Kareleri bir de onun gözleriyle görmek ister misiniz?
1902 doğumlu Ansel Adams, 1984'te hayatını kaybetmiş olsa da, fotoğrafçılık dendiğinde hala akla ilk gelen ustalardan biri.
F/64 isimli fotoğrafçılık grubunun kurucularından olan Adams, "saf" fotoğrafçılığı yayan en önemli isimlerden biriydi.
Küçük yaşlardan itibaren fotoğrafçılıkla ilgilenen Adams, kameradan aldığı sonuçların hayalindekiyle uyuşmamasından oldukça rahatsızdı.
Bu yüzden filtreler ve teknikler kullanarak çekimlerinin hep hayallerindekine uyması için uğraşmıştı.
Sonuçta insan gözü, kameranın görebildiğinden daha fazlasını canlı canlı görebiliyordu... Çaba harcamadan aynı görüntüyü yakalamak imkansızdı!
Zone sistemini kurması da bu yüzdendi. Siyah beyaz fotoğraf denince akla ilk gelen isimlerden biri olmasına da bu neden oldu.
Günümüzde her gün milyonlarca fotoğraflar çekilirken tekniği ya da isimleri unutmuş olsak da, günümüzde Ansel Adams'ın fotoğraflarını çerçevelenmiş halde birçok yerde görüyoruz. Ve bakıp geçiyoruz...
Oysa biraz incelediğinizde arkasındaki düşünce süreci ve teknik derinlemesine ortaya çıkıyor...
Ama artık teknik o kadar da önemli olmayan bir süreç haline gelmiş durumda.
Şu tonlara baksanıza!
Fotoğraflarında tonların bu kadar canlı ve çeşitli olmasının nedeni, beyaz ve siyah arasındaki 11 farklı tonu her fotoğrafında bulundurmayı başarabilmiş olması. Zone sistemi dediğimiz şey de tam olarak bu.
Adams çektiği her fotoğrafta deklanşöre basmadan önce tonları, ışığı, negatifleri ve baskı süreçlerini göz önünde bulundurup; fotoğrafın tam istediği gibi olmasını sağlamayı başarabilen sıra dışı bir zekaydı...
Bu yüzden günümüzde hala fotoğrafları on binlerce dolara satılıyor.
Tıpkı ölümsüz her sanat eseri gibi...
Fotoğrafçılığın gelişmesine neredeyse sıfır noktasından yaptığı katkılar ortada Adams'ın.
Üstelik fotoğrafçılık günümüzde hepimizin bir şeklini icra ettiği bir şey haline gelmiş ve belki de değerini biraz kaybetmiş olsa da,
Adams bir röportajında yeni gelişmelerin ve deneyimlerin onu ne kadar heyecanlandığından bahsediyor.
Çünkü bu dahiyane adam, hayalindeki görüntüyü fotoğrafa yansıtabilmek adına inanılmaz bir tutkuyla yaşayıp geçti bu dünyadan.
