İngiliz ressam Lous Wain 20. yüzyılda halkın kedilere karşı tutumlarını ve düşüncelerini değiştirmeyi başarmıştı. Peki bunu nasıl yaptı? Gelin birlikte bakalım...
Lous Wain, 1860 tarihinde Londra'da dünyaya gelmiş ve London School of Art'ta eğitim görmüştü.
Wain, eğitim gördüğü okulda daha sonra işe başlamıştı. Wain hiçbir zaman işsiz kalmıyordu çünkü çok yetenekliydi. Ünlü ressam bir yandan öğretmenlik yapıyor bir diğer yandan da gazete ve dergilerde çalışıyordu.
Wain'in ünlü olmasına neden olan şey ise yeteneği değil sahip olduğu aile trajedisi oldu.
Ünlü ressam 23 yaşında evlenmiş ve eşi evlendikleri ilk yıl meme kanserine yakalanmıştı. Waine ise eşinin hastalığının son dönemlerinde ona moral verebilmek için evlerindeki kedi Peter'in resimlerini yapmaya başlamıştı.
Illustrated London News’in editörleri Wain'in kedi resimlerini gördü ve bu resimleri basmak istedi.
Wain teklifi kabul etti ve Emily ölmeden önce ünlü ressamın 'Bir Kedinin Noel Partisi' isimli çalışması gazetelerde basıldı. Wain bu eseri yapmak için 11 gün harcamıştı. Gazetede yayınlanan çizim büyük ilgi gördü.
Wain'in çizimlerinin bu kadar büyük bir ilgi ile karşılaşmasının sebebi ise kedilerin diğer insanların yaptıkları işleri yapabiliyor olmalarıydı.
Nasıl yani diyecek olursanız Louis Wain, çevresindeki insanları gözlemliyor ve daha sonra o insanları kedilere dönüştürerek çizim yapardı. Wain'in eserlerindeki kediler yol yapar, briket oynar, çay içer ve hatta bisiklete binerdi.
Politik hiciv türünde eserler ortaya çıkaran Wain'in eserlerinde kediler insanlar ile dalga geçerdi.
Zaman içerisinde Wain'in eserleri ünlendi ve ajandalarda hatta kartpostallarda basılmaya başladı. Bunların sonucunda ise Wain herkes tarafından tanınan ünlü bir ressam haline geldi.
Ünlü ressam resimlerinin telif haklarını almadığı için tüm hayatını maddi sıkıntılar içerisinde geçirdi.
Resimlerinden gelir elde edemeyen ve maddi problemler ile boğuşan ünlü ressamın ruh sağlığı bir süre sonra bozulmaya başladı. Wain'in ruh sağlığı o kadar kötü durumdaydı ki beraber yaşadığı kız kardeşlerine şiddet gösteriyor ve kardeşlerine kötü davranışlarda bulunuyordu.
Louis Wain, 1924 yılında deli olduğu düşünülerek Lodra'da bulunan bir akıl hastanesine yatırıldı.
İleriki yıllarda bir gazeteci Wain'in durumunu fark etti ve onun için bir kampanya başlatmaya karar verdi. Bu kampanyaya birçok insan destek verdi. Kampanya destekçileri arasında dönemin başbakanı MacDonald bile yer alıyordu.
Kampanya sayesinde ünlü ressamın kız kardeşlerine emekli maaşı bağlandı ve Wain şartları daha iyi durumda olan başka bir hastaneye aktarıldı.
Wain'in yeni aktarıldığı hastanede çalışan görevliler ressam için güzel bir ortam yarattılar.
Wain artık maddi problemlerinden ve dolayısıyla da kötü hayat şartlarından kurtulmuştu.
Ruh sağlığı olumlu yönde ilerleyen ressam yeniden çizimler yapmaya başladı. Hastane çalışanları da ressama ihtiyaç duyduğu her şeyi sağlayarak yardımcı oluyorlardı.
Bir Noel zamanında ressamdan bina dekorasyonuna yardım etmesi bile istendi. Wain, aynaları tuval olarak kullandı ve kedileri de Noelin bir parçası halinde resmetti.
Wain'in o gün çizdiği resimler günümüzde hala Bethlem Hastanesi'nin içinde bulunan müzede sergileniyor.
Wain'in kaldığı hastane 1930 tarihinde yeni bir binaya taşındı. Wain öleceği güne kadar bu hastanede yaşamaya ve resim çizmeye devam etti.
Bilim kurgu yazarı olan H.G. Wells, halkın kedilerle ilgili düşüncelerinin değişmesine neden olan ressam hakkında şu cümleleri kurmuştu:
Kediyi kendine mal etmişti. Bir kedi stili, bir kedi topluluğu, koca bir kedi dünyası icat etti. Louis Wain’in kedileri gibi görünmeyen ve onlar gibi yaşamayan İngiliz kedileri kendilerinden utanırdı.