Bir dönem ciddi bir furya halde gelmişti Doğu Ekspresi ile seyahat. Hazır mevsimi de gelmişken Doğu Ekspresi’yle şöyle bir gezintiye çıkalım.
Fotoğrafçı Jack Birns 1950'de Londra'dan trene atlar.
Fakat bu sıradan bir yolculuk değildir.
Agatha Christie'nin meşhur romanına konu olan efsanevi Doğu Ekspresi'yle Paris, Venedik, Alpler derken son durak İstanbul'a kadar gelir.
Bu esnada da diplomatların, göçmenlerin, sıradan insanların yaşamlarına tanık olur.
Bununla da kalmayıp onları, elbette, fotoğraflayıp ölümsüzleştirir.
Birns’ün çektiği fotoğraflar aynı yıl LIFE dergisinin Eylül sayısında okurlarıyla buluşur.
Fotoğraflar adeta trende yolculuk yapanlardan biriymişsiniz gibi hissettiriyor.
Birns’ün yakaladığı kareler insana asla yabancılık çektirmiyor.
Yemekli vagonlar, kompartımanlar, pulmanlar...
Fransa'dan bir istasyon.
İtalya.
Mutfaktan bir görüntü.
Muhtelelen demir perde ülkelerinden birinden geçerken...
TCDD treni ve Türk makinist.
Üzerindeki Paris - İstanbul tabelasının rahatlıkla seçilebildiği bir vagon.
Eski hali tamamen korunmuş bir kompartımandan kare.
Şimdi gelin sizleri, o eşsiz yolculuk boyunca Birns’ün objektifine yansımış karelerden bazılarıyla baş başa bırakalım.
Büyüleyici, değil mi?
