Dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Katar, ülkede çalışan yabancı uyruklu 'hizmetçiler' için insan hakları incelemesi altına alındı. İçeriğimizde sizlere Katar'da üst sınıf bir ailenin evinde 'hizmetçi' olarak çalışan kadının yaşadığı akıllara durgunluk verecek olaylarlara yer verdik. 👇🏻
Not: İçerikte kullanılan tüm görseller temsilidir.
Arap Yarımadası'nın solunda yer alan Katar, sahip olduğu doğalgaz rezervleri sayesinde dünyanın en zengin ülkelerinden biri haline geldi.
2022 Fifa Dünya Kupası'nın da gerçekleştiği Katar'ın üst sınıfları için çalışan yabancı 'hizmetçiler' için ülke insan hakları incelemesi altında.
2017 yılında "Domestic Workers Law" olarak adlandırılan ve 'hizmetçilere' yönelik hazırlanan yasada Katar'da çalışma saatleri günde 10 saatle sınırlandırılmış.
2020 yılında ise asgari ücret getirilmiş ve izin almadan ülkeyi terk edebilme hakları olduğu kağıt üzerinde savunulmuş.
Son yıllarda hakları kağıt üzerinde güçlendirilen 'temizlikçiler' için kurallara ne yazık ki her zaman uyulmamakta.
Ülkedeki üst sınıf insanlarla çalışan yardımcıyla iletişime geçilmiş ve her gün sabah 8'den akşam 11'e kadar çalıştığı haberi alınmış.
"Aslında temiz insanlar. Bazen yemek hazırlamama da yardımcı oluyorlar, çocuklara bakıyorlar..."
Yemeklerden arta kalanları yediğinden bahseden kadın, 18 aydır çalıştığını ancak bir gün bile izin kullanmadığını söylemiş.
Not: Görsel temsilidir.
"Hanımefendi bana her gün bağırıyordu ve pasaportumu da almıştı. Onların izni olmadan bir yere gidemiyordum."
Kendisi herhangi bir fiziksel istismara uğramadığından da bahsetmiş. Maalesef ki söz konusu bu durum Katar'da oldukça yaygın.
'Her şeye rağmen iyiler. En azından telefonum var...'
41 yaşındaki kadının şu anki işinde kalmak istemesinde başka sebepler de var. Kendisi onun yaşında birinin daha iyi bir iş bulabileceğini düşünmüyor.
Ayda bin 500 riyali kazandığından bahseden kadın ailesini geçindirmek için hepsini onlara gönderdiğini de eklemiş.
Not: Görsel temsilidir.
Uluslararası Af Örgütü ise bu durumla alakalı yasaların uygun şekilde uygulanmadığını ve aşırı çalışmanın doğurduğu dinlenme eksikliği başta olmak üzere birçok kötü sonucun devam ettiğini söylüyor.
