İşte muzdarip olanların âni bedensel tiklere ve ses tiklerine sahip olduğu, kalıtsal ve nörobiyolojik bir rahatsızlık olan Tourette Sendromu hakkında sizler için derlediğimiz bilgiler:
Tourette sendromuna sahip olan insanların büyük kısmı, bu rahatsızlığın farkında değildir.
Semptomlar arasında bir vokal ve en az iki kronik motor tike sahip olmak, bu tikleri on sekiz yaşından önce geliştirmiş olmak, tiklere en az bir senedir sahip olmak ve semptomlara açıklama getirecek başka bir rahatsızlığa sahip olmamak gösterilebilir.
Sendroma sahip olan insanların bazılarında kontrolsüz küfretme alışkanlığına rastlanmaktadır.
Tourette sendromuna sahip olanlarda küfretmenin yanında homurdanma, boğaz temizleme, burun çekme, göz kırpma, burna dokunma, çene kenetleme, yüz buruşturma, omuz silkme gibi kontrolsüz ve yersiz sayılabilecek tikler görülmektedir. Sosyal açıdan sıkıntı yaratabilecek bazı ender vakalarda ise bağırma, müstehcen hareketler yapma ve hatta kimi zaman mastürbasyon yapma alışkanlığı gözlemlenmektedir.
Tourette sendromunun çoğu semptomu küçük yaşlarda ortaya çıkmaktadır.
Tiklerin gelişmesi genellikle beş ile on yaşları arasında gerçekleşmekte, bu tikler ergenlik döneminde düşüşe geçmekte ve çoğu vakada rastlandığı üzere yetişkinlikte tamamen kaybolmaktadır.
Tourette sendromuna toplumun %1'lik kısmında rastlanmaktadır.
Bu oranı yükselten büyük ölçüde çocuklardır, çünkü az önce de belirttiğimiz gibi, sendromdan muzdarip olan çoğu insanda semptomlar zamanla kaybolmaktadır. Ayrıca sendroma erkeklerde rastlanma olasılığı kadınlara göre üç-beş kat daha fazladır.
Sendroma ismini veren, Georges Albert Édouard Brutus Gilles de la Tourette isimli bilim insanıdır.
19. yüzyılda yaşamış bir isim olan Tourette, kompülsif tik ve davranışları dokuz farklı insanda gözlemlemiş, bu sebeple akıl hocası ve Paris'te bulunan Salpêtrière Hastanesi'nin direktörü olan Jean-Martin Charcot, hastalığa Tourette'in ismini vermeyi uygun görmüştür.
Sendroma neyin sebep olduğu kesin olarak bilinmemektedir.
Ancak yapılan beyin görüntülemeleri, Tourette sendromuna sahip olanların beyinlerinin korteks, frontal lob, bazal ganglion bölümlerinde ve bu bölümler arasında bağlantı kuran nöronlarda bir takım anormallikler görülebildiğini kanıtlamıştır. Bunun yanında ailelerle yürütülen çalışmalar, hastalığın kalıtsal olduğunu ve tek bir ebeveyn tarafından aktarılabildiğini göstermiştir.
Sendromun obsesif kompülsif bozuklukla ilişkisi olduğu düşünülmektedir.
Ancak kökeni ve beynin sendromu tetikleyen kısımları kesin olarak belirlenemediği için Tourette sendromunun kesin bir tedavisi henüz bulunmamaktadır. Sendrom, genellikle sakinleştiricilerle yatıştırılmaya çalışılmaktadır ancak bu ilaçlar da kilo artışı, sersemlik, istemdışı hareketler ve titreme gibi yan etkiler meydana çıkarabilmektedir.