M­e­t­i­n­ ­A­k­p­ı­n­a­r­ ­G­ü­n­d­e­m­i­ ­D­e­ğ­e­r­l­e­n­d­i­r­d­i­:­ ­­S­e­ç­i­l­e­m­e­y­e­c­e­ğ­i­n­i­ ­G­ö­r­ü­r­s­e­ ­S­e­ç­i­m­e­ ­G­i­t­m­e­z­­

M­e­t­i­n­ ­A­k­p­ı­n­a­r­ ­G­ü­n­d­e­m­i­ ­D­e­ğ­e­r­l­e­n­d­i­r­d­i­:­ ­­S­e­ç­i­l­e­m­e­y­e­c­e­ğ­i­n­i­ ­G­ö­r­ü­r­s­e­ ­S­e­ç­i­m­e­ ­G­i­t­m­e­z­­

Usta sanatçı Metin Akpınar, Cumhuriyet gazetesine gündeme dair açıklamalarda bulundu. Akpınar cumhuriyet, Atatürk ve önümüzdeki genel seçimlerle ilgili açıklamalarda bulundu ve konuşmasının bir bölümün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimi erteleme yetkisinin olduğunu hatırlattı. 

Sinema ve tiyatro sanatçısı Metin Akpınar, Cumhuriyet gazetesinden Emrah Kolukısa'nın sorularını yanıtladı. Söz konusu röportajdaki soruların ve Akpınar'ın verdiği yanıtların bir kısmı şöyle:

  • Şunu sorayım, demokrasi bizim için çok mu hayal?

Evet. Demokrasiyi bize ilk eşitlik diye öğrettiler. Öyle olmadığını analdık, eşitlik diye bir şey yokmuş. insanlar eşit değiller ama azınlığın haklarının gözetildiği sistem demokrasidir dediler. O da olmadı. Sonra çoğunluğun karşısında azınlığın haklarının gözetildiği kurum ve kuralların olduğu bir tarif yaptılar... O da olmadı. Şimdi son vardığımız tarif esasında, patolojisi yoksa insan kitlesinin, özgür iradeleriyle geleceğini tayin ettikleri rejimin adı demokrasidir.

Burada o ‘Patolojisi yoksa’ bir, bir de baskı unsuru, mahalle baskısı, din baskısı gibi şeyler yoksa, özgür iradeyle geleceğini tayin edebiliyorsa onun adı demokrasidir. Bir de demokrasi birbiriyle aynı düşünen insanların vardığı bir sonuç değildir.   Tam tersi, birbirinin zıddı düşünen, aykırı düşünen ama şiddet unsuru olmaksızın birlikte yaşamayı beceren bir toplumun adıdır demokrasi. Bugün buraya varmak benim görüşüme göre pek olası değil. Cici demokrasiye razıyız. Yani parlamento olsun, milletin egemenlik hakkı oraya, o bağlamda yansısın... 

  • Atatürk’ün vurgusu da böyle...

Tarihçi Zafer Toprak hocamız bir araştırma yapmış, Çankaya kütüphanesine girmiş ve Atatürk’ün hangi kitapları okuduğuna bakmış. Kendisinin deyişiyle adeta bir arkeolojik araştırma yapmış. Orada Jean Jacques Rousseau’nun “İçtimai Mukavele” kitabında ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, bir şahsa, bir aileye, bir gruba devredilemez” dediği yerin yanına Mustafa Kemal el yazısıyla ‘Burası çok önemli” yazmış.

Ve Amasya tamiminin de ilk maddesinde de bu vardır. Atatürk millete vermiştir egemenlik hakkını. Ondan üçer aylık yetki alarak götürdü... 1919’a kadar ciddi bir askerdir. Müthiş bir komutan Atatürk, Napolyon hayranı biraz, onu çok seviyor. Ama işte Waterloo’yu da biliyor, Uhud Savaşı’nı da biliyor, harp sanatına hakim... Ama Atatürk değil bu, Atatürk’ün bir kısmı. Atatürk ondan sonra ciddi bir devlet adamı. Ondan sonraki dönemde de devrimlerde oluşturmak istediği toplumlara mal etmek için geçen hayatı var. 57 seneye tüm bunları sığdırmak müthiş bir şey.

Peki gelecek sene seçim var mesela, bununla ilgili bir ümidiniz var mı?

Peki gelecek sene seçim var mesela, bununla ilgili bir ümidiniz var mı?

Muhalefet çok büyük hata yapmazsa, siyasi tarihe baktığımızda ekonomik sıkıntılar iktidarlar için çok hoş değildir. Ama son zamanlarda altılı masanıN yetersiz kaldığını görüyorum, çok güzel toplandılar, yuvarlak masa, herkes eşit falan, sadece işte güçlendirilmiş parlamenter sistemde birliktelik olduğu anlaşıldı. Ama dış politikayı ne yapacaksınız, ekonomiyi nasıl düzelteceksiniz, tarımı nasıl canlandıracaksınız... Sihirli çubukla dokunmuş gibi düzelmez ki bunlar. Çok ciddi plan program yapılması lazım. Yani Mustafa Kemal 29 sanayi buhranını nasıl atlattı, ona bir bakın bakalım.

Askerliğinden sonraki dönemde 16 yıla neleri sığdırmış ona bir bakın. 16 senede iki tane iktisat kongresi, sürekli 4.7 kalkınma hızı, iki tane denk bütçe, iktisadi teşekküllerin kurulması, şeker fabrikalarının kurulması, bankaların kurulması, müthiş bir şey... 1923‘ten 16 sene alın, şimdi de bugünden 16 sene alın, karşılaştırın bakalım  ne çıkıyor? İşte altılı bunu masa bunu alıp, bunu uygulamayı vaz ederse, çok çabuk olmaz ama düzelebilir. Öyle bir ümit her zaman var. Ama sayın Cumhurbaşkanı da iyi bir pragmatist, iyi bir zamanlamacı kendine göre, duruma göre kendinden ödün verebiliyor, çabuk değişebiliiyor, dönebiliyor... Burada da seçime giderken eğer yapılan araştırmalarda seçilemeyeceğini görürse seçime gitmez diye düşünüyorum.

Tamamen iptal mi eder diyorsunuz?

Tamamen iptal mi eder diyorsunuz?

Tamamen iptal etme hakkı yok ama 6 ay erteleme hakkı var Cumhurbaşkanı olarak ama ondan sonra da meclisin bu 6 ayları uzatma hakkı var. Meclis'te de çoğunluğu olduğu için isterse bunu yapabilir. Çünkü bu yüksek enflasyonun dönüşü pek kolay değil. Üretmezsen pahalılık kaçınılmaz, bolluk olacak, talep karşılanacak, artısı olacak ki rekabetle fiyat düşecek. En basit iktisat kuralı. Ama siyasi otorite kendi ideolojisini yerleştirmek için tarımı harcadı, sanayiyi harcadı, gelişimi harcadı... O yüzden bu hale geldik.  Yazıktır ya...

Popular Articles

Latest Articles