Song Hye Kyo ve Park Bo Gum, 2016 yılının en çok ses getiren iki dizisi 'Descendants of the Sun' ve 'Love in the Moonlight'a imza atmış ve ardından ekranlara bir süreliğine ara vermişlerdi.
Geçtiğimiz yıl DotS dizisindeki rol arkadaşı Song Joong Ki ile hayatını birleştiren Song Hye Kyo'nun bomba gibi bir dönüş yapmasını bekliyorduk zaten, ama Park Bo Gum'la başrollerini paylaştığı Encounter'ın açılış bölümüyle tvN tarihinin en yüksek ikinci açılış oranını elde etmesi bizim için de sürpriz oldu...
Neden diye soracak olursanız, bu gözler tvN'de Gong Yoo ve Lee Dong Wook gibi iki efsane ismi Goblin gibi efsane bir işte gördü, yine de Encounter reytinglerde Goblin'i bile geride bıraktı.
Projenin ses getireceği başından belliydi ama bu kadarını biz de beklemiyorduk doğrusu. Gördüğünüz gibi Park Bo Gum ve Song Hye Kyo'nun popülaritesi kesinlikle yabana atılacak cinsten değil. Üstelik Encounter çarşamba ve perşembe günkü rakiplerini de geçmiş durumda. Ee, reytingleri bu kadar övdüğümüz yeter, gelelim diziyle ilgili detaylara...
Hikâyemiz, dünyadaki her şeye sahipmiş gibi görünen ancak hiçbir zaman kendisi için yaşamamış bir kadın ile onun tam tersi hiçbir şeye sahip değilmiş gibi görünen ancak saf ve özgür bir ruha sahip bir adamın etrafında şekilleniyor.
İkisi de bir günlüğüne dahi olsa birbirlerinin hayatını yaşamak ister. Peki, ya normal bir hayatı mı arkada bırakmak daha zordur, yoksa zenginlik içinde yaşadığın ancak mutluluğun zerresini bile bulamadığın bir hayatı mı? İşte 16 bölüm sürecek maceramız bu soruların cevabını bize verecek.
Song Hye Kyo, dizide bir politikacının kızı olan Cha Soo Hyun karakterini canlandırıyor. Cha Soo Hyun, ailesinin hırslarına kurban giden genç bir kadın olarak karşımızda...
Üniversiteden mezun olduktan sonra büyük bir şirketin sahibi olan bir ailenin oğlu ile evlenen Cha Soo Hyun, bu evlilik babasının politik çıkarları için yapmıştır ve evlenmesi için ailesi tarafından zorlanmıştır. Genç kadın, bu evlilikten bir çocuk dünyaya getirir, ancak bu onu mutlu etmeye yetmez ve eşinden boşanır. Cha Soo Hyun'un yolu bir gün küçük şeylerden bile mutlu olmayı bilen Kim Jin Hyuk ile kesişir ve hayatı tamamen değişir.
En son veliaht prens olarak izlediğimiz Park Bo Gum ise bu kez karşımıza oldukça sıradan bir insan olan Kim Jin Hyuk olarak çıkıyor, gerçi kendisi en fazla ne kadar sıradan olabilir merak etmiyor değiliz hani...
Kim Jin Hyuk, aynı anda birden çok yarı zamanlı işte çalışmakta ve bir yandan kendine düzenli bir iş aramaktadır. Başvurduğu her görüşmeden sonra kapı dışarı edilir ve şansı bir türlü yaver gitmez. İmrenerek baktığı hayatlardan biri asla Jin Hyuk'un olmayacak gibidir. Genç adam çalıştığı işlerden biriktirdiği parayla ne zamandır hayalini kurduğu yurt dışı gezisine çıkar ve bu yolculuk, karşısına Cha Soo Hyun'u çıkarır.
Konu itibariyle herhangi bir fantastik unsurla karşı karşıya değiliz, gördüğünüz gibi. Yolunu kaybetmiş iki insanın birbirlerine çıkacak yolu seçmesini ve bu yolun doğru yol olup olmadığını izleyeceğiz birlikte.
Her ne kadar uçan, kaçan, canavar, vampir, ölüm meleği, hayalet veya peri izlemeyecek olsak da diziyi çekici kılan şey duygu odaklı olması. Yaşadıkları kararsızlıkları, amaçsızlıklarını ve mutsuzluklarını izlerken bu iki ismin de şahane performanslar ortaya koyacağını düşünüyorum, bu da diziyi benim gözümde oldukça değerli kılıyor.
Eğer yapacak daha iyi bir işiniz yoksa bu diziye bir şans vermenizi tavsiye ederim, zira arada 12 yaş gibi bir fark varken bu ikilinin aşk sahnelerinde zorlanıp zorlanmayacaklarını görmek isteyebilirsiniz.
Açıkçası beni en çok meraklandıran kısım da burası, ikilinin kimyası tuttu mu tutmadı mı? Park Bo Gum, bir önceki dizisinde Kim Yoo Jung'la oldukça iyi bir kimya yakalamıştı. Song Hye Kyo'dan bahsetmemize gerek bile yok, onların kimyası ikiliyi evliliğe kadar götürdü. Şahsen ben ortaya iyi bir iş çıkacağı görüşündeyim, çünkü iki oyuncu da yeteneklerini kanıtlamış isimler. Bakalım, hikâye diğer haftalarda da başarı gösterebilecek mi? İzleyip göreceğiz...