C­u­m­h­u­r­b­a­ş­k­a­n­ı­ ­E­r­d­o­ğ­a­n­:­ ­D­i­y­a­r­b­a­k­ı­r­ ­a­n­n­e­l­e­r­i­ ­k­o­r­k­u­ ­d­u­v­a­r­ı­n­ı­ ­y­ı­k­t­ı­l­a­r­

C­u­m­h­u­r­b­a­ş­k­a­n­ı­ ­E­r­d­o­ğ­a­n­:­ ­D­i­y­a­r­b­a­k­ı­r­ ­a­n­n­e­l­e­r­i­ ­k­o­r­k­u­ ­d­u­v­a­r­ı­n­ı­ ­y­ı­k­t­ı­l­a­r­

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Diyarbakır Genişletilmiş İl Danışma Toplantısı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;

Bugün Diyarbakır'da yine dolu dolu yine bereketli bir gün geçiriyoruz. Cuma namazımızı Diyarbakırlı kardeşlerimizle Kurşunlu Camii'nde eda ettik. Kurşunlanan Kurşunlu Camisi'nde eda ettik. Bölücü örgütün çukur olayları sırasında yaktığı 5 asırlık tarihi camiyi 3 yıllık titiz çalışmayla yeniden Ezan-ı Muhammedilerle buluşturmuştuk. Camimizin eski görkemine, eski güzelliğine kavuştuğunu bu vesileyle biz de yerinde görmüş olduk Allah'a hamdolsun. 

 

Diyarbakır anneleri evlatlarına kavuşmak için açtıkları bayrakla hem korku duvarlarını yıktılar hem de bölücü örgüt ve siyasi uzantılarının kalleş yüzünü deşifre ettiler. Bu cesur anneler 688 gündür sabırla sürdürdükleri mücadeleleriyle ülkemizdeki sözde insan hakları kuruluşlarının iki yüzlülüğünü göstermenin yanında muhalefetin nasıl bir hassasiyet altında olduğunu da ortaya serdiler. Sadece ülkemizdekiler değil yurt dışındaki insan hakları dernekleri acaba kaç kez gelip de Diyarbakır annelerini ziyaret ettiler. Böyle bir dertleri var mı onların? Yok. Gelip burayı görmediler ama bunun aksi olsaydı bir gider bir gelirlerdi. Fakat yapmadılar, yapmazlar çünkü onların derdi başka, onların derdi buradan kaçıp oraya giden teröristlerle, evet, Avrupa'da bir arada olmak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Diyarbakır annelerini ziyaret etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan Diyarbakır annelerini ziyaret etti

"Bugün de ben de Diyarbakır annelerini heyetimle birlikte ziyaret edeceğim"

Bu kahraman anneleri bizzat ziyaret ederek bugüne kadar bakan arkadaşlarım, belediye başkanlarım, kadın kollarım defaetle gelip kendilerini ziyaret ettiler haklı davalarında yanlarında olduğumuzu ifade ettiler. Bugün de ben tüm heyetimle birlikte ziyaret ederek bu gerçeği ortaya koyacağız. Ramazanda sağ olsun İstanbul'da onlar beni ziyaret etmişlerdi, birlikte bir iftarımız oldu ve bugün de inşallah iadeiziyaretimizi gerçekleştirmiş olacağız.

"Diyarbakırla olan kavlimizi yenilemek için geldik"

Geçmişten bugüne kapsamlı bir muhasebeyi Diyarbakırlılarla paylaşacağız. Sevgili gençler, kardeşlerim burada öncelikle bir hususu açıklağa kavuşturmakta fayda görüyorum. Bugün biz Diyarbakır'a sadece açılış ve ziyaret için gelmedik. Biz bugün buraya aynı zamanda Diyarbakır'ı dinlemek, Diyarbakırlılarla istişare etmek, Diyarbakır'la olan kavlimizi yenilemek için geldik.

Sizlerin görüşlerine, sizlerin değerlendirmelerine büyük önem veriyorum. Diyarbakır İl Başkanımıza ve il yönetimimize bizlere böyle bir imkan sundukları için teşekkür ediyorum. Şehre geldiğimiz andan itibaren bize büyük bir teveccüh gösteren tüm Diyarbakırlı vatandaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. 

Artık 20 yılı bulan bu zorlu yolculuğumuzda dava arkadaşlarımızdan vefat edenler olduğu gibi bölücü terör örgütü tarafından kalleşçe şehit edilenler de var. Diyarbakır eski Gençlik Kolları Başkanımız Yunus Koca 31 Ağustos 2015 tarihinde iş yerinde, Dicle İlçe Başkanımız Deryan Aktert 10 Ekim 2016 tarihinde iş yerinde, Lice Başkan Yardımcımız Orhan Mercan 30 Haziran 2017 tarihinde evinin ve evlatlarının gözü önünde hainler tarafından alçakça şehit edildi. Gerek terörle mücadele sırasında gerekse millet ve memleket yolunda siyaset yaparken şehit düşen tüm kahramanları rahmetle yad ediyorum. Rabbim şehitlerimizin ruhlarını şad, makamlarını ali, mekanlarını cennet eylesin.

 

Rabb'imiz ayetinde ne buyuruyor, 'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler ancak siz bilemezsiniz'. Şimdi bu gençler, bu kardeşlerimiz Allah yolunda öldüler ve şehit oldular. Onların bu şehadetini bizler adeta onların şehadetinde yaşar gibi oluyoruz. Biz onların millet ve ümmet için çarpan yüreklerinin büyüklüğüne şahidiz, Rabb'im de onları fedakarlık karşılığı olarak Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselam Efendimize komşu kılsın. Mevlam bizleri de son nefesimize kadar şehitlerimizin kutlu yolundan, sırat-ı müstakimden ayırmasın. Şehitlerimizin kanları pahasına bize emanet ettiği sancağı namusumuz bilip biz de canımız pahasına koruyacak, inşallah daha da yücelteceğiz.

"Dicle'nin kuzularını çakallara kaptırmamak için gece gündüz çalışıyor gayret gösteriyoruz"

Ne 40 yıllık siyasi hayatımızın herhangi bir safhasında ne de 20 yıla varan AK Parti döneminde teröre, şiddete, zorbalığa asla teslim olmadık. Milli iradeyi savunmak için gerektiğinde bedel ödedik. Sıkıntı çektik ama zalimler karşısında hiçbir zaman başımızı eğmedik. Kefenimizi giyerek çıktığımız bu kutlu yolda bize, milletimize ve ülkemize kefen biçen müstevlilere inat Allah'a hamdolsun dimdik yürüyoruz. Dicle'nin kuzularını çakallara kaptırmamak için gece gündüz demeden çalışıyor, mücadele ediyor, gayret gösteriyoruz. Biz, vesayet odaklarının gölgesinde değil, gece karanlığında seccadelerini gözyaşlarıyla ıslatan piri fanilerimizin dualarıyla yürüyoruz. Biz, sırtımızı başkaları gibi şu veya bu terör örgütüne değil, Rabbimizin takdirine, halkın iradesine yaslıyoruz. Biz, gücümüzü başkaları gibi silahtan değil, şiddetten değil, 40 yıldır yanımızda dağ gibi duran aziz milletimizden alıyoruz. Nasıl bugünlere akrebin kıskacında yoğrularak geldiysek 2023'e giden süreçte de bizi ağır imtihanların beklediği anlaşılıyor.

 

Türkiye'ye yönelik yurt dışı mahreçli planların yeniden devreye alındığını görüyoruz. Başını CHP'nin çektiği bir kesim, dozunu her gün biraz daha yükselttikleri nefret söylemleriyle bu kirli planlara destek veriyor. Dikkat ederseniz son günlerde CHP'li siyasetçilerin artık hezeyana varan beyanlarında çok ciddi bir artış yaşanıyor. Nasıl 17-25 Aralık girişiminde FETÖ'cülerin sözcülüğünü yapmışlarsa şimdi de organize suç örgütlerinden, karanlık sosyal medya mecralarından medet ummaya başladılar. Ülkeler arasında imzalanan rutin iş birliği protokollerini bile istismar edecek kadar muvazeneyi kaybettiler. Kulaklarına ne fısıldanırsa, ajans önlerine ne koyarsa, Türkiye düşmanları bunlara ne terkin ederse onu söylemeyi siyaset zannediyorlar. Kimi taşeron basın yayın organlarını da yedeklerine alarak, AK Parti'ye, Cumhur İttifakı'na ve siyaset kurumuna karşı yalan ve çarpıtma üzerine kurulu bir psikolojik harekat yürütüyorlar. Parti teşkilatlarını saran taciz, tecavüz, hırsızlık, yolsuzluklarla cesaretle yüzleşmek yerine kendi pisliklerini bize bulaştırmaya çalışıyorlar.

Testinin içinde ne varsa dışına o sızar. Yani bir insanın kalbinde ve kafasında ne varsa dil, onu söyler. İşte az önce siz Kayahan'ın sanki bizim için bestelediği parçayı okudunuz. Siz ne güzel gençlersiniz. Teşkilat olarak biz de Diyarbakır ile hamdolsun memnuniyet duyuyoruz. İçeride kin, nefret, husumet varsa, söylemde nefreti besler, kutuplaşmayı körükler, siyaseti zehirler. Ama insanın içinde aşk varsa samimiyet varsa hoşgörü varsa dürüstlük varsa kullandığı dile kadar herşeyine akseder.

"Ülkemizin dertlerine derman olacak tek bir sözleri yok"

Anneler, CHP ve şurekasına baktığımızda bu sözün hikmetini daha iyi anlıyoruz. Demokrasimizi güçlendirecek, insanımızın kardeşliğini perçinleyecek, ülkemizin dertlerine derman olacak tek bir önerileri, tek bir sözleri yok. Sadece milletten ve milletin değerlerinden kopuk değiller, ülkenin ve bölgenin gerçeklerinden de habersizler. Şimdi yeni bir adım atıyorlar, neymiş 'Doğu masası', 'Doğu projesi'... Neredeydiniz bugüne kadar? Biz bugüne kadar ne Doğu'dan koptuk ne Güneydoğu'dan koptuk, devamlı buralarda olduk. Bölücü örgütün bu topraklara yaşattığı yıkımdan, işlediği cinayetlerden, akıttığı kan ve gözyaşından habersizler. Kol kola girdikleri örgütün güdümündeki partinin, bölge insanının umutlarına, hayallerine verdiği zararlardan habersizler. Evladını Kandil'deki terör baronlarına kaptıran anaların dinmeyen yürek sızısından habersizler. Askerimizin, polisimizin, güvenlik korucularımızın, vazifelerini hakkıyla yapmaya çalışan kamu görevlilerimizin fedakarlıklarından habersizler. Ülkemiz sınırları içinde ve dışında yürütülen mücadelenin büyüklüğünden habersizler. Kafalarına geçirdikleri at gözlüklerinden sadece kendi sığ dünyalarını görüyor, çıkarlarından, ikballerinden başka hiçbir şeyi umursamıyorlar.

Muhalefetin içinde bulunduğu "siyasetsizlik cenderesi" bizim yükümüzü daha da ağırlaştırıyor. Biz siyaseti millet için ve milletle birlikte yapıyoruz.

Bunun için milletle irtibatı korumak, gönül bağını sürekli canlı tutmak gerekiyor. Nasıl hayat boşluk kabul etmezse, unutmayın, siyaset de boşluk kabul etmez. Şimdiden size özellikle söylüyorum, 2023 Haziranı'na kadar kapı kapı dolaşmaya, gece gündüz demeden çalışmaya var mıyız?

Diyarbakır'dan müjdeler bekliyorum. Çünkü biz sahayı boş bırakmayacağız. Eğer biz geri durursak başta bölücü örgütün uzantıları olmak üzere, başkaları muhakkak gelir bu boşluğu doldurur. Böyle bir durumda siyasetteki ataletin, gevşemenin, tavsamanın maliyeti çok daha ağır olacaktır. Ulaşamadığımız, kapısını çalmadığımız, derdine veya sevincine ortak olamadığımız her insanımızın vebali bizlerin üzerindedir.

"En önemli referansımız, arkamızdaki 19 yıllık demokrasi ve kalkınma müktesebatımızdır"

Gönüller kazanmak için çıktığımız bu yolda kimseyi dışlamamak, kimseye hor bakmamak, kızmamak, küsmemek temel prensiplerimizdir.

Elbette 20 yıllık bir siyasi partinin içinde kendini dışlanmış hissedenler, belki kalbi kırılanlar, farklı sebeplerle teşkilattan ayağı soğuyanlar olabilir. Bize düşen en önemli görev, bu kardeşlerimizi tespit edip iletişim kurarak, gerekirse ayaklarına giderek yeniden davamıza kazandırmaktır. Biz milletin bağrından doğmuş, 84 milyonun her rengini temsil eden, üye sayısı itibarıyla ülkemizin en büyük, en kuşatıcı siyasi hareketiyiz. Bu partinin çatısı altında terörü ve şiddeti övmediği sürece her türlü fikre, ne kadar farklı olursa olsun her türlü düşünceye, meselesi millet ve memleket olan herkese yer vardır. Önümüzdeki dönemde yeni üyeler, yeni yüzler, yeni yol arkadaşlarıyla saflarımızı sıklaştırırken parti kadrolarımız içindeki muhabbet iklimini daha da güçlendirmek mecburiyetindeyiz. Sizlerden, sandık müşahidinden mahalle temsilcisine, il başkanından milletvekiline tam kadro sahada olmanızı istiyorum. Unutmayınız, en önemli referansımız, arkamızdaki 19 yıllık demokrasi ve kalkınma müktesebatımızdır.

Diyarbakır'a ve ülkeye kazandırdığımız hizmetleri, teröre ve arkasındaki güçlere karşı verdiğimiz mücadeleyi, proje ve hayalleri insanlara sabırla anlatacağız. Muhalefetin yalan, iftira ve çamur siyasetini geçmişte olduğu gibi bugün de yine hakikatin güneşiyle bertaraf edeceğiz. Şayet biz samimiyetle çalışırsak, insanımıza doğruları ulaştırırsak Allah'ın izniyle istikametimiz de istiklalimiz de aydınlıktır. Biz omuzlarımızdaki yükün hakkını verirsek AK Parti, Türkiye'nin geleceğine hizmetleriyle damga vurmaya devam edecektir. Bu konuda ben sizlere güveniyorum. Her birinizin bu yüksek vazife bilinciyle hareket ettiğine ve edeceğine inanıyorum.

Popular Articles

Latest Articles