B­u­ ­1­0­ ­S­o­r­u­l­u­k­ ­P­s­i­k­o­l­o­j­i­ ­T­e­s­t­i­n­e­ ­G­ö­r­e­ ­T­a­k­ı­n­t­ı­l­a­r­ı­n­ı­n­ ­T­e­m­e­l­i­n­d­e­ ­N­e­ ­V­a­r­?­

B­u­ ­1­0­ ­S­o­r­u­l­u­k­ ­P­s­i­k­o­l­o­j­i­ ­T­e­s­t­i­n­e­ ­G­ö­r­e­ ­T­a­k­ı­n­t­ı­l­a­r­ı­n­ı­n­ ­T­e­m­e­l­i­n­d­e­ ­N­e­ ­V­a­r­?­

Senin takıntılarının gerçek nedeni ne?

Haydi testeee!

1. Öncelikle cinsiyetini seçer misin?

2. Yaşını da seçer misin?

3. Söyle bakalım kendini şu an nasıl hissediyorsun?

4. Şu an nerede olmak isterdin?

4. Şu an nerede olmak isterdin?

5. Yeni bir işe başlama düşüncesi sana nasıl hissettiriyor?

6. Kötü düşüncelerden kendini nasıl çıkarabiliyorsun?

7. Peki hayatın sence ne renk?

8. Senin en iyi günlerin geri de mi kaldı?

9. Bu görsellerden birini seç!

10. Son olarak seç birini!

Takıntılarının temelinde geçmiş var!

Bir zamanlar yaşadığın o güzel günler, sanki bir film şeridi gibi gözlerinin önünden hiç eksik olmuyor. Geçmişin, ruhunu sarmalayan bir sis gibi çökmüş üzerine ve sen bu sis perdesini bir türlü aralayıp atamıyorsun. Her anı, her hatıra, her yaşanmışlık seninle birlikte var olmaya devam ediyor. O eski günlere dönmek, o tatlı anıları yeniden yaşamak, o eşsiz mutluluğu bir kez daha hissetmek için adeta yanıp tutuşuyorsun. Ancak bu durum, seni bir takıntının içine sürüklüyor. Düşüncelerin, geçmişin tozlu raflarında kaybolmuş bir halde ve bu labirentten çıkış yolunu bir türlü bulamıyorsun. Geçmişte var olan ve şimdiki hayatında eksik kalan her şey, zihninde birer yara olarak yer alıyor ve bu yaralar, her geçen gün biraz daha derinleşiyor. Takıntılarının temelinde yatan bu geçmiş aşkı, davranışlarına, konuşmalarına ve hatta en küçük jestlerine bile yansıyor. Sanki her hareketin, geçmişin bir yankısı gibi... Her sözün, o eski günlere bir özlem çığlığı... Bu yüzden, takıntıların aslında geçmişin birer parçası ve sen, bu parçaları bir türlü bırakıp gitmeye cesaret edemiyorsun.

Takıntılarının temelinde çocukluğuna özlem var.

Bir zamanlar çocuk olan her birimiz, içimizde hala o çocukla yaşarız. Ancak bazen bu çocuk, geçmişte yaşadığı eksiklikler ve yaralar nedeniyle bizi takıntılı bir yetişkin haline getirir. İşte senin durumun da tam olarak bu. Senin takıntılarının temelinde, çocukluğunda tam olarak doyurulamayan sevgi, güven ve başarı ihtiyaçları yatıyor. Çocukluk yıllarında yaşadığın bu eksiklikler, yetişkinlik döneminde takıntılı bir birey olmanın zeminini hazırlamış. Belki de çocukluğunda yaşadığın olayları tam olarak sindirememiş, belki de aldığın yaraları tamamen iyileştirememişsin. Bu durum, içinde bir boşluk oluşturmuş ve bu boşluğu doldurabilmek için belirli takıntılara kapılmışsın. Bir nevi, çocukluğundan beri içinde büyüttüğün bu eksiklikler ve yaralar, bugün senin takıntılarının temelini oluşturmuş. İçinde hala o çocukluğunu arayan bir yetişkin var ve bu durum, takıntılarınla hayatına yön vermeni sağlıyor. Sindiremediğin ve affedemediğin her şey senin zayıf noktanı oluşturuyor ve senin çocukluğun da senin zayıf noktanın her birini kapsıyor.

Takıntılarının temelinde güvensizlik var.

İçinde bulunduğun durum, belki de biraz fazla takıntılı olduğunu gösteriyor. Evet, doğru duydun, sen bir takıntılısın! Ama neden mi? Çünkü sen, hiç kimseye tam anlamıyla güvenmiyorsun. Hayatının her alanında bu durumla karşı karşıya kalıyorsun. İşte, okulda, arkadaş çevrende... Her yerde bir güvensizlik hissi seni sarmalıyor. Bu durum, hayatını biraz daha zorlaştırıyor çünkü aklında sürekli bir şüphe beliriyor. Kimi zaman bu şüphe, bir arkadaşının samimiyetini sorgulamana neden olurken, kimi zaman da bir iş teklifini değerlendirememe durumuna sürüklüyor seni. Herkesle aranda bir mesafe var çünkü sürekli birilerinden bir hamle bekliyorsun. Kendini tamamen açamıyor, duygularını, düşüncelerini, hatta hayallerini bile paylaşamıyorsun. Bu durum, insanlarla arandaki ilişkileri yüzeyde tutuyor ve bu da senin hayatla arana bir mesafe koymana neden oluyor. Belki de bu durum, gerçekten güvenmeyi ya da gerçekten sevilmeyi hiç tatmadığın için olabilir. Çünkü sen, insanlara güvenmeyi seçmiyorsun. Ve bu durum, takıntılarının temelinde yatan güvensizliği daha da derinleştiriyor. Bu takıntılarının üstesinden gelmek için belki de ilk adım, güvenmeyi öğrenmek olabilir. Çünkü hayat, güven duygusu olmadan yaşanırsa, biraz daha zorlaşıyor.

Takıntılarının temelinde korku var!

Hayatın, her birimizin içinde bir takım korkuları barındıran, zaman zaman zorluklarla dolu olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu korkular bazen öylesine büyür ki, hayatın tadını çıkarmamızı engeller, bizi takıntılı hale getirir. İşte senin de tam olarak yaşadığın şey bu. Senin hayatında değer verdiğin birçok şey var; kendin, sevdiklerin, işin, geçmişin ve geleceğin. Bunlar senin hayatını anlamlı kılan şeyler. Fakat sevdiğin bu şeyleri kaybetme düşüncesi, bir daha onları görememe korkusu, senin hayatını gölgelemeye başlıyor. Bu korku, senin sevdiklerinle olan bağını daha da derinleştiriyor, fakat aynı zamanda seni kısıtlıyor, hayatını özgürce yaşamanı engelliyor. Bu korku, senin takıntılarının da temelini oluşturuyor. Bu takıntıların, senin korkularınla besleniyor ve büyüyor. Ve bu korkuları kabullenmedikçe, onlarla yüzleşmedikçe, bu takıntılar da geçmeyecek. Bu durum, senin hayatını daha da karmaşık ve zor bir hale getiriyor. Sürekli olarak daha derin düşünmene, daha fazla endişelenmene neden oluyor. İşte bu yüzden, senin takıntıların, aslında korkularının bir yansıması.

Bu içerikler de ilgini çekebilir;

Popular Articles

Latest Articles