Kültürel değerlerimize sahip çıkamıyoruz ne yazık ki...
Mahmut Hoca'yı babamız gibi sevdik, Hafize Ana'yla teselli bulduk, İnek Şaban'la kahkahalara boğulduk, Güdük Necmi'nin şakalarına güldük, Damat Ferit'le aşık olduk...
Belki yüzlerce kez bıkmadan izlediğimiz, her seferinde fark ettiğimiz detaylarla yeniden sevdiğimiz ve karakterleri ailemize kadar yakın hissettiğimiz Hababam Sınıfı serisi Yeşilçam'ın mihenk taşlarından biri... Hiç şüphesiz ki yıllar boyunca, nesilden nesile izlenecek ve hepimiz için bir başyapıt olmaya devam edecek.
Haylazlıklarıyla izleyen herkesi güldüren ve sosyal mesajlarıyla dönemin ruhunu başarılı bir şekilde yansıtan Hababam Sınıfı'nın çekildiği Adile Sultan Kasrı da kültürel olarak bambaşka bir yere sahip...
1975 yılında başlayan serinin büyük bir kısmı Anadolu Yakası’nın en büyük yeşil alanı Validebağ Korusu'nda bulunan Adile Sultan Kasrı'nda çekildi. Sultan Abdulaziz'in kız kardeşi Adile Sultan için 1853 yılında yaptırdığı bu kasır özel davetler için kullanılırken, bir de Hababam Sınıfı Müzesi'ne ev sahipliği yapıyor.
Filmlerin çekildiği odanın müzeye dönüştürüldüğü kasırda odaya girer girmez sıralarla, oyuncuların fotoğraflarıyla ve anılarla karşılaşıyorsunuz.
Filmleri izleyen herkesi büyüsü altına alabilecek bir mekan demeyi çok isterdik elbette ama gördüğünüz gibi her şey...
Ama daha acı detaylar var...
Müzede Hafize Ana'yla uzaktan yakından ilgisi olmayan heykelin kolu bantlanmış...
Bakımsız olduğu her halinden belli olan heykelin önündeki koruma bile yamulmuş...
Tanıyabilirseniz Mahmut Hoca ve Güdük Necmi'nin efsane sahnesini yansıtan bu dekor kültürel değerlerimize verdiğimiz önemi gözler önüne seriyor.
Fotoğrafların basıldığı kartonların kenarlarına ne demeli?
Mahmut Hoca, Hafize Ana, Badi Ekrem, İnek Şaban, Güdük Necmi, Damat Ferit, Tulum Hayri ve saymakla bitiremediğimiz tüm güzel insanlar... Sizden çok özür diliyoruz!
