Son 1 yılda arşa değen enflasyondaki yükseliş, dünyayı pençesine alırken, bizde vatandaş Diriliş (The Revenant) filmindeki Leonardo Di Caprio gibi hissediyor. Enflasyonla mücadele için Türkiye, dünyadan farklı yolar izlerken, bu yolda ekonomide yol değiştirmek hiç düşünülmeyerek her seferinde farklı alanlarda bir suçlu aranıyor. Ev sahipleri, otomobil galerileri, bankalar derken ilk suçladığımız marketlerde tekrar tur döndü. Bu da ekonomi uygulamalarını anlatmak adına bazı medya çalışanlarına iyi bir çıkar yol oldu.
TÜİK tarafından son olarak 3 Aralık'ta açıklanan Kasım ayı enflasyonu yüzde 84,39 gelerek, aylık olarak geçen yılın aynı dönemindeki yükselişin gerisinde kaldığı için "baz etkisiyle" gerileme gösterince halaylar çekilmişti.
Oysa gıda fiyatlarındaki yükseliş sürerken, üretici tarafındaki enflasyon daha da büyük oranda gerilese de üç hanelerdeydi ve ekonomide en büyük sorun boşlukların kapanmasıydı.
Ancak bu yükselişin istenilen düzeyde olması ya da gelen zamların asgari ücrete zam gelmesi nedeniyle olduğu düşünülüyordu. Haksız değillerdi ancak yüzde 100 de değildi.
Enflasyona dair tüm bu gelişmelerin ışığında uzman tespitlerin olduğu yayınlar da sosyal medyada haliyle gündem oldu.
Kapat
TGRT Ekonomi Editörü'nün "Ürünlere zam gelmemesi en büyük ihtiyaç" söylemi goygoycuların radarından çıkamadı.
Herkesin bildiği sırlara bir yenisi eklenmişti artık.
Bundan sonrası için artık enflasyon düşünsündü!
Zam yapan herkese büyük sorumluluk düşüyordu.
Sizin bu ortamda enflasyonla mücadele fikriniz neydi?
Sonuçta son 1 yılda yaşanan tüm ekonomik ve finansal gelişmeler zaten yüksek olan finansal okuryazarlık seviyesini daha da artırmıştı.
"Baz etkisi" hariç ülkede ekonomide nelere ihtiyaç var? Yorumlarda buluşalım 👇👋
