Büyük bir çoğunluğumuz kilo vermek için hayatımızdan karbonhidratı çıkarıp spor yapmaya yöneliriz.
Ancak bu kez kilo vermenin anlamını değiştirecek bir olayla karşı karşıyayız.
Angus Barbieri, 1965 yılında 207 kiloydu ve obez kategorisinde yerini almıştı. Kilo vermeyi kafasına koyan Barbieri, doktorlarının ona önerdiği ilginç bir diyet programını kabul etti.
Bu programa göre Barbieri, diyet süresi boyunca hiçbir şey yemeyecekti. Sadece vitamin takviyesi alacak, bunun yanında vücuduna potasyum ve sodyum ilaveleri de yapılacaktı.
Kalorisiz çay, kahve ve soda içmesine de izin verilecekti.
Programı uygulamaya oldukça istekli olan Barbieri, tam 382 gün hiçbir şey yemedi ve sonunda 82 kiloya ulaştı.
Yani tam 127 kilo verdi.
Tabi bu dönemi sürekli doktor kontrolü altında evinde geçirdi.
Diyetinden sonraki ilk yemeğinde, yiyeceklerin tadını unuttuğunu belirtti. Bu yemekte haşlanmış yumurta, tereyağlı ekmek ve koyu bir kahve içmişti.
O dönemde bu konuyla ilgili araştırmacılar bir çalışma yayınladı. Bu çalışmaya göre 117 günlük bir açlık süresi obezite için etkili bir tedaviydi.
Ancak bu araştırmaya tabii tutulan insanların bir kısmı bu süreyi tamamlayabildi; ancak yeniden yemek yeme dönemlerinde ölümler meydana geldi.
Sonunda 60'lı ve 70'li yıllarda kilo vermek için popülerlik kazanan bu yöntemden, ölüm oranlarının yüksek olması nedeniyle vazgeçildi.
Çünkü bu yöntem yağ ve kas metabolizmasını etkiler ve bu durum da başta kalp olmak üzere organların işleyişini bozar. Dolayısıyla ölüm meydana gelir.
Hatta bazı çalışmalarda düşük kalorili diyetlerde bile ölüm oranın artabileceği belirtiliyor.