Kültürel inanışların ve ailenin etkili olduğu, erkeklerin hayatınızı zehir eden ve hayat kalitelerini etkileyen sendromları sizler için derledik!
1. Penisin içe çekilerek kaybolacağını düşünme endişesi: Koro Sendromu
Koro, özellikle Uzak Doğu kültüründe görülen ve erkeklerde penisi etkileyen bir sendrom. Anksiyete yaratan ve bir çeşit fobi olan bu sendromda, erkekler penislerinin zaman içinde küçülerek yok olacağı korkusunu yaşıyorlar. Penis paniği olarak da bilinen Koro’nun 1960’lı yıllarda salgına neden olduğu iddia ediliyor ancak kitlesel korkulara yol açtığına dair kesin bir kanıt yok.
Cinsel yönden stresli bir zamanda, mastürbasyon sonrası suçluluk hissederken ya da performansını beğenmediği durumlarda…
Ekşi Sözlük’teki bir entry’ye göre, erkekler bu tip durumların ardından paniğe kapılıyorlar ve penisleri içeri gömülmesin diye çeşitli yöntemlere başvuruyorlar. Mandalla tutturmaktan ağırlık asmaya kadar uzanan bu yöntemlerle birlikte sendromun haftalar boyunca sürebildiği aktarılıyor.
2. Sevdikleri kadını masum, ilişkiye girdikleri kadını ise fahişe olarak tanımlamaları: Madonna-Fahişe Sendromu
Erkeklerin bir kısmı iyi ve masum olarak gördükleri kadınları sevgili ya da eş olarak kabul ederken, kötü ve seksi kadınlarla da yalnızca yatarlar. Bu iki arzunun bir araya gelmesi mümkün değilken, aynı kadına da ikisini birden hissedemezler. Rahibe ve fahişe olarak sınıflandırdıkları kadınların üzerine kurdukları hayatlarına uzun yıllar devam etmeleri halinde hasta olarak tanımlanabilirler.
Cinselliğin tabu olarak görüldüğü ve kadınların şeytanlaştırıldığı toplumlarda daha sık görülen bu sendrom, ergenlik çağındaki erkeklerin cinselliğe bakış açısını da ortaya koyuyor.
Cinsel birleşmenin kötü ve ayıp bir durum olarak gösterilmesi bu sendromun hiç kuşkusuz en önemli nedenlerinden biri…
3. Büyümeyi istemeyen erkeklerin yaşadığı sorun: Peter Pan Sendromu
Ergenliğe girişle birlikte belirginleşen ve sosyal yaşamın yoğunlaşmasıyla perçinlenen bu sendromda, erkekler büyümeyi istemezler ve annelerine aşırı derecede bağlılık duyarlar. Yaşlanmayı, zamanı durdurmayı isteyen bu bireyler hayatın acı gerçeklerinden de kaçarlar.
Otoriter anne ve silik babayla büyüyen erkek çocuklarında daha sık rastlanırken, zamanla genç kadınlarla birlikte olmak şeklinde belirginleşiyor.
20’li yaşlarda başlayan mutsuzluk 40’lı yaşlarla birlikte yerini tekrar çocuk olmaya bırakıyor. Sorunlardan kaçan bu sendroma sahip erkekler kendilerini genç hissedebilmek için genç kadınlara meyledebiliyorlar.
4. Spermin vücuttan çıkmasıyla birlikte hastalanılacağı kaygısı: Dhat Sendromu
Aşırı cinsel ilişkide bulunma ya da uykuda boşalmayla birlikte vücuttan atılan spermlerin hastalığa yol açacağından endişe duyan erkeklerin yaşadığı bu sendrom en çok Asya ülkelerinde görülüyor.
Bu sendroma kültürel inanışların yoğun bir şekilde etki ettiği düşünülüyor.
Bir damla spermin 60 damla kan ya da birkaç günlük besin alımı ile eşdeğer olduğuna inanan Asya halkları spermle beyin arasında yakın bir ilişki bulunduğunu düşünüyorlar.
5. Hamile olan eşlerine psikolojik olarak özenme: Couvade Sendromu
Kilo alımı, sırt ağrıları, mide bulantıları, yorgunluk, uykusuzluk, aş erme, baş dönmesi, gelgitli ruh hali… Hamile eşlerine psikolojik olarak özenen ve ilk andan itibaren benzemeye başlayan erkekler dokuz ay boyunca hamile gibi yaşıyorlar.
Doğumla birlikte kesilen belirtiler empatinin güzel yanını ortaya koysa da hem kadınlar hem de erkekler açısından zorluklar barındırıyor.
Kadınlar için zor, çünkü hem kendisinin hem de eşinin benzer problemlerini çözmeye çalışır; erkekler için zor, çünkü tüm bu sorunların ardından bir doğum yapamazlar.