Medeniyetlerin beşiği olan ülkemizin her bir karışı, içinde eşi benzeri bulunmaz güzellikler barındırıyor. Sanatın ve sanatçıların ilham kaynağı olan bu toprakların tamamen rastlantı sonucu inanılmaz eserlere ev sahipliği yaptığına şahit oluyoruz. Meraklıları için rotamızı hemen Antakya’ya çevirelim…
İş insanı Necmi Asfuroğlu'nun Antakya’da sahip olduğu arazinin üzerine inşa etmeyi planladığı otel projesi sayesinde dünyanın en değerli sanat hazinelerinden biri ortaya çıkmış oldu.
Tıpkı düzeltilmeyi bekleyen el dokuması bir halı gibi görünen, Antik Roma döneminden kalma bu mozaik, otelin inşaat çalışmaları sırasında tamamen şans eseri keşfedildi.
2009'daki ilk projede iki bodrum katı yapılması planlanınca yerin yaklaşık 5.5 metre kadar altına inilmesi ile keşfedilen bu mozaik, dünyada bilinen en büyük tek parça mozaik.
Yerinde koruma altına alınan bu eşsiz mozaik yaklaşık 1050 metrekarelik bir alanı kaplıyor. Tabii, 17 bin metrekarelik bir alana sahip olan bu otelin inşaat çalışmaları sırasında ortaya çıkan eserler yalnızca bu mozaikle de sınırlı değil...
Türk arkeologlar ve restoratör mimarların yer aldığı ekibin yaptığı arkeolojik kazılarda, Helenistik dönemden başlayıp İslami döneme değin birbirini izleyen 13 uygarlığa ait eserlere ulaşıldı.
İçlerinde Eros heykelciği, sikkeler, metal objeler, mimari parçalar ve pişmiş toprak eserlerin yer aldığı 30 bine yakın arkeolojik eserin tesadüf eseri keşfedilmiş olması, sizlere de bir mucize gibi gelmedi mi?
İnşaat sırasında ortaya çıkartılan mozaikler, M.Ö. 2. yüzyıla yani Antiochia'nın ilk kurulduğu döneme uzanıyor...
Bir müze-otel olarak tasarlanan projenin 'Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi' adını alan müze kısmı, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredildi ve Helenistik, Bizans, beşinci ve altıncı yüzyıl Roma, İslami dönem ve Osmanlı dönemlerine ait 200'ün üzerinde eser, 600 metrekarelik bu sergi alanında yer alacak.
Antakya turizmine büyük katkı sağlayacak olan bu müze-otelin görülmeye değer yerlerden biri olacağı aşikar. Umut ediyoruz ki eserler en iyi şekilde korunarak nesilden nesile aktarılır...
Malum, ülkemizin tarihi eserleri korumak konusunda pek de parlak bir geçmişi yok. Her geçen gün, karşılaştığımız restorasyon facialarıyla göz göre bir tarihin yok oluşuna tanık oluyoruz.
En büyük dileğimiz, bu güzel ve eşsiz mozaikle birlikte diğer eserlerin de korunabilmesi ve akıbetlerinin Hatay Arkeoloji Müzesi'ndeki Roma mozaiklerine benzememesi...
Gerçi şimdiye kadar gösterilen özen, bu kez başarılı olunabileceğini gösteriyor. Darısı diğer tarihi eserlerin başına...
Bu içerikler de ilginizi çekebilir:
Görür Görmez Midenize Aniden Yokuşa Girmiş Gibi Tuhaf Bir His Yerleştirecek 27 Muhteşem Fotoğraf
Yapılan Cinsiyet Değiştirme Deneyi Yüzünden Kısacık Ömrünü Üç Farklı Kişi Olarak Yaşamak Zorunda Kalan Bruce Reimer
Tarih Derslerini Uyku Halinde Geçirip Zerre Keyif Almayanları Bile Halil İnalcık Gibi Tarih Sevdalısı Edecek 17 Bilgi