Hepimiz hayatımızın illaki bir döneminde aynanın karşısına geçip sivilcelerimizi sıkmaya çalışmış ve onlardan kurtulmak istemişizdir. Bizler için bu durumdan kurtulmak bir eczane kadar uzağımızda olsa da atalarımız için durum bundan çok daha karmaşıktı! İnsanlık binlerce yıldır kendisine problem yaratan sivilcelerden kurtulmak için tarih boyunca neler yapmış gelin birlikte bakalım;
Kaynak: 1, 2
Antik Yunanlı doktor Thedosius, kişinin sivilcesini yıldız kaymasını izleyerek nemli bir bezle silmesinin, sivilceyi yıldız gibi vücuttan düşüreceğine inanıyordu.
Peki ya hiç yıldız kaymazsa? O zaman Antik Yunanlılar sivilcenin yağını emmesi için Ölü Deniz'e giderek, oradan topladıkları tuzları kullanıyorlardı.
Romalılar sivilcelerden kurtulmak için mükemmel bir çözüm bulmuşlardı; sülfür banyoları!
Romalılar gözeneklerin sıcak bir su ve kükürt karışımı ile temizlenebileceğine inanıyorlardı. Aslında çok da hatalı değillerdi, bütün gün kaldıkları bu sülfür karışımı sivilceye sebep olan yağlanmanın engellenmesine ve iltihabın temizlenmesine neden oluyordu. Ama ufak bir problem vardı; sıcak suyla karışan sülfür kullanılmış bir çorabın içine atılmış bozuk yumurta gibi kokuyordu!
Koreliler için Bülbül dışkısı, sivilceden kurtulmanın en iyi yoluydu!
Japonları da bu tedavi yöntemiyle tanıştıran Koreliler, Bülbül dışkısını özel olarak topluyorlardı. Bu dışkıların çok daha parlak ve sağlıklı bir cilde katkıda bulunacağına inanmışlardı. İşin ilginç yanı çok da haksız sayılmazlar. Keşfettikleri bu tedavi, günümüzde halen kozmetik şirketleri tarafından kullanılmakta.
Antik Çin'de, insanlarda sivilcelere sebep olan şeytanlarla savaşmanın tek yolu şeftali çiçeğiydi!
Bu şekilde sivilcelerin gececeğine inanan Çinliler, şeytanın vücutta ısıya sebep olduğuna inandıklarından vücudu soğutmak için çeşitli yöntemler de kullanıyorlardı.
Firavun da olsanız sivilcelerden kaçamıyorsunuz!
Antik Mısırlılar sivilceleri tedavi etmek için bozulmuş sütü uygun görmüşlerdi. Özellikle bozulması için bekletilen süt kremsi hale gelince cilde sürülüyor ve hatta bazen bu bozuk süt ile yıkanılarak sivilcelerin geçmesi bekleniyordu!
Romalılar Mısır'ı ele geçirince sivilcelerin tedavisi için daha iyi bir yol bulmuşlardı; timsah derisi!
Romalılar, hem saygı duydukları hem avlandıkları Nil Nehri kıyısında yaşayan timsahlara takıntılı haldeydiler. Onların derisinden miğferler, zırhlar yapılıyordu. Ancak öyle takıntılı bir haldeydiler ki Kıbrıs'tan aldıkları zeytin yağına timsah derisi karıştırıp bunu ciltlerine sürüyorlardı. Böylece cilt kusurlarının geçeceğine inanmışlardı...
1600'lü yıllarda Avrupalılar için sivilce artık bir kusurdu. Her kusur gibi onlarında örtülmesi gerekirdi!
Avrupalı kadınlar geçirdikleri çiçek salgınından sonra yüzlerinde kalan yaraları örtmek için kadife ve ipek kumaşlardan kestikleri parçaları kullanmaya başlamışlardı. Bu akım giderek büyüdü ve yüzdeki her kusur farklı desenlerde kesilmiş kumaşlarla örtülmeye başladı. Dahası bu durum o kadar normalleşmişti ki daha güzel kumaşlı ve desenli parçalara sahip olmak bir statü göstergesine dönüşmüştü.
Ancak bu kumaş parçaları İngiltereli kadınlar için yeterli gelmemiş olacak ki sonrasında sivilceleri için cıva ve kurşun kullanmaya başlamışlardı...
İngiltere'de I. Elizabeth döneminde halk her şey için cıva ve kurşun kullanır olmuştu. Kadınlar da bunları kullanarak yüzlerindeki sivilceleri geçirebileceklerine inanıyorlardı. Bu sürecin yalnızca ufacık bir yan etkisi vardı; beyin hasarı ve ölüm!
17. yüzyıldan bir doktora göre kendi idrarınızla yüzünüzü güzelce yıkamak sivilcelerden kurtulmanın en kolay yoluydu!
Doktor yazdığı kitapta, sivilceleri silmek için günün ilk idrarının beyaz bir bezle toplanmasını özellikle tavsiye ediyordu. Bundan daha da iyisi ise bebeğinizin bezinde toplanan günün ilk idrarıydı!
1900'lerde ise modern teknoloji sivilce tedavisinde yüzyılın buluşunu gerçekleştirmişti: Radyoaktif ışın terapisi!
Radyoaktif ışının aşırı aktif yağ bezlerinin, bakterilerin ve iltihaplanmanın iyileştirilmesiyle sivilceleri tedavi edeceğine inanılmıştı. 1940'lara kadar oldukça popülerleşen bu tedaviden, Hiroşima'ya atılan nükleer bomba ile vazgeçilmişti. Batı dünyasının Hiroşima'da olanları görmesi, onları kendi ciltlerinin başına gelebileceklerden korkutmuştu...
Sivilcelerden kurtulmak için daha ne kadar ileri gidilebilir biz bilemedik!
Siz ne dersiniz? Gelin yorumlarda buluşalım;