Geçtiğimiz günlerde Doğu Guta’daki, Suriyeli muhaliflerin elindeki son kasaba olan Duma’da, Suriye hükümetinin kimyasal silah kullanarak 70 kişinin ölümüne neden olduğu iddia edilmişti.
Bugün de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Duma'da düzenlendiği iddia edilen kimyasal saldırısı iddialarını görüştü.
ABD Başkanı Trump gün içinde, Suriye konusunda kararın en geç 48 saat içerisinde verileceğini açıklamıştı.
BM Güvenlik Konseyi'nde yapılan görüşme sırasında sık sık Rusya ve ABD arasında atışma yaşandı.
ABD'nin BM Büyükelçisi Nikki Haley, BMGK kararına bakılmaksızın Suriye'ye müdahale edileceğini açıkladı.
Haley, 'Tarih, bu anı Güvenlik Konseyi'nin Suriye halkını korumakta tamamıyla başarısız olduğu bir an olarak mı yoksa görevin yerine getirdiği bir an olarak mı kaydedecek? Her iki durumda da ABD bir karşılık verecek' diye konuştu.
Rus Büyükelçi Nebenzia ise ABD'nin olası bir Suriye saldırısının 'çok ağır sonuçları' olacağı uyarısını yaptı.
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, Rus diplomat ABD'yi, 'şahince bir dil kullanarak, hakaret ve iftiralarla Rusya'ya zarar vermeye çalışmak'la da suçladı. 'Bu tonun Soğuk Savaş sırasında kabul edilebilir seviyenin de ötesine geçtiğini' söyledi.
'Rusya hiçbir zaman ABD'nin dostu olamayacak' sözlerine 'sizinle dost olmaya hevesli değiliz' karşılığı.
Fransa temsilcisi de Rusya'yı eleştirdi: 'Rusya ve İran vahşetin durmasını istemiyor.'
Fransa BM Daimi Temsilcisi Francois Delattre, “Esat rejiminin” kimyasal saldırılardan sorumlu olduğunu belirterek, “Şam rejimi devlet terörüyle masum insanları öldürüyor. İnsanlık suçu işliyor. Esat rejiminin destekçileri Rusya ve İran’da, bu vahşetin durmasını istemiyorlar” diye konuştu.
Öte yandan ABD'ye ait 60 adet Tomahawk taşıyan Donald Cook isimli savaş gemisinin Suriye'ye doğru hareket ettiği iddia edildi.
Geçtiğimiz günlerde Rusya ve Suriye hükümeti tarafından yapılan açıklamalar ile kimyasal silah kullanıldığı iddiaları yalanlanmıştı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün yaptığı açıklamada Rus askeri uzmanların Suriye'de kimyasal saldırı düzenlendiği öne sürülen bölgeye gittiğini ve klor veya başka bir kimyasal madde kullanımının izine rastlamadığını da kaydetmişti.