Mastürbasyon yıllardır pek çok tartışmanın merkezinde yer aldı. Bazı insanlar hala mastürbasyonun neden olabileceği hastalıklara dair arkaik inançlarına bağlı kalırken, bilim aksini kanıtlıyor. Antik zamanlardan modern zamanlara kadar uzanan mastürbasyon tarihini gelin birlikte inceleyelim.
"Mastürbasyon" kelimesinin etimolojik kökenine bakarsak bu kelime, bir elin hareketiyle "kendini kirletmek" anlamına gelir.
A Little History of Masturbation kitabının yazarı ve psikiyatrist Dr. Jérôme Palazzolo, büyük tek tanrılı dinlerin ortaya çıkmasından önce, mastürbasyon kavramına egemen olan “hayırseverlik ve alay arasında değişen belirli bir tarafsızlık biçimi” olduğunu söylüyor.
Antik Çağ boyunca, Dr. Claude Galien, bekar insanların ve dulların, “aynı anda acı ve zevkin eşlik ettiği kasılmaları ve ardından bol miktarda sperm salınımını” sağlamak için cinsel organlarına dokunmalarını tavsiye etti.
O zamanlarda erdemli erkeklerin cinsel ilişkiye zevk için değil, rahatsızlıklarını iyileştirebilecekleri için razı olduklarında dair bir inanç vardı. Bu yüzden mastürbasyonun da erdem olduğu düşünülüyordu.
O zamanlar eleştiri daha çok toplumsal düzene yönelikti. Mastürbasyon kadınlar, çocuklar ve köleler için hoş görülürken, özgür bir Yunan vatandaşı için uygun görülmüyordu.
"17. yüzyılın sonunda, mastürbasyonun "tutucu dokuları zayıflatarak" bel soğukluğa neden olduğu düşünülüyordu."
18. yüzyılın başından itibaren, mastürbasyonla ilişkili sağlık tehlikelerinin listesi daha da uzadı ve mastürbasyon hayati sıvı kaybı, erkeklik kaybı, kısırlık riski, iktidarsızlık, cilt lezyonları, saç dökülmesi, sinir hastalıkları vb. ile ilişkilendirildi.
Parisli bir doktor bu zamanlarda ilk anti-mastürbasyon giysisini yarattı.
Bir ürolog 1791'de 'mastürbasyon yaparken çok tekrarlanan hareketler yüzünden kamburlaşan, omurlarının çürümesi nedeniyle eğri bir omurgaya sahip olan ve ölen okul çocukları' tanıdığını iddia etti.
'Masturbologlar' ise 'Bu cinsel uygulama üremenize izin vermediğinden ve bir tür bağımlılığa yol açtığından, doğrudan depresyona, hatta deliliğe yol açar' diyordu. 1875'ten bu yana, bu teorilere inanılmıyor ancak mastürbasyon, dinin gözünde ahlaki olarak kınanması gereken bir eylem olmaya devam ediyor.
Tıbbın müstehcenlikle karşı karşıya kalması yirminci yüzyılı buldu.
Çocuk doktorları, bebeklerin çok erken masturbasyon aktivitesine sahip olduklarını kanıtladıklarında, kimse onlara inanmak istemedi. Spermatogenez süreci de 20. yüzyılda deşifre edildi. Bu sayede sperm stoğunun sürekli yenilendiğini, her gün ortalama 100 milyon üretildiğini ve mastürbasyona bağlı kısırlık riskinin ihtimal dışı olduğu kanıtlanmış oldu. Dr. Palazzolo, “Psikanalizin ortaya çıkışı da durumu değiştirdi” diyor.
1987'de, mastürbasyon yapan bir fetüsün ilk görüntüleri bir kongrede gösterildi!
Günümüzde ise mastürbasyonun faydaları hakkında çok fazla araştırma var. Mastürbasyon, vücudunuz hakkında bilgi edinmenize ve cinselliğinizi kontrol etmenize yardımcı olur. Bu aktivite aynı zamanda endorfin salınımı sayesinde antidepresan etkisi de yaratır. Ek olarak, kalp sağlığını da iyileştirecektir. Dr. Palazzolo da “aslında sağlık için iyi olan cinsel aktivitenin kendisidir” diye ekliyor.