F­i­l­o­z­o­f­ ­A­y­s­e­l­ ­G­ü­r­e­l­­i­n­ ­K­a­d­ı­n­l­ı­k­,­ ­C­i­n­s­e­l­l­i­k­ ­v­e­ ­H­a­y­a­t­a­ ­D­a­i­r­ ­D­e­r­s­ ­N­i­t­e­l­i­ğ­i­n­d­e­k­i­ ­K­ü­f­ü­r­l­ü­ ­R­ö­p­o­r­t­a­j­ı­

F­i­l­o­z­o­f­ ­A­y­s­e­l­ ­G­ü­r­e­l­­i­n­ ­K­a­d­ı­n­l­ı­k­,­ ­C­i­n­s­e­l­l­i­k­ ­v­e­ ­H­a­y­a­t­a­ ­D­a­i­r­ ­D­e­r­s­ ­N­i­t­e­l­i­ğ­i­n­d­e­k­i­ ­K­ü­f­ü­r­l­ü­ ­R­ö­p­o­r­t­a­j­ı­

'Ben erkekleri tahrik edip sonra da kaçan biriyim. Altı sene vermem mesela, onları köpürtürüm. Çünkü verdiğin zaman hemen başka çeşidini arıyor.' 😂

Kaynak

O kadar büyülü, o kadar deli bir kadın ki insan biraz düşününce onun zaten bu dünyaya ait olmadığına karar veriyor. Kimisine göre Müjde Ar'ın annesi, kimisine göre sözlerin efendisi, eninde sonunda o Aysel Gürel.

O kadar büyülü, o kadar deli bir kadın ki insan biraz düşününce onun zaten bu dünyaya ait olmadığına karar veriyor. Kimisine göre Müjde Ar'ın annesi, kimisine göre sözlerin efendisi, eninde sonunda o Aysel Gürel.

Kesinlikle kendine has bir kadın Aysel. Onu çılgın yapan da bunun farkında olması, yani boşuna değil. Felsefenin, edebiyatın, şiirin ve tiyatronun içinden geçip artık dünyayı bambaşka bir filtreden süzen akla sahip olduğu delilikten bahsediyoruz.

Kesinlikle kendine has bir kadın Aysel. Onu çılgın yapan da bunun farkında olması, yani boşuna değil. Felsefenin, edebiyatın, şiirin ve tiyatronun içinden geçip artık dünyayı bambaşka bir filtreden süzen akla sahip olduğu delilikten bahsediyoruz.

"Ben birey değilim. Ben kalabalık bir nesneyim. Ben tek başıma radyoyum, televizyonum, konserim, orkestrayım, her şeyim. Türkiye'nin ilk anarşist kızıyım ben. İlk çiçek kızıyım. İlk hippisiyim. Ben Amazon kadınıyım. Türkiye'de kadının bilinçaltıyım." demiş zamanında, o kadar haklı ki...

"Ben birey değilim. Ben kalabalık bir nesneyim. Ben tek başıma radyoyum, televizyonum, konserim, orkestrayım, her şeyim. Türkiye'nin ilk anarşist kızıyım ben. İlk çiçek kızıyım. İlk hippisiyim. Ben Amazon kadınıyım. Türkiye'de kadının bilinçaltıyım." demiş zamanında, o kadar haklı ki...

Aysel'in 2005 yılında Dishy dergisine verdiği bir röportaja denk geldim. Sohbetin tamamını okuyunca orada, o evde olmak istiyorsunuz ama bir yandan da Aysel'den gelecek herhangi bir lafı yeme korkusunu da içinizde hissediyorsunuz. Ben şimdi size o röportajdan ilginç kesitleri sunacağım.

Aysel'in 2005 yılında Dishy dergisine verdiği bir röportaja denk geldim. Sohbetin tamamını okuyunca orada, o evde olmak istiyorsunuz ama bir yandan da Aysel'den gelecek herhangi bir lafı yeme korkusunu da içinizde hissediyorsunuz. Ben şimdi size o röportajdan ilginç kesitleri sunacağım.

"İşte buraya yerleşebilirim" dediğiniz bir eviniz oldu mu?

"İşte buraya yerleşebilirim" dediğiniz bir eviniz oldu mu?

Çok oldu ama yine de taşındım. Karafatma çıktı taşındım, fare çıktı taşındım. Bizans lağımlarının üstünde oturuyoruz, temizlenmez ki. Bu üst katta da kargalar ve leyleklerle birlikte yaşıyorum.

Evin nerelerini kullanıyorsunuz en çok?

Yatak odası, banyo, mutfak… Öbür taraflara da 'burası neresi?' diye bakıyorum.

Yeni yerleştiğiniz bir yere alışma süreniz nedir?

Öyle bir şeyim de yok. Ben doğanın ortasında her şeye alışmış olarak dolaşıyorum. Bugün şu an bu mutfaktayım, yarın sabah Almanya’da ya da Amerika’da olabilir ve uyum problemi yaşamam.

Bir göçebesiniz ama kök salmak istemez misiniz?

Bir göçebesiniz ama kök salmak istemez misiniz?

Kök salmak istemek o kadar saçma bir şey ki… Bir bitki bile aslında kök salamıyor; tohumlarını rüzgar alıp başka yerlere savuruyor. Öyle bir şeyim yok, evleneyim, bir yuvam olsun, pembe damlı bir evim olsun, kocam olsun…

Kısa süren bir evliliğiniz var.

Kısa süren bir evliliğiniz var.

Beş yıl falan. Şöyle oldu: Artık bu yaşa geldi, kimse almıyor bunu galiba. Memesi mi yok, a*ı mı yok dediler. Bunu ispatlamak için evlendim. Ama o zamanlar doğum kontrol hapları falan yoktu. Eh tek erkekle yaşama mecburiyeti de var. İki kızım da bu evlilikten.

Renkler…

Renkler…

40 yaşında kadına yaşlı falan diyorlar ve ona da renkler tayin ediyorlar; siyah, gri, bordo ve kahverengi… Halbuki renkler güneşin renkleri. Doğayı inkar etmek oluyor bu.

Sadece üstünüzde değil evinizde de taşıyorsunuz renkleri. Belli renklerin etkilerine inanıyor musunuz?

Hayır ama kırmızı erkekte seksi uyandırır diye tercih ederim. Kendim için değil yani, zavallı adam için. Ben erkekleri tahrik edip sonra da kaçan biriyim. Altı sene vermem mesela, onları köpürtürüm. Çünkü verdiğin zaman hemen başka çeşidini arıyor.

Kadın için de geçerli değil mi?

Kadın için de geçerli değil mi?

Kadının da araması lazım. İkisinin arasında hiçbir fark yok. Arzularıyla, kaçaklarıyla aynı. Yani kadınlar da çok eşlidir.

Aynı anda üç kişiye aşık olabilir misiniz?

Olabilirim. Herkesin gönlünde yer var. Ama ben bunu tercih etmiyorum. Tek eşliyim. Yani bitene kadar, o da ben de başkasıyla birlikte olmayacağız.

Aldatma…

Aldatma…

Katiyen kabul etmiyorum; yine de bir gün ben de aldatabilirim diye kabul edilebilir. Ama anlayışla karşılamıyorsun, tırmalıyorsun, canından bezdiriyorsun, kabul etmiş gibi görünüyorsun ama içinde hep o bir gün… Hayvan dergisinde şöyle dedim: “Arının soktuğu yeri hemen emmeli, ihanete uğrayınca da hemen vermeli.” 24 saat içinde. Ama başıma geldi. Çok değer verdiğim birini bulunca ben de onu aldatacağımı söyledim.

Peki yaptınız mı sonra?

İşte o adama hala rastlamadım.

O zaman hayatınızdan da memnunsunuz…

O zaman hayatınızdan da memnunsunuz…

Evet, kendime aşığım ben, narsistim. Aynada kendime bakarım, kendimi okşarım, severim, öperim.

Her kadının bunu yapması gerekmez mi?

Evet ama bizde bir kadın bunu yapsa kocası iki patlatır, manyak mısın der. Benim s…m var ne ihtiyaç var kendini öpmeye der.

Ne oldu da siz bu kadar kararlı, ödünsüz oldunuz? Eğitiminiz mi?

Ne oldu da siz bu kadar kararlı, ödünsüz oldunuz? Eğitiminiz mi?

Eğitimimle ilgisi yok. Ben Türk Dili Edebiyatı tahsili yaptım. Ama aile çok önemli. Babam savcıydı. Annem Türkiye’nin ilk Kadınlar Birliği üyesi; çarşafı ilk atanlardan. Ablam muazzam bir fizikçiydi, Madame Curie kadar. Abim hukukçu. 13 yaşında Mesnevi okuyordum. Dahi çocuk olarak devlet beni Paris’e konservatuvara gönderiyordu. Annem “Kondüktör trende seni s…r.” dedi, göndermedi.

Popular Articles

Latest Articles