Herhangi bir konuda yakınınıza danışmadan karar vermekte çok mu zorlanıyorsunuz ya da yoğun terk edilme hissi mi taşıyorsunuz?
Şayet cevabınız evetse, bir ihtimal bağımlı kişilik bozukluğundan muzdarip olabilirsiniz.
Değilse de bakalım bu rahatsızlık neymiş, ne değilmiş?
İlk olarak bağımlı kişilik bozukluğuna sahip kişilerde, uzun süre devam eden bir ilgi arayışı ve önemsedikleri kişilerden ayrılma korkusu vardır.
Bu kişiler umutsuz bireyler olarak gözükmeseler de her zaman yakınmaları ve şikayetleriyle ilgilenilmesini isterler.
Bu kişilerin en belirgin özelliklerinden birisi de başkalarının desteğini ve onayını kaybetmemek için onlarla anlaşamadığı noktalar olduğu zaman bunları paylaşmaya çekinirler.
Yakınlarının desteğini kaybetmemek için hiç istemedikleri bir şeyi bile gönüllü olarak yapabilirler.
Yakın ilişkileri sona erdiği zaman ilgi ve sevgiye olan ihtiyaçlarından dolayı yeni bir ilişki arayışına girerler.
Hatta öyle ki sona ermemesi için her türlü acıya, aşağılanmaya katlanırlar.
Alkol veya madde kullanım riskleri yüksektir.
Çünkü bağımlı oldukları kişi hayatlarından çıktığında tamamen reddedilmiş gibi hissettiklerinden boşluğa düşerler.
Bağımlı kişilik bozukluğunun nedeni tam olarak bilinmese de hem biyolojik hem de gelişimsel faktörleri içerir.
Bazı araştırmacılar otoriter ve aşırı korumacı ebeveynlere sahip kişilerde bu bozukluğun daha sık görüldüğünü tespit etmişlerdir.
Peki, bağımlı kişilik bozukluğu tedavi edilebilir mi?
Kesinlikle tedavi edilebilir. Bağımlı kişilik bozukluğu tedavisinde ana yöntem, psikoterapidir. Terapinin amacı, kişinin daha aktif ve bağımsız olmasına yardımcı olmaktır.
Bu süreçte belirli hedeflere sahip kısa süreli tedavi tercih edilir.
Tahmin edeceğiniz üzere uzun süreli bir tedavi terapiste bağımlılığa yol açabilir.