Tarihin tozlu sayfalarında bugün mabed fahişeleri var. Tanrı adına kendilerine özel tapınaklarda halk ile birlikte olan mabed fahişelerinin hikayesine hazır mısınız?
Hristiyanlık dinine kendini adamış rahibeler Sümerler döneminde karşımıza bambaşka bir şekilde çıkarlar.
Tarihi kayıtlara göre Sümerler döneminde rahibelik oldukça önemli bir statüymüş. Hatta rahibelik de kendi içerisinde farklı bölümlere ve statülere ayrılıyormuş.
Başı örtme geleceğinin ilk Sümerler'de rahibelerde olduğu görülüyor fakat burada başını örten rahibeler bildiğimiz rahibeler değil.
Günümüzde de rahibelerin başlarını örtmesi buradaki anlayış ve inanıştan gelmektedir.
Rahibeler arasından en yüksek statüye sahip olan mabed fahişeleri din ve tanrı adına insanlarla birlikte oluyorlardı.
Burada isim olarak her ne kadar fahişe geçse de bu rahibeler para karşılığında birileriyle birlikte olmuyorlardı. Onlar tanrının gelinleri olarak konumlanıyordu.
Rahibeler arasında en üst statüde olan mabed fahişeleri statülerini göstermek ve aslında diğerlerinden ayrılmak için başlarını örtüyordu.
O dönem başlarını örtmeleri onların statüsünü belirleyen yegane bir şeydi.
Peki mabed fahişeleri tam olarak ne yapıyordu? Kutsal sayılan bu rahibeler tanrı adına birlikte olmaya ant içmiş kişilerdi.
Yani aslında bu görevi cinsellik kısmını görmeden tanrı adına yapıyorlardı.
Özellikle kimseyle birlikte olmayan papazlar için de görev yapan mabed fahişeleri halktan kişiler ile de birlikte oluyordu.
Tabii ki bu birliktelik o kişiye bir şey öğretmek ve ihtiyacını karşılamak içindi. Tamamen paradan, zevkten bağımsız bir şeyler öğretmek içindi.
Öğretmen görevi de gören mabed fahişeleri Sümerler'in ardından Babiller'de hatta Roma'da bile görülmüş.
Tanrı adına birlikte olan rahibeler kendilerini 'Tanrının gelini' olarak görürlerdi ve kutsal bir görev yaptıklarına inanılırdı. Acemilere yeni şeyler öğretirlerdi.
Oldukça ilginç olan bu görev uzun yıllar boyunca sürmüş ve mabed fahişeleri kutsal ve önemli görev yapan en üst düzey rahibeler arasında yer almış.
Gerçekten çok ilginç! Siz ne düşünüyorsunuz?