“Üniversiteden mezun oldum, sonrasında ailemin yaşadığı şehire döndüm, iş aradım ve şehirdeki 3 özel okuldan birine girdim. Ben başlarken asgari ücret 2300 TL civarındaydı. İlk tecrübem de olduğu için bu maaşla çalışmaya başladım. Branşımda okuldaki tek öğretmendim (ki hala da öyleyim) aradan geçen zamanlarda tabii ki tecrübeler kazandım, artık eskiye göre daha kıdemli öğretmenim ama bu durum maaşıma bir türlü yansımıyor. Aralık ayında hükümet asgari ücreti ne açıklarsa benim maaşım da o oluyor. Okulda diğer branşlarda görev alan arkadaşlarımın maaşlarını da biliyorum, herkes konuşur bunu arasında. Benim maaşımın 2 katı hatta daha fazlası alanlar da var (genelde emekli, şehirde tanınan ilkokul sınıf öğretmenleri olur bunlar, sınıfları her yıl tam kapasite dolu olduğu için) ama ben her zaman asgari ücrette kalıyorum. Haftalık ders saatim 36… Zaten yasal sınır 40. Tabii dersle bitmiyor iş. 36 saat ders, online çalışmalar, veli aramaları, öğrenci koçluğu, hafta sonu dış saha çalışması varsa görev, 23 Nisan, 19 Mayıs gibi özel bir gün varsa gece geç saatlere kadar süren ‘mesai ücretsiz’ hazırlık çalışmaları… He derseniz ki ‘bu maaşa yapılır mı bu’ diye. Ne yapalım. Buradan ayrılsam diğer 2 özel okulda durum bundan çok daha kötü, mecburen de bunlara katlanıyoruz. Düşük maaş, bitmeyen mobbingler, velilere karşı her zaman kibar ve alttan alma zorunluluğu… Umarım bu haberden sonra birileri bizim sesimizi duyar.”