cihazların yaydığı radyasyona ne kadar maruz kalabileceklerini biliyor muyuz? Birçok ülkede anti radyasyon ürünleri olarak tanıtılan ürünlerin satışında ciddi bir artış yaşanıyor. Özellikle de Singapur’da bu sektörde ciddi bir büyüme görüyoruz.

2011 yılında, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı, bir tür beyin kanseri ile bir ilişki bulan birkaç araştırmaya dayanarak RF’yi “insanlar için muhtemelen kanserojen” olarak sınıflandırdı.

Uluslararası Çevre Araştırmaları ve Halk Sağlığı Dergisi’nde yayınlanan bir araştırma ise 10 yıl boyunca günde 17 dakika veya daha fazla telefonda olmanın, yani ömür boyu yaklaşık 1000 saat kullanımın, beyin tümörü geliştirme riskini artırdığını buldu. Bununla birlikte çıkartma, bileklik, hamilelerin göbek bölümüne sarılan sargı ve radyasyonu emdiği söylenen taş  gibi birçok ürün satışında artış yaşanıyor. Hatta Singapur’da, anti radyasyon ürünlerinin satışlarının son beş yılda dört katına çıktığı belirtiliyor. Birçok ülkede de bu artış görülüyor. Ancak yapılan bilimsel araştırmalar, bu tip ürünlerin etkisiz olduğunu ortaya koyuyor.

Popular Articles

Latest Articles