Ş­o­f­ö­r­s­ü­z­ ­k­a­m­y­o­n­ ­d­ö­n­e­m­i­ ­y­a­k­ı­n­d­a­

Ş­o­f­ö­r­s­ü­z­ ­k­a­m­y­o­n­ ­d­ö­n­e­m­i­ ­y­a­k­ı­n­d­a­

Mercedes_FutureTruckTürkiye’de medyaya yansıyan trafik kazası haberlerinde yük taşımacılığı yapan kamyon ve tırların payı önemli bir yer tutuyor. Bu durum, dünyanın diğer ülkelerinde de çok farklı değil. Hemen her ülke, trafik kazalarını azaltmak için bölünmüş yollardan ve teknolojiden olabildiğince faydalanmaya çalışıyor.

Bugünkü şartlarda teknolojinin payı, özellikle kötü hava koşullarının o yöne yaklaşanlara bildirilmesi ile kaza vb. durumların önceden haber verilmesiyle sınırlı olsa da, yakın gelecekte bambaşka bir dünya bizi bekliyor olacak. Zira, ilk örnekleri yollarda görülmeye başlanan otonom sürüşe sahip araçlar arasına kamyon ve tırlar da eklenecek.

ABD’de bu alanda dört şehirde yapılan çalışmalar öne çıkıyor. New York Üniversitesi’nden Dr. Anthony Townsend liderliğinde yürütülen “Re-programming Mobility” adlı proje, Atlanta, Los Angeles, New Jersey ve Boston’daki ulaşımın dijitalleşmesine odaklanıyor. Bu projede her şehir 2028 ile 2032 arasındaki dönemde ulaşımı değiştirmek adına şimdiden hazırlık yapıyor. Bu çalışmada teknoloji ortağı olarak Google ile çalışılıyor.

Kamyonlar hazır, izinler bekleniyor

Kısa bir süre önce Mercedes otonom sürüş yeteneklerine sahip bir kamyonunu tanıtmıştı. Diğer üreticilerin de benzer demolarına ait videoları izlemek çok şaşırtıcı olmayacak. Çünkü, bu tip projelerin 2020 hedefleri arasında ise ilk kendi kendine gidebilen kamyonların ABD otoyollarına çıkması var.

Konunun gündemde olmasında önemli bir pay da dünyanın önemli lojistik şirketlerinden biri olan DHL’in gerçekleştirdiği deneme. Aralık ayı başında medyaya yansıyan haberlere göre DHL, Almanya’da yaptığı bu denemeyi hayata geçirmek için hızlı hareket ediyor. Şirketin bu konuda hazırladığı “Self-Driving Vehicles in Logistics” isimli kapsamlı rapor da konuya olan ilgilerini ortaya koyuyor.

Lojistik teknolojileri geçişi kolaylaştıracak

Bugün büyük lojistik depolarında özellikle otomasyon teknolojilerinden üst seviyede faydalanıldığını görebiliyoruz. Otomatik işleyen bantlar, kolilerin üzerindeki etiketlere göre kargoların doğru bantlara aktarılması gibi teknolojiler aktif bir şekilde kullanılıyor. Amazon’un 150 kadar robot çalıştırdığı yenilikçi deposu ise şu an ulaşılan en yüksek seviyeyi temsil ediyor. Sektörün teknolojiyi sevmesi, en azından şoförsüz yollarda sürücüye gerek bırakılmamasını sağladığı için önemli.

Ama asıl önemli nokta, artan yakıt tasarrufu ile daha hızlı lojistik süreçlerin ötesinde üçüncü sayfa haberlerinde yatıyor. Bu teknolojilerin gelişmesi ve yaygınlaşması, “şoför uyuduğu için kaza yaptı” gibi haberlerin ortadan kalkmasını sağlayacak.

Türkiye’de durum ne?

Daha önceki yazı ve analizlerimizde belirttiğimiz gibi henüz otonom sürüşe dair sektör tarafında ciddi adımlar atıldığını söylemek zor. Okan Üniversitesi’nin bu konudaki çalışması haricinde yansıyan çok haber maalesef bulunmuyor. Ancak Avrupa’nın en büyük kamyon pazarları arasında yer alan Türkiye’nin üretici konumunun da etkisiyle daha güçlü adımlar atması zorunlu görünüyor.

Popular Articles

Latest Articles