V­e­r­g­i­ ­A­r­t­ı­ş­ı­y­l­a­ ­K­a­ç­a­k­ç­ı­l­ı­k­ ­A­r­a­s­ı­n­d­a­k­i­ ­İ­l­i­ş­k­i­y­i­ ­A­ç­ı­k­l­a­y­a­n­ ­İ­l­g­i­n­ç­ ­T­e­o­r­i­:­ ­L­a­f­f­e­r­ ­E­ğ­r­i­s­i­

V­e­r­g­i­ ­A­r­t­ı­ş­ı­y­l­a­ ­K­a­ç­a­k­ç­ı­l­ı­k­ ­A­r­a­s­ı­n­d­a­k­i­ ­İ­l­i­ş­k­i­y­i­ ­A­ç­ı­k­l­a­y­a­n­ ­İ­l­g­i­n­ç­ ­T­e­o­r­i­:­ ­L­a­f­f­e­r­ ­E­ğ­r­i­s­i­

Aldığımız her ürüne ödediğimiz akıl almaz vergi tutarları, kazandığımız paraların bir türlü aynı oranda artmaması sebebiyle giderek daha can sıkıcı, moral bozucu, bel bükücü olmaya başladı.

Peki vatandaşa bunca vergi yükü getirdiğinde, devlet nasıl bir tepkiyle karşılaşıyor? Buna cevap niteliğindeki ilginç bir iktisat teorisini sizler için derledik: Laffer Eğrisi.

Laffer Eğrisi, vergi oranları ile devletin toplayabildiği vergi miktarı arasındaki ilişkiyi göstermekte kullanılır.

Laffer Eğrisi, vergi oranları ile devletin toplayabildiği vergi miktarı arasındaki ilişkiyi göstermekte kullanılır.

Buna göre, vatandaşın geliriyle vergiler birbirine paralel olarak artmıyorsa eğer, vergilerin belli bir oranın üzerine çıkması, devletin daha az vergi tahsil edebilmesiyle sonuçlanır.

Her ülkenin kendi ekonomi ve refahına göre, ortada bir "optimum vergi oranı" olması gerekir.

Bu elbette gelir ve refah düzeyine göre değişken olmakla beraber, bu eşik geçildiği taktirde, devletin elde edeceği maksimum vergi geliri de düşmeye doğru gider.

Yani devlet vergi oranlarını artırdıkça, geliri yetmeyen halk da kurnazca yöntemler icat eder.

Vergileri karşılayamayan halk bu durumda, vergi vermekten uzaklaşmaya başlayarak vergiden kaçmanın yollarını bulmaya meyleder; haliyle devletin tahsil edebildiği vergi gelirleri düşüşe geçer.

Özet olarak bu eğri iki tane varsayıma dayanır:

Özet olarak bu eğri iki tane varsayıma dayanır:
  • Vergi % 0 olduğunda ortada devlet kalmaz.

  • Vergi % 100 olduğunda ortada mükellef kalmaz. 

(Yani gene vergi geliri sıfıra düşer ve gene ortada devlet kalmaz.)

Bu teorinin "arz yanlı iktisat" kavramını baz aldığı söylenir.

Bu teorinin "arz yanlı iktisat" kavramını baz aldığı söylenir.

En kısa özetle şöyle: 'Vergileri düşürürseniz tüm piyasalar canlanır; böylece daha çok vergi toplayabilirsiniz.' 

(Fakat insan her şekilde çakal bir varlık olduğu için; bugüne kadar Türkiye de dahil, pek işe yarayabilmiş bir yöntem değil.)

Gerçi zaten Laffer tam olarak "vergileri iyice düşürün" demiyor:

Gerçi zaten Laffer tam olarak "vergileri iyice düşürün" demiyor:

Belirli bir orana kadar yükseltin; ama orayı aşarsanız vergi geliriniz düşer diyor.

Teori Arthur Laffer tarafından, ABD Başkanı Reagan döneminde geliştirilmiş.

Teori Arthur Laffer tarafından, ABD Başkanı Reagan döneminde geliştirilmiş.

Laffer o dönemde Reagan'ın ekonomi danışmanı idi. 1974 yılında, bir restoranda gerçekleştirdikleri toplantıda Laffer vergilerin neden belirli bir oranın üzerine çıkmaması gerektiğini anlatmak için bu eğriyi kullanıyor. 

Eğriyi bir peçetenin üzerine çizerek argümanını anlatmaya çalışan Laffer'e bu teori, aynı gece o yemekte bulunan Wall Street Journal yazarı Jude Wanniski tarafından atfedilmiş.

Aslında Laffer, teorinin kendisine değil, modern sosyoloji ve iktisatın öncülerinden kabul edilen İbn-i Haldun'a ait olduğunu söyler.

Aslında Laffer, teorinin kendisine değil, modern sosyoloji ve iktisatın öncülerinden kabul edilen İbn-i Haldun'a ait olduğunu söyler.
Aslında Laffer, teorinin kendisine değil, modern sosyoloji ve iktisatın öncülerinden kabul edilen İbn-i Haldun'a ait olduğunu söyler.

Laffer bu eğrinin ilk olarak İbn-i Haldun'un Mukaddime eserinde kaleme alındığını; kendisinin de oradan referans aldığını belirtir.

14. yüzyılda yaşayan Tunus'lu düşünür, devlet adamı ve tarihçi İbn-i Haldun, Osmanlı tarihçilerinin de Osmanlı Devletinin yükseliş ve çöküşünü analiz ederken, teorilerinden en çok faydalandığı düşünürlerden bir tanesidir.

Dönelim konumuza: Tepesi atan iyi niyetli vergi mükelleflerinin de vergi kaçırma yöntemleri geliştirmeye başladığı nokta.

Dönelim konumuza: Tepesi atan iyi niyetli vergi mükelleflerinin de vergi kaçırma yöntemleri geliştirmeye başladığı nokta.

İşte Laffer eğrisine göre o noktada vergi artırımını durdurmak icap eder.

Ülkece ödediğimiz anormal vergilere daha önce değinmiştik:

En basit anahtar kelimelerle bir Google araması yaptığımızda, "otomatik tamamla" özelliği karşımıza şöyle sonuçlar getirdi:

En basit anahtar kelimelerle bir Google araması yaptığımızda, "otomatik tamamla" özelliği karşımıza şöyle sonuçlar getirdi:

Kısacası bu teoriye göre, gelirlerle aynı oranda artmayan vergilerin, bir noktada vatandaşın tepesini attırması kaçınılmaz olacaktır.

En yakın örnek, yukarıdaki Google araması görsellerinden de anlaşıldığı gibi, uçuk sigara, alkol (akaryakıt da tabii); ve ödediğimiz faturalardaki vergi oranları (cep telefonları da dahil her tür faturadaki alakasız vergi kalemlerini dahil edebilirsiniz).

Son olarak, elbette olay sadece vergiden kaçınmak değil.

Son olarak, elbette olay sadece vergiden kaçınmak değil.

İnsanların mevcut vergilerle ne üretim, ne de tüketim yapmaya eskisi kadar yanaşmıyor olacağı gerçeğini de ihmal etmemek gerekir; ki bu da genele bakıldığında, devletlerin vergi tahsilatlarına negatif olarak yansır.

NOT: Bu galeride, normal koşullarda da vergi kaçırarak bunun acısının sıradan vatandaştan çıkmasına sebep olan 'uyanıkları' yüceltmek; ya da vergi kaçırmayı haklı göstermek niyetinde asla olmadığımızı özellikle belirtelim isteriz. Bu galeri, aşırı yüksek vergi oranlarının neden yanlış olduğunu açıklayan bir teoriye dayanır.

Fakat insan şu Google aramalarına gülse mi, ağlasa mı bilemiyor...

Popular Articles

Latest Articles