'Hakan Taş kimdir?' diye merak ediyor musunuz? Erzincan'da dünyaya gelen ve küçükken Almanya'ya göç eden siyasetçinin oldukça enteresan hayat hikayesini ve göç anılarını sizler için derledik. Buyrun içeriğe...👇
Kaynak: Şafak Salda
Hakan Taş ismini duyanlarınız elbet vardır. Kendisi Berlin Eyalet Parlamentosu Sol Parti'de milletvekili olan Türkiye kökenli bir siyasetçi.
Muhalif kimliğiyle tanınan Taş geçtiğimiz günlerde Şafak Salda adlı bir YouTube kanalıyla röportaj yaparak hayat hikayesini tüm detaylarıyla paylaşmış.
Bizler de sizin için bu röportajı ana başlıklarıyla derledik:
"Ben Erzincan'ın Kemah ilçesinde 1966 yılında 9. ayın 15'inde dünyaya gözlerimi açmışım tek odalı bir evde. Başak burcuyum bu arada."
'Doğduğum evi pek hatırlamıyorum. Yaklaşık 2 yıl önce doğduğum eve tekrar gittim; fazla bir şey kalmamış, bir iki taşın üst üste kaldığı yerler var. Döndüğüm için çok mutluyum, çok seviyorum Erzincan'ı.'
"Babam ben doğmadan önce Almanya'ya geliyor, o Almanya'dayken ben dünyaya geliyorum. Ben 2 yaşındayken Erzincan'dan İstanbul'a göç ettik. Ortaköy'de okula gittim."
'Ben Alevi kökenli bir vatandaşım. Etraftaki Sünni Müslüman çocuklar sabahtan erkenden camiye giderdi. Annem pek bir şey anlatmazdı, Alevi olduğumuzu söylemezdi.'
"Ramazan'da davullar çalmaya başladığında bizim evde de ışıkların yandığını hatırlarım. Kimsenin bizim Alevi olduğumuzu bilmesini istemezlerdi. Rahatsız edeler, bize farklı davranırlar diye."
'Daha sonra Alevi olduğumuzu, Kürt olduğumuzu anlattılar. Babam Türkiye'ye geldiğinde Kürtçe müzik kasetleri getirirdi. Kürtçe bilmiyorum ama. Fonda bir müzik çalıyor, nece olduğunu bilmiyorum.'
"14 yaşında ortaokulu bitirdikten sonra Türkiye'de 80'ler öncesi siyasi bir karışıklık vardı. Ben de asi bir gençtim, merak ediyordum, öğrenci hareketlerinin içine karışıyordum."
'Baba siyasi olaylara karışma tehlikesini görünce alıp beni Münih'e getiriyor. Ağustos ayında Almanya'ya gelişimin 40. yıl dönümünü kutlayacağım. Kutlanacak bir şey var mı bilmiyorum ama kutlayacağım.'
"Alıştığın yerlerden kopup yeni bir ülkeye gelmek; hiç arkadaşların yok, çevren yok, çok zor. Almanya'ya geldiğimde 14 yaşındaydım, yaklaşık 1 yıl babamla Münih kentinde yaşadıktan sonra Batı Berlin'e geldim."
'Birkaç ay sonra da Berlin'in Kreuzberg ilçesinde bir ev tutmuştuk. O zaman Kreuzberg, 61 ve 36 diye iki ayrı bölgeden oluşuyordu; biri zengin biri fakir.'
"Çocukluğum oralarda geçti diyebilirim. Daha sonra iki kız kardeşim oldu, annemler geldi ve hep birlikte Almanya'da yaşamaya başladık."
'İlk önce Almanca öğrenmek için hazırlık sınıfına gittim. Orada Almanca öğrendim, daha sonra perakende satış üzerine bir meslek eğitimi aldım. Sonraki yıllarda yazmaya, çeviri yapmaya merak saldım. Daha sonra gazetecilik eğitimi aldım.'
"Alman Devlet Radyosu'nda çalışmaya başladım. Farklı dillerde yayın yapan bir kanalları vardı; orada Türkçe ve Almanca bölümlerinde yayın yaptım."
'Berlin'de çıkan göç ve uyum yasasının mimarlarından biri benim diyebilirim. Yine Berlin'de Göç ve Uyum Konseyi kuruldu, onun kurucu üyelerindenim. Irkçılığa karşı mücadele derneğinin de bir üyesiyim.'
"Bu sırada kendi cinsimden olan insanlara ilgim olduğunu hissettim. Yaklaşık 16-17 yaşlarında farklı bir kimliğim olduğunu fark ettim."
'Göçmen olduğum için dışlanmayı hissediyordum. Ama eşcinsel birisiyle daha önce karşılaşmamıştım.'
"O sırada Türkiye'de Eşcinseller Derneği'ni kurmuştuk. Bu dernek insanlara farklı danışma hizmetleri veriyor, yanlarında olmak için mücadele ediyorlar. Berlin Senatosu tarafından da destekleniyor ayrıca."
'Aileme nasıl anlatacağımı düşündüm uzun süre. Ama içinde bulunduğum derneğin haberleri gazeteye yansımıştı. Bir şok etkisi oldu onlar için ve benimle o günden bu yana bir iletişim kopukluğu oldu. Kız kardeşim ve annemle düzelttik ama babayla o gün bugündür konuşmuyoruz. Yaklaşık 30-35 sene oldu.'
"Derin, hiçbir şekilde kapanmayan bir yara. Sıkıntı tahmin ediyorum cinsel kimliğim değil, gazetelere yansıması ve çok kişinin duyması."
'Birçok insan gibi dışarıya göstermeyip evde farklı, dışarıda farklı olsaydım sıkıntı olmazdı. Ama ben, olduğum gibi yaşamayı seven bir insanım. İnsanların bizi kabul etmesi için mücadele etmeyi tercih ederim.'
"Kabul etmediği için ona daha fazla acı çektirmek istemiyorum açıkçası. Kendimin doğru yolda olduğunu biliyorum ama onu da anlamaya çalışıyorum. Onun yerine kendimi koyabiliyorum."
'Cinsellik bizim geldiğimiz yerde bir tabu, kadın - erkek ilişkisi üzerine de pek fazla konuşulmaz. Birden fazla cinsel kimliğin olduğunu insanların kabul etmesi gerekiyor. İnsanların kafalarındaki tabular yıkılsın istiyorum.'
"Ama sanıyorum sonraki kuşaklar eşcinsellere daha farklı bakacak, kabul görecekler. Bizleri hastalıklı insanlar olarak görmekten vazgeçecekler. Yeniden dünyaya gelsem hayatımı aynı cinsel kimliğimle kurardım."
'Farklı alanlarda hayatımda hep siyasetin bir parçasıydım. Sosyalist olduğumu çok genç yaşta hissettim, Sol Parti kurulduğundan beri içindeyim.
"Sol Parti'den gelen güzel bir teklifle aday oldum ve 2011 yılında milletvekili seçildim. İlk yaptığım konuşmalardan birinde 'Yabancıyım, eşcinselim ama buralıyım' dedim."
'Ben Kürdüm ama Türkiyeliyim. İnsanların bunu bilmesini istiyorum; benim farklı bir dilim daha var: Kürtçe. Şu an konuşamıyorum ama emekli olunca öğreneceğim. Kendime söz verdim.'
Almanya'da yaşadığı ırkçılık sorulunca son dönemlerde Almanya'da yükselen aşırı sağcı partiden bahsetti Taş.
'Aşırı sağcı, ırkçı, faşizan bir parti. Burada yaşayan yabancılara ve mültecilere karşı politikalar ürettiler. Hem onların yabancı düşmanlığı söylemleriyle karşı karşıya kaldım hem de ırkçı söylemlerle. Evim sürekli polis tarafından kontrol altında tutuluyor.'
"Örneğin, bir mağazanın önünden geçiyorum ve siyahi bir kadının sırf ten rengi yüzünden ırkçılıkla karşı karşıya kaldığını görüyorum. Irkçılığa Almanya'nın her noktasında karşılaşmak mümkün. Irkçı söylemler ve şiddet arttı."
'Ben güvenliğim için hep aynı yollardan yürümüyorum, eve giderken aynı kapılardan geçmiyorum.'
Türkiye'de yaşadığı sıkıntılar sorulunca ise şöyle yanıt verdi:
'AK Parti'nin hükümette olduğu bir ülkede sempatizanlarının benim gibileri 'vatan haini' ilan etmesi şaşırtıcı değil. Ama biz vatan haini değil, olsak olsak AK Parti karşıtıyız. Mevcut siyasete karşı mücadele eden siyasetçileriz. Buradaki aşırı milliyetçi partiye benzeyen MHP'den ve destekçilerinden sürekli tehditler alıyoruz.'
"Kreuzberg'de birkaç yıl önce arabamı park ederken bir genç 'Pis vatan haini, pis *bne!' diyerek bana saldırdı, kafamdan kan aktığını hissettim."
'Defalarca eylem öncesi yüzümüze tükürüp hakaret edenler oldu. Başkalarına karşı da benzer saldırılar oldu, o gencin kendi planlandığını zannetmiyorum.'
'Biz eğer mevcut siyasete karşı duruyorsak Türk düşmanlığı yapmıyoruz. Siyasete karşı olmak, muhalefet olmak; o ülkeyi sevmediğiniz anlamına gelmiyor. Bizden sonra bir şeylerin değişeceğini bilmek, mücadele vermek ne olursa olsun onurlu bir duruş.'
Türkiye'de kalmak isteyip istemediği sorunca şöyle yanıtlıyor:
'Türkiye'yi, buradaki insanları çok özlüyorum. Ama eşcinselliğimi yaşayamayacağımı biliyorum.'