Herkesin aynı anda cinsellik düşünmesinin sebebi kesinlikle tesadüf değil.
Evde kalmaya başladığımızdan beri sürekli dile getirilen bir konu var; libido artışı.
Bu dönemde libidosunun düştüğünü söyleyenler de var, ancak yakınmalara baktığımızda artış çoğunlukta.
Bu dönemde libido artışının en basit ve bilinen bilimsel sebebi, ölüme karşı yaşamı devam ettirme güdüsü.
Savaş ve salgın dönemlerinden sonra patlayan nüfus artışının sebebi olan bu durum, günlük hayatta çok da üstünde durmadığımız ölüm kavramının soğukluğunun kapımıza dayanması ile ortaya çıkıyor. Ölüm kavramı günlük hayatımıza girdikçe yaşama, yani üreyerek soyu devam ettirme içgüdüsü ön plana çıkıyor. Bu sadece insanlarda değil, tüm canlılarda görülen bir tepki. İşe de yarıyor, aksi halde tarih boyunca yaşanan o kadar şeyden sonra şu an türümüzü devam ettiriyor olmazdık.
Bu en ilkel sebepti. Günümüzde insan o kadar da ilkel bir canlı olmadığı için farklı sebeplerimiz de var.
Stres ve anksiyete ile iç içe olduğumuz modern yaşamda sürekli yeni bir uyaran ile karşı karşıya kalıyoruz. Koronavirüs anksiyetesi olarak hayatımıza giren yeni tip anksiyete bizi kaygılara sürüklerken duygusal olarak çaresiz ve güçsüz hissediyoruz. Sevgi ve cinsellik insanlara kaybettikleri güven duygusunu veriyor. Kısaca mutsuz ve stresliyiz; mutlu olmak için de en iyi bildiğimiz yönteme sığınıyoruz.
Evde kapalı kalmak, can sıkıntısına ve eğer partnerinizle birlikteyseniz aklınızın cinselliğe kolayca kaymasına sebep oluyor.
Çift olarak yalnız kalanların sebebi bu, yalnız kalanlar ise sosyalleşme ihtiyacı hissediyor.
Sosyal canlılar olduğumuz için yakınlaşmak, dokunmak, sarılmak istiyoruz. Bunun şu an için mümkün olmaması da ihtiyaçlarımızı yoğunlaştırıyor, daha fazla arzu duyulmasına sebep oluyor.
Şu an insanlardan uzak olmak ve virüs bulaşır endişesiyle yakın ilişkilerin tavsiye edilmemesi bu arzuyu artırıyor.
Tabii herkes libido bombasına dönüşmüyor, bahsettiğimiz belirsizlik ve anksiyetenin cinsel isteksizliğe de yol açtığı saptanmış.
Karmaşık canlılar olduğumuz için her durumun sonucu herkes için aynı olmuyor. Depresyon, stres ve anksiyetenin cinsel isteksizliğe de yol açabildiği biliniyor. Dünyanın geleceği için endişelenen ve üremek istemeyen bireylerin, doğal afet gibi olaylardan sonra birkaç haftalık 'uzaklaşma' sürecine girdikleri saptanmış.