20. yüzyılda yapılan en ilginç seyahatlerden birini muhtemelen Lillian Alling yapmıştır. Genç kadın, New York'tan Sibirya'ya kadar dört yıl boyunca yürüdü. Ayrıntılar içeriğimizde...👇
20. yüzyıldaki en ilginç seyahatlerden birini gerçekleştiren Lillian Alling, 26 yaşındayken Amerika'dan başlayarak 8 bin kilometreden fazla bir yolu dört yılda yürüyüp Sibirya'ya ulaştı.
Lillian Alling'ın Sibirya'nın kuzeydoğu kesiminde fakir bir köyde büyüdü. Hayali Amerika'nın en büyük şehirlerinden biri olan New York'a gitmekti.
20'li yaşlarının sonlarında, bu hayalini gerçekleştirdi ve New York'a göç etmeyi başardı. Birkaç yılını farklı işlerde çalışarak geçirdi. Hayalini gerçekleştirdiği için mutluydu ancak kendi memleketini özlemeye başladı.
1926'da Sibirya'ya geri dönmek istedi, ancak New York'ta çalıştığı yıllar boyunca topladığı tüm paraya rağmen, onu Rusya'ya geri götürmek için bir gemide bilet alamadı.
Sibirya'daki küçük kasabasına geri dönmek için iddialı bir karar verdi.
Yaptığı plana göre Amerika, Kanada ve Alaska'nın tamamını geçmesi gerekiyordu. Alaska, soğuk hava koşulları ve tehlikeli vahşi yaşam nedeniyle geçmesi en zor araziydi.
Uzun yolculuğuna hazırlanmak için haritalar üzerinde çalışmaya başladı. New York Kütüphanesi'nde bulduğu kaynaklardan uzak durması gereken yerlerin ayrıntılı bir listesini hazırladı.
Susan Smith Josephy'nin "Lillian Alling: The Journey Home" adlı kitabında, Amerika'yı geçmek, yürüyerek neredeyse iki yıl sürse bile, yolculuğun en kolay kısmı olduğu belirtiliyor.
Lillian Alling, Aralık 1926'da Niagara Şelalesi'ndeki Kanada sınırına ulaştı ve gümrük memurları son ikamet yerinin New York olduğuna, otostop çekmeden tüm yol boyunca yürüdüğüne inanamadı.
Neredeyse bir yıl sonra, Eylül 1927'de Kanada'nın batısında bulunan Britanya Kolumbiyası'na ulaştı.
Yukon Telegraph Trail yolunda görülen Alling, yetkililer tarafından durduruldu. Yetkililere, Rusya'ya kadar yürümeyi planladığını söyledi.
Yetkililer, özellikle de kilometrelerce yürümeyi planlayan biri için kış döneminin ölümcül olduğunu, biliyorlardı. Bu yüzden onu korumak için hapse atmaktan başka seçenekleri yoktu.
Alling, sonraki iki ayını Vancouver yakınlarındaki Oakalla Hapishanesi'nde geçirdi. Serbest bırakıldıktan sonra, seyahatine devam etmek için Vancouver'da birkaç hafta çalıştı.
Hikayesi Britanya Kolumbiyası'nda oldukça popüler hale geldi. Yolculuğuna geri dönmeden önce, yetkililer gerekli bazı malzemeler ve ona arkadaşlık etmesi için bir köpek verdi.
Yukon'a ulaştığında, hikayesini duyan yerliler hediyeler ve diğer malzemelerle gelişini bekliyorlardı. Tüm desteğe rağmen, Alling'in Sibirya'ya kadar gitmek için yeterli parası yoktu, bu yüzden Dawson City'de birkaç hafta daha çalıştı.
Yeterince para biriktirdikten sonra, Alaska'ya doğru Yukon Nehri'ne yelken açtığı eski bir tekneyi satın alarak yolculuğuna devam etti.
Alaska'ya ulaştığında, tekneyi bıraktı ve tekrar yürümeye başladı. Amerikalı yetkililerden yaptığı seyahatlerin son kaydı 1929'un sonunda Alaska, Teller'deydi. Alaska'daki yolculuk soğuk hava koşulları nedeniyle tehlikeli olmasına rağmen, Alling, hava koşullarının benzer olduğu Sibirya'da büyümesi nedeniyle bu duruma alışmıştı.
Alaska'dan Rusya'ya seyahat, iki ülke arası mesafe kısa olduğu için oldukça yaygındı. Tarihçiler, Eskimoların ve diğer Yerli Amerikalıların sık sık Alaska'dan Rusya'ya ve bunun tersi yönde seyahat ettiklerini kaydetti.
Ancak Alling'in evine ulaşıp, ulaşamadığı bilinmiyor.
1972 yılında Alling'in yolcuğunun bir bölümü True West dergisinde Francis Dickie adlı bir yazar tarafından yayınlandı.
Alling'in dört yıl boyunca izlediği rotayı izleyerek, hikayeyi bilen insanları, yolculuğu ve kısa molaları sırasında onunla şahsen tanışan insanları bularak geniş araştırmalar yapıldı.