Kriminoloji ve nörobilim alanındaki araştırmalar, seri katillerin beyin yapılarının birbirine oldukça benzediğini ortaya koymaktadır. Ancak bu, belirli beyin özelliklerine sahip her bireyin seri katil olacağı anlamına gelmez. Ancak bu özelliklerin, acımasız bir seri katil ile zararsız bir birey arasındaki temel farkları oluşturduğunu söyleyebiliriz.
İşte detaylar 👇
Seri katil tanımı, farklı zaman dilimlerinde üçten fazla kişiyi öldüren bireyler için kullanılır. Bu cinayetler arasında bir sakinleşme süreci olmalıdır.
Seri katiller, genellikle bir stres döngüsü içerisinde hareket ederler. Bir cinayet işledikten sonra geçici bir rahatlama hissederler, ancak bu rahatlama kısa sürer ve stres tekrar başlar.
Birçok seri katilin çocukluk döneminde maruz kaldığı istismarlar, bu bireylerin oluşumunda önemli bir rol oynamaktadır.
Araştırmalar, seri katillerin büyük bir kısmının çocukluk dönemlerinde fiziksel, cinsel veya psikolojik istismara maruz kaldığını göstermektedir.
Nörobilimci Jim Fallon, seri katillerin beyin yapıları üzerine yaptığı çalışmalarda ilginç sonuçlara ulaşmıştır.
Fallon, kendi beyin yapısının da bir seri katilinkine benzediğini keşfetmiştir.
Bu, psikopatlığın büyük ölçüde genetik bir temele sahip olabileceğini göstermektedir.
Sonuç olarak, bir seri katilin ortaya çıkmasında üç ana etken bulunmaktadır: Genetik yapı, beyin fonksiyonları ve çocukluk döneminde yaşanan travmalar.
