A­ş­k­ ­A­c­ı­s­ı­n­a­ ­Ö­n­e­r­i­l­e­r­

A­ş­k­ ­A­c­ı­s­ı­n­a­ ­Ö­n­e­r­i­l­e­r­

Bir aşk biter, bir aşk başlar… İyi ama bitiş ve başlangıç arasındaki o acı, sıkıntılı, “ne yaparsam yapayım onu aklımdan çıkartamıyorum” dönemleri nasıl geçer? Yaşadığımız tecrübeler sonucu, hepimizin bu dönemi kısaltmak adına bazı kızsal taktikleri vardır elbette. Peki, sen bu dönemi teknolojinin nimetlerini kullanarak eğlenceli bir şekilde atlatmak konusunda neler biliyorsun? İlkokuldan beri Amerikan traşı kesilmiş kısacık saçlarımla hiçbir zaman erkeklerin çekici bulduğu bir kız olamayan ben, inan çok şey biliyorum! Ve evet, şanslısın, tüm bunları seninle paylaşmak için şu an bilgisayarımın karşına oturdum, sana bu dönemde hayatın o kadar da kötü olmadığını hissetmeni sağlayacak öneriler yazmaya hazırlanıyorum! Bu arada günlerden pazar olduğunu söylemekte de yarar var. Düşünün bir, bugün pazar. Yarın hafta başı olduğu için insanlar eğlenmeye odaklanmışlar ve arkadaşlarıyla (sevgilileriyle demeye dilim varmıyor) dışarıda eğleniyorlar. Peki, ben ne yapıyorum? Evde bilgisayar karşısında oturmuş, erkek arkadaşından ayrılan genç kıza 5 multimedya önerisi başlıklı bir yazı yazıyorum. Yani seni benden daha iyi anlayacak başka bir insan yok şu an! O yüzden aşağıda okuyacağın öneriler internetten araştırılıp sayfa doldurmak adına yazılmış saftalar değil, hepsi tecrübeyle sabitlenmiş, işe yarayan alternatifler :) Sen de zaman kaybetmeden okumaya başka bakalım.

1- Müzik ruhun gıdasıdır.

1- Müzik ruhun gıdasıdır.

Öncelikle baştan anlaşalım, bir süre Türkçe parça dinlemek yok. Çünkü öyle garip bir beyne sahibiz ki, kulaklarımızın duyduğu her sözcük, beynimizin o ufacık kıvrımları arasında hızla ilerleyerek tüm gizli kapıları aralıyor, bilinçaltımıza ittiğimiz tüm gizli çekmecelerin içine giriyor ve bize, o asla anımsamak istemediğimiz sevgilimizle ilgili bir şeyler çağrıştırıyor. Çok ciddiyim, örneğin “tren gelir hoş gelir, ley leyy limi limi ley” şarkısın dinlerken bile ağlayabilen bir arkadaşım var! Aramızda geçen diyaloğu aynen aktarıyorum:

Çok bilmiş ben: Yine neden ağlıyorsun?

Acılı genç kız: Tren diyor çünkü şarkıdaaaa… (Uzayan a’lar arkadaşımın ağlamaktan sözcükleri tamamlayamayacak kadar dertli olduğunu temsil ediyor)

Çok bilmiş ben: Eeee?

Acılı genç kız: Geçen sene okul gezisi için Side’de kampa gitmiştik.

Çok bilmiş ben: Trenle mi?

Acılı genç kız: Hayır, uçakla.

Çok bilmiş ben: Eee, tren ne alaka peki?

Acılı genç kız: Çünkü uçaktayken muhabbeti geçmişti, keşke trenle gitseydik tıngır mıngır yolculuk daha eğlenceli olurdu demiştiiiiiik (i’leri anladın sen:) )

Bu tür çağrışımlar sonucu, en eğlenceli şarkılarda bile ağlamak istemiyorsan, “Türkçe şarkı dinleme” önerisinde oldukça ciddiyim. “Ee ne dinleyeceğim o zaman” dersen hemen sana eğlencelik, dinlerken yerinde duramayıp hop hop hoplatacak bir kaç grup önerebilirim:

  • Amy Winehouse... (Şu sıralar beni oldukça mutlu ediyor.)

  • Hair Müzikali’nin soundtrack albümünü alabilirsin, adı bile yeterince manidar; Let The Sunshine In (Bırak güneş içeri girsin)!

2- “Hayatım film gibi” demeden önce biraz film izle!

2- “Hayatım film gibi” demeden önce biraz film izle!

Gelelim filme... Eğer “Acı çekerek rahatlıyorum ben, ruhuma bu yaşta ne kadar acı çektirirsem ileride acı eşiğim o kadar düşük olur” gibi ilginç saplantıların veya hayat felsefen yoksa (ki ben baştan söyleyeyim hiçbir işe yaramıyor inan, tecrübe ile sabittir), o zaman tabii ki romantik aşk filmlerinden uzak duruyorsun. Ben seri filmler izlemeyi tercih ediyorum. Starwars, Yüzüklerin Efendisi ya da Harry Potter gibi serileri izlerken hem kafan dağılıyor hem sıkılmıyorsun hem de en az yarım günü kurtarıyorsun! Alies gibi sürükleyici macera dizilerini de tercih edebilirsin. Animasyon izlemek de yine iyi bir seçim olabilir. Bu arada asla izlememen gereken filmleri de bir çırpıda söyleyivereyim: The Nootebook, Eternal Sunshine of the Spotless Mind, Sliding Soors (özellikle uzak dur), Nothing Hill, Garden State… Bu filmleri bir kenara not et, sevgilin olduğunda mutlaka izlenmesi gereken filmler listesinde baş sırada yer alıyorlar çünkü :)

3- Cep telefonunu kişiselleştir

3- Cep telefonunu kişiselleştir

Hepimizin artık bir cep telefonu var. Bu durumda telefonumuzu da ruh halimize göre kişiselleştirmek bizim elimizde. Cep telefonumuza şöyle şıkır şıkır eğlenceli bir melodi yükleyerek her telefonumuz çaldığında “ay ay acaba o mu arıyor” modunu şarkının ritmine kendimizi kaptırıp en hızlı şekilde bertaraf edebiliriz.

4- İnternet ile sınırlarını aş

4- İnternet ile sınırlarını aş

Eğer evinde bilgisayarın ve de internetin varsa, sanal alemlerde vakit geçirmek inan çok iyi gelir. Mesela Facebook, Sosyomat gibi sosyal ağ sitelerine üye olabilir (hala değilsen tabii), yeni arkadaşlar edinebilir ya da uzun zamandır görmediğin arkadaşlarınla sohbet edebilirsin. Tabi bu sitelere girdiğinde saat başı, şu adını bile anmak istemediğin malum kişinin sayfasına girip acaba yeni arkadaş edinmiş mi psikozuna yakalanmama koşuluyla!

5- Oyun oyna: Hem kilolarınla vedalaş hem aşk acınla

5- Oyun oyna: Hem kilolarınla vedalaş hem aşk acınla

Ve son madde olarak ki, bu benim en sevdiğim ve en etkili çözüm olduğuna inandığım yol, oyun oyna! Nedense bilgisayar, cep telefonu ya da oyun konsollarının sadece erkekler için tasarlandığına dair bir görüş var ülkemizde. Oyun oynamaya başlayarak hem kendine daha önce keşfetmemiş olduğun eğlenceli bir dünyanın kapılarını açabilir hem de erkeklere oyun oynamanın sadece onlara özgü bir eğlence şekli olmadığını kanıtlayabilirsin! Mesela biriktirdiğin harçlıklarınla Nintendo Wii alabilirsin. Bilmeyenler için güzel haberi vereyim: Wii’nin yeni aksesuarı “fit” ile hem oyun oynuyorsun hem de spor yaparak fazla kilolarından kurtuluyorsun. Bu sayede “bunalımdayım abur cubur yeme hakkına da sonuna kadar sahibim” deyip cipsleri midene indirirken bir yandan da spor yapacağın için kilo almaz, yemek yiyerek zayıf kalma mucizesini yaşayabilirsin!

Popular Articles

Latest Articles