H­a­b­e­r­T­ü­r­k­ ­Y­a­z­a­r­l­a­r­ı­ ­A­r­a­s­ı­n­d­a­ ­­S­u­r­i­y­e­l­i­­ ­P­o­l­e­m­i­ğ­i­:­ ­­K­o­z­m­o­p­o­l­i­t­ ­B­i­r­ ­D­ü­n­y­a­ ­Ş­e­h­r­i­ ­O­l­m­a­k­ ­B­ö­y­l­e­ ­B­i­r­ ­Ş­e­y­­

H­a­b­e­r­T­ü­r­k­ ­Y­a­z­a­r­l­a­r­ı­ ­A­r­a­s­ı­n­d­a­ ­­S­u­r­i­y­e­l­i­­ ­P­o­l­e­m­i­ğ­i­:­ ­­K­o­z­m­o­p­o­l­i­t­ ­B­i­r­ ­D­ü­n­y­a­ ­Ş­e­h­r­i­ ­O­l­m­a­k­ ­B­ö­y­l­e­ ­B­i­r­ ­Ş­e­y­­

HaberTürk yazarı Fatih Altaylı'nın Suriyelilerle ilgili köşesinde dile getirdiği iddialara Nagehan Alçı'dan itiraz geldi.

Bir süredir Türkiye'deki sığınmacılarla ilgili yazılar yazan Fatih Altaylı, 1 Nisan Cuma günü yayımlanan 'Sosyal laboratuvardan izlenimler' başlıklı yazısında da 'Uzunca bir zamandır güvenli bir yer haline gelmiş olan Beyoğlu’nun arka sokaklarında ise artık Suriyeli çeteler hakim' ifadelerini kullanmıştı. 

Altaylı ile aynı gazetede köşe yazarı olan Nagehan Alçı, bu ifadelere karşı çıkarak 'Ben her gün dolaştığım Beyoğlu’nun sokaklarında Fatih Altaylı’nın bahsettiği Suriyeli çetelere hiç rastlamadım' dedi.

"Arap Diyarı' tasviri gerçeği yansıtmıyor"

"Arap Diyarı' tasviri gerçeği yansıtmıyor"

Alçı, '90’ların İstiklal Caddesi mi yoksa bugünkü mü daha dünyalı?' başlıklı yazısında'Sevgili Altaylı buraları bir ‘Arap Diyarı’ gibi resmetmiş. Öyle bile olsa bunu olumsuz bir ima ile ifade etmeye karşıyım öte yandan öyle değil, bu tasvir gerçeği yansıtmıyor.

Bir de yeniden kendisinden şunu rica edeceğim: Devletin göç stratejisine ve politikasına karşı olunmasına büyük saygı duyuyorum. Eyvallah... Ama bunu yapmak ayrı, göçmenlere yönelik rencide edici dil kullanmak ayrı…

Evet Suriyelilerin ve ülkemize gezmeye gelen Arap turistlerin diğer yerlerde olduğu gibi İstiklal’de de ciddi bir görünürlüğü var. Özellikle Taksim Meydan’dan Galatasaray’a kadar Ortadoğulu turistlerin zevkine göre dizayn edilmiş vitrin ve büfeleri görmemek imkansız, öte yandan Batılı birçok mekan da aynı şekilde bu dönemde Beyoğlu’nda açıldı. Hem Ortadoğu kültürü hem Batı kültürü Beyoğlu'nda birbirini besliyor.' ifadelerini kullandı.

'Kozmopolitlik böyle bir şey'

'Bu çeşitlilikten rahatsız olabilir, tekin bulmayabilir, eski homojen ve ‘biz bize’ günleri özlüyor, nostalji yaşıyor olabilirsiniz. Ama kozmopolit bir dünya şehri olmak böyle bir şeydir. New York’a, Londra’ya, Paris'e gidin, benzerini görürsünüz…' diyen Alçı şöyle devam etti:

'Ben her gün dolaştığım Beyoğlu’nun sokaklarında Altaylı’nın bahsettiği Suriyeli çetelere hiç rastlamadım ama Suriyelilerin açtığı nefis falafel, humus, tabule yapan restoran ve büfeleri biliyorum. Onların yanı sıra artık gerçek Hint restoranları var, Pakistan restoranları, Vietnam restoranları da var Beyoğlu’nda. Hem de son derece mütevazi ve iyi restoranlar bunlar.'

Fatih Altaylı ne yazmıştı?

Fatih Altaylı ne yazmıştı?

Daha önce 'Göçmenler kalıcı hale geldiği için Türkiye’yi nasıl bir geleceğin beklediğini görmek istiyorsanız Taksim’den Tünel’e doğru yürüyün” dediği için bazı okurlardan “İstanbul’da yaşamayanlar ne yapsın.” şeklinde tepkiler aldığını belirten Fatih Altaylı, 'Ama madem siz gelemiyorsunuz, ben size anlatayım biraz.' diyerek şu gözlemlerini aktarmıştı:

'Birkaç yıl öncesine kadar, her ulustan turistin bulunduğu, Talimhane’de artık sadece Araplar var. Ve onlara hizmet eden Suriyeliler. Turist taşıyan Vito’ların sürücüleri de Suriyeli, bu minibüslerin sahiplerinin büyük bölümü de. 

Bölgedeki İtalyan lokantaları, Meksika lokantaları, dünya mutfağından farklı lezzetlerin bulunduğu bölgede, artık sadece kebapçılar ve nargile kafeler mevcut. Buralarda çalışanların da büyük bölümü Suriyeli kökenli. Türkçe hala geçerli bir lisan ama pek kullanan yok.'

....

'Taksim Meydanı, tamamen Arap dolu. Aralarından metroya gitmeye çalışan, kalabalığın arasından bir an önce sıyrılıp işine gücüne ya da evine barkına gitmeye çabalayan Türkler var ama meydana yayılıp, orada vakit geçirenlerin neredeyse tamamı Arapça konuşuyor.

Güvercinleri kovalayıp, tekmeleyen çocuklar, selfie yapan kızlar, kızları kesen oğlanlar tamamı Suriye kökenli. Gece ise meydana oturup, çekirdek yiyenler sayesinde sabaha tüm meydan bir çekirdek kabuğu çölü gibi oluyor.

İstiklal Caddesi’ne girince durum daha vahim bir hal alıyor. Arap damak zevkine göre evrilmiş Türk lokantaları, kebapçılar, bol miktarda tatlıcı, helvacı. Arada genelde Araplara yönelik ürünlerin sergilendiği mağazalar. Tabelalar bile ye Arap alfabesi ile yazılmış. En iyi olasılıkla iki alfabeli. 

Sağda solda kaldırımlarda müzik yapıp, para toplayan müzisyenler ya da müzik grupları var. Onların da tamamına yakını Arap. Caddedeki kiliselere girip çıkanların büyük bölümü ise Afrika kökenli göçmenler. Bazı Ortodoks kiliselerinde ise şimdilerde sayıları artan Slav misafirler göze çarpıyor ama sayıları çok değil. Pazar günleri ise caddede siyahi oranı çok artıyor. Mümkün olan en temiz giysilerini kuşanmış, Afrikalılar kiliselere akın ediyor.

Türkler, özellikle de genç Türkler de az değil ama Arapların arasında göze çarpmadan geçiyorlar caddeden. Ama eğer sarışınlarsa şansları çok az. Suriyeliler, sarışın açık tenli kadınlara Uzaylı muamelesi yapıyor, bakışlarıyla taciz ediyorlar. Tünele doğru Suriyeli yoğunluğu azalıyor ama asla yüzde 50’nin altına düşmüyor.

Uzunca bir zamandır güvenli bir yer haline gelmiş olan Beyoğlu’nun arka sokaklarında ise artık Suriyeli çeteler hakim. Youtuber Oğuzhan Uğur’un anlattığı türden Suriyeli gruplar arka sokakları ele geçirmiş vaziyette. Başka bir kültür, başka bir ülke gibi. Özetle anlatılabilecek olan bu kadar. Umarım geleceğimiz gözünüzde canlanmıştır. Çünkü hepimizi bekleyen bu.'

Popular Articles

Latest Articles