Bilim insanları erkek ve kadınlar arasında ev işlerinde sorumluluk almak konusunda neden dengesizlik meydana geldiğini araştırmaya koyuldu. Erkekler ev işlerine neden yardım etmiyor, sorusu araştırmanın odak noktası oldu. Cevap ise evin kirli olduğunu görmemeleriydi...
Cambridge Üniversitesi'ndeki akademisyenler sosyal normlar üzerinden erkeklerin neden ev işlerine yardım etme ihtiyacı duymadıklarını araştırmaya başladılar.
Evet, ihtiyaç duymuyorlar. Araştırmacıların ilgisini çeken tam da buydu. Erkeklerin ve kadınların aynı ortamda yapılması gereken işler hakkında farklı görüşleri olduğunu fark ettiler.
Bunun üzerine çiftleri inceleyerek yaptıkları araştırmada "karşılama teorisinin" bu durumu açıklayabileceğini fark ettiler.
Philosophy and Phenomenological Research dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, çiftlerin ilişkisinde erkek, ev işi ve çocuk bakımı gibi görevlerde sorumluluk almıyor. Hatta kadın ve erkeğin evden çalıştığı durumlarda bile bu sonuç değişmiyor.
Ayrıca erkekler, kadınların evde yaptıkları işleri ve emeklerini görmüyorlar.
Çünkü onlara 'bir işmiş gibi' gelmiyor. Evet, sorunun cevabı tam olarak bu...
Araştırmada eyleme/harekete geçme olasılığı olarak tanımlan teoriye göre kadınların yapılması gerekenleri görme olasılığının, erkeklerden daha fazla olduğu belirtildi.
"Dağınık bir mutfağa girdiğinde dağınık bir mutfak görmüyor..."
Araştırma yazısında erkeklerin neden ev işlerine yardım etmediğine dair bir örnek yer alıyor: 'Jill (kadın) dağınık mutfağa girdiğinde bulaşıkların yıkanması, yerlerin süpürülmesi, buzdolabının doldurulması, tezgâhın silinmesi, geri dönüşüm kutusunun dışarı çıkarılması ve tezgâhın üzerindeki olgun muzların tüketilmesi gerektiğini düşünüyor. Jack (erkek) tabii ki lavaboda tabak olduğunu, muzların sarıdan ziyade kahverengi olduğunu veya buzdolabının boş olduğunu görüyor. Ancak tüm bunlar onun dikkatini 'çekmiyor' ve ona yapılması gereken bir iş varmış gibi gelmiyor.”
"Bu kadınları ya emek eşitsizliği ya da bilişsel yük eşitsizliği ile karşı karşıya bırakıyor.”
The Times'a konuşan Profesör Paulina Sliwa, 'Nörobilim, bir görevi algılamanın, sizi fiziksel eyleme hazırlayan sinirsel süreçleri tetikleyebileceğini gösteriyor. Bu hafif bir dürtüden karşı koyulamaz bir zorlamaya kadar değişebiliyor' diyor. Yani, görevler tamamlanana kadar onları algılayan kişiyi rahatsız ediyorlar veya başka planlardan uzaklaştırabiliyorlar: 'Bu kadınları ya emek eşitsizliği ya da bilişsel yük eşitsizliği ile karşı karşıya bırakıyor.”