Geçtiğimiz yıllarda geçmişi binlerce yıl öncesine dayandığı ve bir soyluya ait olduğu düşünülen bir lahit ortaya çıktı. Araştırmalar, bu lahidin kime ait olduğu sorusu etrafında şekillendi ve bu lahit heyecan dolu bir canlı yayında, hepimizi adeta araştırmacı ekibin bir parçasıymış gibi hissettirdi ve tüm dünyanın huzurunda açıldı.
Öncelikle netleştirelim, bu lahidin açılışı fikri bir anda ortaya çıkmadı.
Antik mezara daha önce araştırmacı ekip tarafından giriş yapılmış fakat kameralarla bu yayın için girilmişti.
Lahit önce nasıl daha rahat açılabileceğini kavrayabilmek için arkeolog ve yetkililer tarafından incelendi.
Ve en uygun yöntem belirlendi, lahide en az zarar verecek biçimde açılış yapıldı.
Mumya ortaya çıktığında verilen raporda ortamda hiçbir koku bulunmadığı belirtildi. Ayrıca mumya tahminlerinden çok daha iyi durumdaydı.
Arkeolog ve yardımcılarının şaşkınlıklarını gizleyemedikleri biçimde iyi korunan mumyaya ilk bakış buydu.
İçerisinde mumyayı süslemek için koyulan her şey, mumyalanan kişinin şahsi eşyaları ve altınlarla...
Vücudunun üst kısmını baştan ayağa kaplayan altını gören Zahi Hawass önderliğindeki arkeoloji ekibi bu mumyanın İsis korumasında birine ait olabileceğini düşündüler.
Buldukları kişi Büyük Beşli arasında anılan bir rahip, Irid Heruv’du.
Mumya üzerinde yer alan bu figürler de İsis'in oğlu Horus'u temsil ediyordu.
Böylesine iyi korunmuş bir mumyanın bir soyluya yahut zengin bir kişiliğe ait olduğu fikri gelişti. Daha iyi bir inceleme için kapak hareket ettirilmeye çalışıldı fakat bu pek de kolay değildi zira kapak yaklaşık 4 ton ağırlığındaydı, ancak biraz kaydırabilmeleri mümkün oldu.
Mumyanın çıkarılma anı ve bedenin ortaya çıkarılışı canlı yayında gerçekleşmedi fakat bu açılış bile büyük bir önem arz ediyordu.
Peki bu mumya neredeyse dört bin yıl boyunca nasıl böyle iyi korunabilmişti? Bu sorunun yanıtı kişi eğer zengin ve soyluysa mumyasının da bu payelerden nasibini aldığı ve bozulmadan binlerce yıl dayanabilecek şekilde yapılabilmesinde gizli.
Bir rahibin hükümdarlarla eşdeğer biçimde nasıl mumyalandığı sorusunun yanıtı da hayli ilginç.
Eski Mısır'da böylesine saygın rahiplerin varlığı bir sır değil zira sarayda rahiplerin yetkin olduğu biliniyor hatta bazen yöneticilerden, firavunlardan bile daha etkili kararlar alabiliyorlardı. Bir rahibin hükümdarlar gibi mumyalanmış olmasının sebebi bu.
Binlerce yıl öncesine tanık olduğumuz bu yayın arkeoloji ve tarih için neler getirecek, ileri araştırmalarda hep birlikte göreceğiz. Şimdilik tarihe tanıklık etmekle yetiniyoruz.