Sultan Çetinkaya Tahtacı, okuma aşkı ve yaşadıkları ile birlikte pek çok kişiye ilham olabilecek bir hayat hikayesine sahip. Sultan Çetinkaya Tahtacı'nın hayatı; babası tarafından okumaması istense de hiçbir zaman ne yapalım kaderimiz buymuş deyip durmayan, okulunda ilkokul olmasa bile coğrafya kadermiş deyip olduğu yerde durmayan bir kadının hayat hikayesidir. Çetinkaya'nın hikayesini okurken tıpkı Latife Tekin'in Sevgili Arsız Ölüm romanındaki Dirmit karakteri gibi hiç durmayan, usanmayan bir kız çocuğu görüyoruz aslında.
Merak etmekten ve kendini geliştirmekten usanmayarak yalnız ailesine değil aynı zamanda hepimize kader olarak olarak bellenen coğrafyayı da aşarak birçok kişiye ilham olan Sultan Çetinkaya, şimdilerde bu yaşadıklarını yazdığı bir kitap yayımlama hazırlığında.
Sizleri Sultan Çetinkaya Tahtacı ile tanıştıralım. Kendisi Manisa'nın Yunusemre ilçesinin 20 haneli mahallesinde ailesinin üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi.
Tahtacı, ilkokulu okuduktan sonra babası tarafından daha fazla eğitim almasına izin verilmedi. Kendi köyünde okul olmadığı için ilkokulu dahi komşu köyde bitirdi ve babasının okumasına izin vermemesi içindeki eğitim aşkını öldüremedi.
Babasının izin vermemesinin ardından gizlice okumaya kara veren Sultan, okumak için para biriktirmeye başladı.
Yumurta, fesleğen satarak kazandığı paralarla ilk olarak 17 yaşındayken ortaokulu açık öğretim ile bitirdi. Ardından liseyi de bu şekilde açıktan okuyarak bitirdi. Liseyi ise yine başladığı bu yolda tek başına olarak ve zorluklar çekerek 23 yaşında bitirdi. Hiçbir zaman okumayı bırakmayarak, azmederek ortaokulu da liseyi de kendi imkanları ile bitirdi.
Ortaokul ve lisenin ardından bu sefer sıra üniversite okumaya gelmişti ve Sultan bu sefer kendi eğitimi için evi terk etti.
Evi terk ederek Manisa'ya giden Sultan burada bir domates fabrikasında çalışarak burada kazandığı para ile dershaneye gitti. Burada da yine tamamen kendi imkanı ile dershaneye giderek İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazandı.
Okuldaki başarısı sayesinde Fransa'ya Erasmus Projesi vasıtasıyla gitti.
Okulu bile olmayan köyde ilk önce ilkokul okuyan sonrasında ise babasının istememesine rağmen tek başına ortaokul, lise ve üniversite okuyan Çetinkaya, girdiği üniversitede başarısı ile Fransa'ya giderek burada 1 yıl eğitim gördü. 1 yıllık eğitim ardından ülkeye dönen Sultan Çetinkaya, sonrasında Fransız Edebiyatı hakkında yüksek lisans yaptı. Doktorasını ise Sorbonne Üniversitesi'nin Grand Ekolü olan EPHE'de tamamladı.
6 yıl okutmanlık yaptığı yerin ardından doktora için Paris'e giden Sultan Çetinkaya burada tanıştığı Ayhan Tahtacı ile evlenir.
Sultan Çetinkaya Tahtacı bir yandan da Paris'te turistlere Eyfel Kulesi’nin rehberliğini yapıyor. Öğrenme ve eğitim aşkını hiçbir zaman sönmeyen Çetinkaya hem kendisini geliştirmeye hem de çalışmaya devam ediyor.
Kız çocukları okuyamaz sözüne karşı her zaman dimdik durarak isterlerse nasıl okuyabileceklerini kanıtlamıştır.
Hayatındaki en büyük başarının babasını atlatmak olduğunu düşünen Sultan Çetinkaya, üniversiteye girdikten sonra babasının arayıp kendisiyle gurur duyduğunu ve iyi ki de ne olursa olsun babasına rağmen durmamasını tebrik etmiş. Zamanla babasının da everildiğini ve geç olsa da işin sonunda kendisiyle gurur duyduğunu belirten Çetinkaya, hikayesinin başka insanlara da ilham olması için kitap haline getiriyor. Sultan Çetinkaya diğer insanlara ilham olması için 'Okulsuz Köyden Sorbonne'a Bir Başarı Hikayesi' isimli kitabını yakında yayımlayacak.