Geçtiğimiz günlerde dünya gündemine gelen Çin casus balonunun geçmişine uzanıyoruz. Çin casus balonunun teknolojisini borçlu olduğu HAPPE deneyi nedir? Anlattık... 👇
5 Şubat'ta Çin'den geldiği iddia edilen casus balon, ABD tarafından vurulmuştu. Başlangıçta uzay aracı olduğu zannedilen cismin, casus balon olduğu ortaya çıkmıştı.
Hatta uzmanlar bu casus balonun yeni bir savaşın habercisi olabileceğini söylemişti...
Burada bahsettik 👇
Asıl ilginç olan şey ise bu teknolojinin aslen Amerikan olması: Richard Muller, 1967 yılında "HAPPE" isimli bir deney gerçekleştirdi.
Kaliforniya Üniversitesi fizik profesörü Muller, Lawrence Berkeley Ulusal Laboratuvarı'nda önde gelen bir bilim insanıydı. Fizik bölümünde yıllarca unutulmayacak bir üne sahipti.
"Wall Street Journal" gazetesinde anlattığına göre unutulmuş deneyi, Çin'in casus balonlarına ilham oldu.
Deneye verilen 'HAPPE' ismi aslında bir kısaltma: High Altitude Particle Physics Experiment = Yüksek İrtifa Parçacık Fiziği Deneyi.
HAPPE'nin amacı yüksek irtifa kozmik ışınları, özellikle de Dünya'nın atmosferine girmeyen yüksek enerji protonları kullanmaktı.
Atmosferin yüzde 95'ini saran Happe'yi kaldırmak için devasa bir helyum dolu balon gerekliydi. Bu balonları fiilen kontrol etmek ise imkansızdı:
Rüzgarlar onları nereye taşırsa oraya giderler. Bu rüzgarlar mevsimseldir. Bir prototip yayımladığımızda, Filistin'den Teksas'a Happe-0, her yıl kısa süren ve 'geri dönüş' adı verilen iki kısa dönemde gerçekleştirdik.
1967 yılında teknolojinin en yükseği ve gelişmişi deney için kullanıldı. Bu deney aslında Muller'ın doktora derecesi için olacaktı.
HAPPE, 1967 yılında Kaliforniya'nın Chico ilçesinden Kaliforniya Havalimanı'na faaliyete geçirildi. Plan, balonun veri toplaması ve balondan bir haber alınamayacak bir yere gidene kadar ilerlemesini beklemekti.
Öyle de oldu: Kaybolan balonu Muller ve ekibi Pasifik Okyanusu'nun kıyılarında aradılar ama hiçbir şey bulunamadı.
Bazıları balonun tamamen okyanusta parçalandığına inanıyor.
Muller ise balonun Çin'e vardığı ve Çinlilerin bu teknolojiyi kullandıkları ihtimali üzerinde duruyor.
Siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...