Alien serisinden tanıdığımız ve sinema tarihinin en ikonik figürlerinden biri haline gelen Xenomorph'un beyaz perdede nasıl hayat bulduğunu hiç merak ettiniz mi?
Uzayda kimse çığlığını duyamaz...
1979'da gösterime giren Alien filmi, sinemanın en kült bilim kurgu filmlerinden.
Filmin etrafında şekillendiği yaratık olan Xenomorph ise, çok meşakkatli süreçlerin ardından can buldu.
Filmin çekildiği dönem olan 1970'lerde tahmin edersiniz ki bilgisayar grafikleri henüz kullanımda değildi. Bu yüzden maketler ve kostümler vasıtasıyla yaratık canlandırıldı.
Ama nasıl?
Kasting sorumlusu Peter Ardram yoğun bir günün ardından gittiği barda aradığı hazineyi tesadüfen bulmuştu.
2 metreyi aşkın boyu ve zayıflığıyla, Xenomorph'u canlandırmak için ideal fiziksel özelliklere sahip olan Bolaji Badejo'nun yanına gitti ve ona filmden bahsetti. İkili ertesi gün yönetmen Ridley Scott'ın yanına gitti.
Nijeryalı kısa süre içinde projeye dahil oldu.
Lateksten imal edilen, nefes almayan ve içindekini jet hızında terleten, hareket ettirmenin ise çok zor olduğu bu kostümü bütün çekimler boyunca hiç sorun çıkarmadan kuşandı.
Üstelik adamcağız kostümün içindeyken oturamıyordu.
Kostümü giyip çıkarmak ise hiç kolay değildi. Bazı parçaları dışarıdan kontrol edilerek hareket ettiriliyordu.
Hatta bazı sahnelerde gerçekliği artırmak için kafa ve yüz kısmına canlı kurtçuklar konulmuş.
Hem de Badejo içindeyken! Bu arada o da 15 dakikada bir yüzündeki terleri silmek için kafayı çıkarmak zorunda kalıyormuş.
Alien, Nijeryalının kariyerindeki tek film olmuş.
Çekimlerden sonra memleketine dönmüş. Oralarda ne yaptığı pek bilinmiyor. 1992'de orak hücre anemisi yüzünden hayatını kaybetmesi hariç.
Yaratık, günümüz teknolojisiyle pek bir afili...
Yine de onun öncülü sayılan, onu en zor şartlarda hayata getiren Bolaji Badejo'yu unutma, unutturma!