Sakin olun karşınızdaki düşmanınız değil halk!
Haftalardır Melih Bulu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanması sonrası gelişen olayları takip ediyoruz. Bildiğiniz gibi bu atama üniversitenin asıl sahipleri tarafından kabul görmedi.
Şöyle düşünün: Yaşadığınız bir eve sizin bilginiz dışında başka biri yerleştiğinde siz nasıl tepki verirsiniz?
Bu üniversite de öğrencilerin evi... Öyle büyük talepleri yok. Sadece var olmak, söz hakkına sahip olmak istiyorlar.
Siz hiç yok sayıldınız mı? İş yerinizde, evinizde sözünüze değer verilmediği oldu mu hiç? Olduysa nasıl hissetiniz? Bunu şu an düşünün. Düşünün ki belki biraz olsun bu çocukları anlayabilirsiniz.
Fakat bu ülke onlara kulak vermiyor. Bu basit istek karşısında onlara ağızlarını açtıkları her alanda adeta altın tepside kelepçe sunuluyor.
El birliğiyle iktidarı, yönetimi, kolluk gücü, medyası ve toplumu olarak ülkenin aydınlık yüzlerini bu ülkeye küstürüyoruz.
Herkes kızgın, herkes öfkeli, ağzını açan terörist bu ülkede. Şiddetten zevk alıyor bazılarımız.
Sizin bu halkla, öğrencilerle derdiniz ne yahu? Bu insanların suçu ne?
Bu insanlar bu kadar kinle sarıp sarmalanmanızı gerektirecek ne yaptı? Tecavüzcülere, kadınların ve gazetecilerin katillerine hanginiz böyle davrandı?
Kapat
Bu ülke herhangi bir gruba ya da güce ait değil. Boğaziçi'nde şeriat sevdalıların yaptığı eyleme müdahale etmediğiniz gibi Boğaziçi öğrencilerine de ses çıkarmayacaksınız.
Yukarıdaki bu sözde zararsız grubun saygı gördüğü, taleplerini dile getirdiği bir ülkede Boğaziçi öğrencilerinin susturulmasını nasıl hazmediyorsunuz?
Ülke insanının geldiği noktayı gördükçe de kahroluyorum. Sizin hiç içiniz sızlamıyor mu ya?
Yarınlara dair hiç mi kimsenin endişesi yok? Bırakın siyasi görüşleri bir kenara. Bugün bu öğrencilerin geldiği duruma yarın senin gelmeyeceğinin bir garantisi var mı? YOK!
Uzun lafın kısası... Umarım bir gün karşınızdakilerin düşman değil de halkın ta kendisi olduğunu anlayabilirsiniz.
Başka da lafım yok...