B­i­l­i­m­s­e­l­ ­H­a­y­a­t­ ­D­e­r­s­i­:­ ­U­m­u­t­ ­E­t­m­e­n­i­n­ ­G­ü­c­ü­ ­H­a­k­k­ı­n­d­a­ ­B­i­z­l­e­r­e­ ­Ç­o­k­ ­Ş­e­y­ ­Ö­ğ­r­e­t­e­n­ ­­H­o­p­e­­ ­D­e­n­e­y­i­

B­i­l­i­m­s­e­l­ ­H­a­y­a­t­ ­D­e­r­s­i­:­ ­U­m­u­t­ ­E­t­m­e­n­i­n­ ­G­ü­c­ü­ ­H­a­k­k­ı­n­d­a­ ­B­i­z­l­e­r­e­ ­Ç­o­k­ ­Ş­e­y­ ­Ö­ğ­r­e­t­e­n­ ­­H­o­p­e­­ ­D­e­n­e­y­i­

Tarihteki birçok deney, bilimsel teorilerin kanıtlanması ve keşfi uğruna gerçekleştirildi. Bu deneylerin en ilginçlerinden biri olan 'Hope' (Umut) deneyi, umut etmenin gücünü bizlere kanıtlayarak tarihe geçmeyi başardı. Dr. Curt Richter'in enteresan deneyini sizler için derledik. 👇

Kaynak: https://worldofwork.io/2019/07/drowni...

1950’li yıllarda Dr. Curt Richter, su, kovalar ve hem evcilleştirilmiş hem de vahşi fareler kullanarak bir dizi deney gerçekleştirdi.

1950’li yıllarda Dr. Curt Richter, su, kovalar ve hem evcilleştirilmiş hem de vahşi fareler kullanarak bir dizi deney gerçekleştirdi.

Bu deneylerin sonucunda psikoloji alanında önemli bulgular elde edildi.

1957 yılında Richter'in yaptığı deneydeki amacı, su sıcaklığındaki değişimlerin canlıların vücut dirençleri üzerindeki etkisini ölçmekti.

Deneye maruz bırakılan farelerin su üstünde kalma sürelerini incelerken, bilim insanı Richter'in gözüne ilginç bir şey takıldı.

Deneye maruz bırakılan farelerin su üstünde kalma sürelerini incelerken, bilim insanı Richter'in gözüne ilginç bir şey takıldı.

Farelerden bazıları boğulmamak için uzun süre mücadele ederken bazıları kolayca pes ediyor gibi duruyordu.

Günümüzde korku veya sevinç gibi duygulara kalbin verdiği fizyolojik tepkilerin otonom sinir sistemi tarafından yönlendirildiğini biliyoruz ancak 1950’li yıllarda bu sisteme dair birçok soru işareti vardı.

Günümüzde korku veya sevinç gibi duygulara kalbin verdiği fizyolojik tepkilerin otonom sinir sistemi tarafından yönlendirildiğini biliyoruz ancak 1950’li yıllarda bu sisteme dair birçok soru işareti vardı.

Bunun sonucunda Richter deneyde daha sistematik ilerlemeye karar verdi. 

Etik olmasa da, Richter yeni deneyinde farelerin boğularak ölmesinin ne kadar sürdüğünü anlamaya çalıştı: Ardındaki mekanizmayı incelemek istedi.

Söz konusu deney, farelerin suyla dolu kovalara koyularak ve ne kadar süre hayatta kaldıklarını görerek gerçekleştirildi.

Söz konusu deney, farelerin suyla dolu kovalara koyularak ve ne kadar süre hayatta kaldıklarını görerek gerçekleştirildi.

İlk aşamada 12 evcil fare kullanıldı: Çoğu birkaç dakika içinde hızla boğularak öldü. Ancak bazı fareler boğulmadan önce 15 dakika yüzdü.

Deneyin ikinci aşamasında 34 yaban faresi kullanıldı: Curt, farelerin hayatta kalmak için daha çok mücadele etmelerini bekliyordu.

Deneyin ikinci aşamasında 34 yaban faresi kullanıldı: Curt, farelerin hayatta kalmak için daha çok mücadele etmelerini bekliyordu.

Ancak yüzme yeteneklerine rağmen, 34 fareden hiçbiri hayatta kalmadı; birkaç dakika içinde boğuldular.

Fareler "savaş ya da kaç" tepkisi yerine daha çok durumu kabul ederek çaresizce ve umutsuzca sonlarını bekliyor gibiydi.

Fareler "savaş ya da kaç" tepkisi yerine daha çok durumu kabul ederek çaresizce ve umutsuzca sonlarını bekliyor gibiydi.

Farelerin pes etmesine neyin sebep olduğunu düşünen Curt, umudun savaşma istekliliğinde kilit bir faktör olduğuna karar verdi.

Evcil fareler muhtemelen daha önce insanlardan yardım gördüğü için kurtarılma umudu taşıyordu: Bu yüzden suda daha uzun mücadele ettiler.

Evcil fareler muhtemelen daha önce insanlardan yardım gördüğü için kurtarılma umudu taşıyordu: Bu yüzden suda daha uzun mücadele ettiler.

Fakat yaban fareleri daha önce böyle bir deneyim yaşamadıklarından kolayca vazgeçmişlerdi.

Curt, aynı koşullarda fareleri yine suya attığı yeni bir deney gerçekleştirdi.

Fareler tam vazgeçtiği ve batmaya başladığı anda onları sudan çıkardı, kuruladı: Birkaç dakika dinlenmelerine izin verip araştırmanın ikinci kısmı için tekrar suya attı.

Fareler tam vazgeçtiği ve batmaya başladığı anda onları sudan çıkardı, kuruladı: Birkaç dakika dinlenmelerine izin verip araştırmanın ikinci kısmı için tekrar suya attı.

Farelerin tekrar suya konulduğunda ilkine göre çok daha uzun süre yüzdüğü görüldü.

Mücadele etmelerine yol açan faktör, daha önce kurtulmuş olmalarıydı.

Curt, farelere durumlarının umutsuz olmadığını öğretmenin (belirli aralıklarla kavanozdan serbest bırakmak gibi) onların yeniden saldırganlaşmasına ve karşı koymasına yol açtığını belirtti.

Curt, farelere durumlarının umutsuz olmadığını öğretmenin (belirli aralıklarla kavanozdan serbest bırakmak gibi) onların yeniden saldırganlaşmasına ve karşı koymasına yol açtığını belirtti.

Fareler ve insanlar farklı olsa da, deneyin etik kısmını bir kenara koyduğumuzda bu deneyin bizlere anlatacak çok şeyi var...

Umutsuz olmak, devam etme gücümüzü kaybetmemize neden olabilir. Umut, daha uzun süre dayanmamızı sağlar.

Umutsuz olmak, devam etme gücümüzü kaybetmemize neden olabilir. Umut, daha uzun süre dayanmamızı sağlar.

Ünlü roman yazarı A. J. Cronin de dediği gibi: 'Cehennem, umudunu kaybetmektir.'

İlginizi çekebilir:

Popular Articles

Latest Articles