Ç­o­c­u­k­l­a­r­ı­n­ı­z­a­ ­Ö­r­n­e­k­ ­O­l­a­r­a­k­ ­G­ö­s­t­e­r­e­b­i­l­e­c­e­ğ­i­n­i­z­ ­T­ü­r­k­l­e­r­d­e­ ­B­u­g­ü­n­:­ ­R­e­s­s­a­m­ ­F­r­u­m­e­t­ ­T­e­k­t­a­ş­

Ç­o­c­u­k­l­a­r­ı­n­ı­z­a­ ­Ö­r­n­e­k­ ­O­l­a­r­a­k­ ­G­ö­s­t­e­r­e­b­i­l­e­c­e­ğ­i­n­i­z­ ­T­ü­r­k­l­e­r­d­e­ ­B­u­g­ü­n­:­ ­R­e­s­s­a­m­ ­F­r­u­m­e­t­ ­T­e­k­t­a­ş­

Çocuklarınıza örnek olarak gösterebileceğiniz Türkler serisinde her gün bir biyografi ile karşınızda olacağız. Bu biyografilerde nispeten daha az bilinen ama uluslararası üne sahip kişileri içeriğimize konu etmeyi planlıyoruz. Bu konuda sizlerin de önerileri olursa bekleriz. İçeriğimizin bugünkü dünyaca ünlü konuğu ise: Frumet Tektaş

1912 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Tektaş'ın babası Büyükelçi Suat Davaz olup küçük Frumet'in sanat hayatı bu sebeple Roma'da başlar ve 6 yaşında müzik, 7 yaşında ise resim eğitimi almaya başlar.

1912 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Tektaş'ın babası Büyükelçi Suat Davaz olup küçük Frumet'in sanat hayatı bu sebeple Roma'da başlar ve 6 yaşında müzik, 7 yaşında ise resim eğitimi almaya başlar.

Roma'da önce bir Fransız Akademisi olan Villa Medicis'te sonra ise Via Margut'taki İngiliz Akademisi'nde eğitim görür. Bu eğitimlerde anatomiyi ön plana alan Tektaş portrenin yanısıra natürmort da çalışır. Genç Frumet, Roma'da müzikle de uğraşmayı ihmal etmez ve özellikle opera müziği üzerine etütler yapar.

Roma'da önce bir Fransız Akademisi olan Villa Medicis'te sonra ise Via Margut'taki İngiliz Akademisi'nde eğitim görür. Bu eğitimlerde anatomiyi ön plana alan Tektaş portrenin yanısıra natürmort da çalışır. Genç Frumet, Roma'da müzikle de uğraşmayı ihmal etmez ve özellikle opera müziği üzerine etütler yapar.

Frumet Hanım'ın Roma'da bulunduğu sıralarda Mihri Müşfik Hanım da burada bulunur ve ikili sık sık bir araya gelir. Cumhuriyet tarihimizin önemli bir ressamı olan Mihri Hanım'ın işlerini çok yakından izleyen Frumet Hanım, ondan etkilenir.

Frumet Hanım'ın Roma'da bulunduğu sıralarda Mihri Müşfik Hanım da burada bulunur ve ikili sık sık bir araya gelir. Cumhuriyet tarihimizin önemli bir ressamı olan Mihri Hanım'ın işlerini çok yakından izleyen Frumet Hanım, ondan etkilenir.

1932'de Paris'e taşınan Frumet Hanım burada da eğitimine devam eder ve Académie de la Grande Chaumière ve Andre Lhote atölyesinde çalışır. Ayrıca Paris'te Ressam Galip Bey ile tanışır ondan da etkilenerek resim çalışmalarına devam eder.

1932'de Paris'e taşınan Frumet Hanım burada da eğitimine devam eder ve Académie de la Grande Chaumière ve Andre Lhote atölyesinde çalışır. Ayrıca Paris'te Ressam Galip Bey ile tanışır ondan da etkilenerek resim çalışmalarına devam eder.

1938 yılında İstanbul'a dönen Frumet Hanım eşi Afif Tektaş'ın yanı sıra Nadir Nadi ve Cemal Reşit Rey'in de öncülüğüyle kurulan Filarmoni Derneği'nin başına geçer. 1946 yılındaki ilk sergisini burada açar ve Orhan Taylan dahil birçok ünlü ressama burada ders verir.

1938 yılında İstanbul'a dönen Frumet Hanım eşi Afif Tektaş'ın yanı sıra Nadir Nadi ve Cemal Reşit Rey'in de öncülüğüyle kurulan Filarmoni Derneği'nin başına geçer. 1946 yılındaki ilk sergisini burada açar ve Orhan Taylan dahil birçok ünlü ressama burada ders verir.

Frumet Hanım'ın Atatürk'le de şöyle ilginç bir anısı vardır: Babası Suat Davaz'ı çok takdir eden Gazi, Frumet adını çok sert ve eski bir kelime olarak niteler ve bunu Türkçeleştirerek Parla ismini genç sanatçıya yakıştırır. Tabii bu istek bir anı olarak kalır.

Frumet Hanım'ın Atatürk'le de şöyle ilginç bir anısı vardır: Babası Suat Davaz'ı çok takdir eden Gazi, Frumet adını çok sert ve eski bir kelime olarak niteler ve bunu Türkçeleştirerek Parla ismini genç sanatçıya yakıştırır. Tabii bu istek bir anı olarak kalır.

49 yıllık kısa hayatının neredeyse tamamını sanat üzerine çalışarak ve üreterek geçiren Frumet Hanım sonraki nesillere ilham olmayı başarmış bir sanatçı olarak sanat tarihimizde yerini alır.

49 yıllık kısa hayatının neredeyse tamamını sanat üzerine çalışarak ve üreterek geçiren Frumet Hanım sonraki nesillere ilham olmayı başarmış bir sanatçı olarak sanat tarihimizde yerini alır.
49 yıllık kısa hayatının neredeyse tamamını sanat üzerine çalışarak ve üreterek geçiren Frumet Hanım sonraki nesillere ilham olmayı başarmış bir sanatçı olarak sanat tarihimizde yerini alır.

Ne mutlu topraklarımıza ki bize ki böyle bir sanat değerine sahip olmuşuz! Yarın görüşmek üzere dostlar!

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Popular Articles

Latest Articles