Çocukluk güzeldi, hoştu, fazla sorumluluğumuz yoktu ama yani kötü yanları da vardı. Şimdi bunlardan hiç bahsetmeyelim mi?
1. Düşüp bir yerimizi kanattığımız zaman, eve gelip bir de annemizden dayak yemek
Zaten sokakta oynarken düşüp dizimi kanatmışım. Hem canım acıyor hem oyundan geri kaldım. Bir de eve gelince anneden dayak yiyoruz. Tamam korktuğu ve endişelendiği için ne yapacağını bilemeyip, bir tokat patlatıyor ama biz de insanız be!
2. Sabah yataktan çıkar çıkmaz, ekmek almaya yollanmak
Evin en küçük çocukları, bu maddeye hüzün ve çile dolu bakışlarla bakıyor şu an. Yataktan çıkıp daha gözünü açamadan, o korkunç sesi duyarsın: 'üç tane ekmek al da gel'... Ne diyebilirim ki saf acı...
3. Abinin veya ablanın ölü taklidi yaparak seni ağlatması
Büyük kardeşlerin, sonu gelmeyen eziyetlerinden birisi de bu. Anne ve babanın yanınızda olmadığı her anı fırsat bilip, kendini yere atarak ölü taklidi yapar ve siz dakikalarca onun başında ağlarsınız.
4. Zorla öğle uykusuna yatırılmak
Tüm arkadaşların dışarıda oyun oynarken, annen balkona çıkar ve o tok sesiyle seni eve çağırır. Öğlen uykusu zamanı gelmiştir. Hızlıca büyümek ve güçlü olmak için, tüm arkadaşlarım keyifle oyun oynarken ben öğle uykusu adı altında çile çekmeliyim.
5. Yaşlı teyzeler/amcalar tarafından şapur şupur öpülmek
Bu teyzeler/amcalar, sadece çocukken değil hayatının her anında, her yaşında seni şapur şupur öpmeye devam edecek. Hayatın acı demirbaşları...
6. Eve gelen misafirin haylaz ve saldırgan çocuğu
Daha eve girer girmez, o 'ne yapsam da bu evdeki bir şeyleri mahvetsem' bakışlarından tanırsınız bu çocuğu. Anneniz, onunla oyuncaklarınızı paylaşmanızı ister. Sonrası kırık oyuncaklar, dağılmış bir oda ve sinirleri bozulmuş siz...
7. Annenin, saçını çekiştire çekiştire, canını yakarak saçını toplaması
Pazartesi sabahının vazgeçilmezi, hayatımızın kara gölgesi o örgülü saç acısı nasıl unutulur.
8. Kırmızı külotlu çorap
Tüm kızlar beyaz dantelli, barbieli çoraplarla okula gelirken, kırmızı ve kalın külotlu çorap giymek nasıldır bilir misiniz?
9. Pazar poşetlerini taşımak
Evde pijamalarınızla, dağınık saçınızla keyif yaparken, zil çalar ve o sesi duyarsınız: 'aşağı gel de poşetlere yardım et'. Ya şimdi bu tiple nasıl geleyim ben oraya anne!
10. ”Büyü de seni oğluma/kızıma alayım” diyen mahalle teyzeleri
Aslında o an 'teyze senin çocuğun benim tipim değil' desek bu konu sonsuza kadar kapanırdı ama yapamadık işte.
11. Öksürük şurubunun o unutulmaz kötü tadı
Şu an bile o tadı düşündükçe midem alev alıyor. Bana iğne verin, serum verin ama lütfen öksürük şurubu vermeyin.
12. “Gidin öteki apartmanın önünde oynayın” diye bağıran 1. katta oturan gıcık teyze
Hayır teyze öteki apartmanın önünde oynamayacağız. Burası bizim. Sen git öteki apartmana taşın!
13. Annenin, atkı ve şapkayı nefes alamayacağın kadar sıkması ve mumya gibi gezmek
Anne, beni soğuktan korumak istediğinin farkındayım ama bu şekilde sıkmaya devam edersen, bu sefer oksijensizlikten öleceğim!