Mutluluk.
Herkesin aradığı...
Herkesin hayat boyunca sık sık kafa yorduğu mutlak bir ikilik vardır: Mutlu olmak, ya da olmamak.
Bu kıssa ise, mutlu olmak ya da mutsuz olmak üzerine, Süleyman peygamberin bir serüvenini konu alıyor.
Hz. Süleyman, hiç şüphesiz yaşamış en bilge insanlardan biriydi. Fakat yüce bir lider ve hükümdar olsa da, nihayetinde bir insandı.
Günlerden bir gün tüm yardımcılarını huzuruna çağıran Hz. Süleyman, onlara bir görev verir.
Aradığı şey bir çözümdür. Nasıl olduğu önemli değildir. Fakat tek bir ihtiyacı karşılamalıdır.
Mutsuz olduğu zaman onu mutlu yapacak, mutlu olduğu zaman da mutsuz yapacak bir şeydir bu istek.
Bu zorlu görev karşısında yardımcılar çalışmaya koyulur. Ne de olsa yüce önderlerinin isteği yerine getirilmelidir.
Nihayetinde bir çözüm bulunur. Bu sihirli bir dokunuş, özel ve büyülü bir yöntem değildir. Tek bir cümleden ibarettir.
“Bu da geçecek”
Evet. Basit bir cümledir aslında aranan çözüm: “Bu da geçecek”
Kral mutsuz mu? Birinin gelip söylemesi yeterli: Bu da geçecek.
Kral mutlu mu? Yine aynı söz sahneye çıkar: Bu da geçecek.
Bize de buradan önemli bir ders çıkıyor şüphesiz. Hayatın da sürekli ilerleyen bir çizgi olduğunu hepimiz biliyoruz.
Bu yolda hayal kırıklıkları da, mutsuzluklar da, acılar da, sevinçler de, mutluluklar da, zaferler de olacak.
Fakat unutmamak gerekir ki, hepsi bir zaman sonra geçecek.